Hisler

159 18 0
                                    

Gözlerimi açmak istemiyordum. Gözlerim açık oldukça sevdiklerime zarar geliyordu.

" Şöyle saçma şeyler düşünmeyi kesecek misin? Gece de sürekli burnunu çekip hıçkırdığın için uyuyamadım zaten."

" Ona ağlamak denir. Ayrıca, bilerek uyumadın çünkü Dawson' ın adamlarından korkuyordun. Unutma, ben de senin aklındakileri okuyabiliyorum."

Gözlerimi ovuşturup yatakta doğruldum. Tom çoktan uyanmış, küçük mutfak tezgahında bir şeyler yapıyordu.

" Aferin" dedi. Esnerken şaşkınlıkla sordum:

" Neye?"

" Güçlerini kullandığını anlayamadım. Gizlenmeyi öğrenmişsin."

" İsteyerek olmadı ki. Haberim bile yoktu."

" O zaman şanslısın. Bunu yapmak çok uğraştırıcıdır. Hadi kalk da omletini ye. Soğumadan."

Yatağımın önündeki masada duran tabakları görünce ne kadar aç olduğumun farkına varmıştım. Hemen kalktım ve sandalyelerden birine oturdum. Yemeğe başlamam uzun sürmemişti.

" Bugün şu çok sevdiğin erkek arkadaşların seni aramaya çıktılar. Bulamayınca da Malesef ki, işe yarar tüm eşyalarını arabalara yükleyip gittiler."

" Nereye?"

" Bilmem."

" Biliyorsun."

" Doğru, biliyorum. Ama söylersem sevgilinden ayrı kalmak istemez ve bir yaramazlık yaparsın diye, bir süre bu benim içimde sır olarak kalacak. Sakın öğrenmeyi deneme, canın yanar."

Ağzıma koca bir ekmek parçası atıp somurttum. Sonunda Tom da masada yerini almıştı. Suyumdan bir yudum alırken etrafa baktım. Karavanın ön tarafındaki büyük camdan yağmur yağdığını görebiliyordum. Hava soğuk olmalıydı.

" Ne yapacağız?"

" Nasıl ne yapacağız?"

" Yani, burada öylece yaşayacak mıyız, yoksa kayda değer bir şeyler mi yapacağız?"

" Burası benim evim, dolayısıyla şu anda sadece yaşıyorum. Sen kayda değer şeyler derken neyi kastediyorsun?"

" Güçlerimle ve Doktor Dawson ile alakalı bir şeyler yapmayacak mıyız? Adam resmen beni bulmak için birini öldürdü. Onları tekrar bulursa, bir daha aynısını yapabilir. Değil mi?"

" Kısacası, Colin için endişelisin."

Ofladım. Dün yaşananlardan sonra Colin' i düşünmeden edemiyordum. Gerçi onu düşünmeyi ne zaman bırakmıştım ki?

" Yaptığım aptalca hatadan önce, birlikte çok iyiydik. Çok fazla yol kat etmiştik. Yani... Beni sevdiğini biliyordum. Şimdi ise tüm duyguları, gitti. Sean' ın ölümüne sebep olduğum için beni suçluyor. Dün evde beni gördüğünde bakışlarından öyle korktum ki... Oysaki daha önce ondan hiç korkmamıştım. Hiç."

İkimiz de düşüncelere daldık. Tom' un benim için üzüldüğünü biliyordum. Ama ben kendim için üzülmüyordum. Kendimden nefret ediyordum. Hiç bu kadar öfkeli olduğumu hatırlamıyordum, ve bu öfke sadece kendimeydi. Salak, aptal, gerizekalı, kazkafa... Bunlar hatamı anlatmak için hafif kalıyordu. Akılsızdım. Bir aklım yoktu. Kasabadaki herkesin hafızalarını silerken, yanımda Colin' in olduğunu fark edemeyecek kadar ahmaktım. Budalaydım. Sinirliydim. Bu yaptığım şeyden sonra ölmeyi hak ediyordum. Ölmeyi arzuluyordum.

" Kalk." dedi Tom. Aklım karışmıştı.

" Ne-"

" Kalk hadi!"

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin