" Tom, ne olur bir şeyler yap!"
Ayağa kalkmış küçücük karavanda delice koşturuyordum. Tom da sakin değildi. Nasıl olsundu ki?
" Ne olduğunu tekrar anlatacak mısın?"
Daha önce hiç ağlamadığım gibi ağlıyordum. Sanki ses tellerim yerinden çıkacak, gözyaşlarımdan karavanı sel basacaktı.
" Ben... Ben... Onun düşüncelerini duyamadım. Sanki... Sanki şeymiş gibi-"
" Ama ben duyuyorum."
Şaşkınlıkla durup Tom' a baktım. O duyuyorsa ben niye duyamıyordum?
" Na- Nasıl..."
" Bak, sakin olmalısın. Büyük ihtimalle heyecanlandın. Şimdi derin bir nefes al, ve tekrar dene. Tamam mı?"
Deneyecektim, ama hazırlıklı olmalıydım.
" O, iyi değil mi? Yani-"
" Bilmiyorum Beatrice. Zar zor duyuyorum."
Bakışlarımı tavana çevirdim ve nefes almaya çalıştım. Colin' e bir şey olamazdı. Buna izin vermezdim.
"" Ah... Başım...""
Sesi gerçekten de çok zor duyuluyordu. Bu, ölmek üzere olduğu anlamına mı geliyordu yoksa?
" Tom... Ona ne olmuş olabilir?"
Tom düşünmeye başladı. İkimiz de ayakta ve gergindik. Korkuyordum. Onu ikinci kere, bu sefer gerçekten kaybedeceğimden korkuyordum.
" İlacını hangi gün alıyordu?"
" Ne- Ne ilacı?"
" Tel-ein' i diyorum. Haftanın hangi günü alıyordu?"
Sağ elimle saçlarımı karıştırıp düşündüm. Hiçbir fikrim yoktu. Bana söylememiş olsa ilaç aldığını bile bilmezdim.
" Bana... Bana hiç söylememişti."
" Bugün alıyor olabilir mi?"
" Bugün, günlerden ne ki?"
" Cumartesi."
" Olamaz. Cumartesi günlerini birlikte geçirdiğimiz olmuştu daha önce. Hiç ilaçtan bahsetmedi. Ama pazar günleri genelde birlikte değildik. İşi olduğunu söylerdi."
" O zaman yarın olmalı."
" Anlamıyorum, bunun ilaçla ne alakası var?"
Tom uzun bir of çekti. Bense sadece durumun çok kötü olmamasını umuyordum.
" Sana dediklerimi hatırlamıyor musun? İlacın bazı kişilerde hastalığa sebep olduğunu söylemiştim ya. Hatta içlerinden bazılarının öldüğünü."
Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Ölmek mi? Neden bahsediyordu bu adam?
" Ne yani, Colin, ölüyor mu?"
" Bir şeyler yapmazsak evet. Hastalıktan ölebilir."
Bu kadarını kaldıramamıştım. Bir an dengemi kaybettim ve mutfak tezgahına zar zor tutundum. Başım dönmeye başlamıştı.
" Beatrice? Sakin ol, tamam mı? Merak etme, o iyi olacak. İlacı almazsa iki üç aya iyileşir. Tek sorun, onu ilacı almamaya ikna etmek."
" Ne?"
" O bir bağımlı. İlacı bırakması kolay olmayacaktır."
Şimdi her şeyi anlıyordum. Colin yarın o ilacı almamalıydı. Çok tehlikeliydi. Ve bunu nasıl engelleyeceğimi tabi ki biliyordum. Tom ne düşündüğümü anladı ve bakıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE DÜŞÜNÜYORSUN?
Adventure" Herkes duyabilir. Ama bu kadarı da fazla." Beatrice kendini bildi bileli diğerlerinden farklıydı. İnsanların düşüncelerini okumak herkesin harcı değildi nasıl olsa. Ve şimdiye kadar bu özelliğini hiç sorgulamamıştı. Doğru okudunuz, şimdiye kadar.