Abi Kardeş

174 13 1
                                    

21 YIL ÖNCE

" Malesef, bu mümkün değil. Kaç kere denedim. Eğer yapabilseydim yapmaz mıydım sanıyorsun?"

" Ben de deneyeceğim. Belki de gözden kaçırdığın bir şey vardır."

" Hadi ama Tom! Kendini boşu boşuna umutlandıracaksın, sonra da-"

" Umut hiçbir zaman boşu boşuna değildir Michael. Bunu hayatın boyunca unutma."

Michael sinirliydi. Abisi yine o filozof hallerine dönmüştü. Elindeki ilacı ona verdi ve iç cekti. " Sadece bir kere dene." dedi. " Ve sakın risk alma, tamam mı? Başına zaten yeterince şey geldi."

" Bana güvenebilirsin."

Michael odadan çıktı. Tom' un ilacı alır almaz çalışmalara başladığını biliyordu, ve onu rahatsız etmek istemezdi. İçinde taze bir kıskançlık rüzgarı esiyordu. Bu hissi daha önce çok yaşamıştı. Sakat olan Tom' du, ama başarılı olan Michael değildi.

Tel- ein' i bularak büyük başarılara imza atmıştı belki de, ama hala kıskançtı. Tom' un dahiyane fikirlerini, onun başardığı işleri kıskanıyordu.

Tom ise bunun farkında bile değildi. Onun gözünde Michael, korunması ve yardım edilmesi gereken küçük kardeşti, o kadar. Ve bu Michael' ı çok yıpratıyordu.

Labaratuvardaki özel odasına girdi. Canının sıkkın olduğu zamanlarda hep yaptığı gibi masasındaki kağıtları incelemeye başladı. Deneklerin listesi, tutanaklar, anlaşmalar... Hepsini tekrar tekrar düzenledi. Ama aklında sadece bir şey vardı. Tom' u çok kıskanıyordu.

4 YIL SONRA

" Bebek doğdu." dedi. Tom sakindi. Tek kelime etmiyordu.

" Birazdan onların yanına gideceğim. Sen de gelmek istemez misin?"

" Darwin' in yüzüne bakamam."

" Hadi ama... Sen Darwin' in bebeğini kurtardın."

" Ve onu sakatlıktan çok daha kötü bir kadere sürükledim. Bundan hiçbir zaman kurtulamayacak. Bunu Darwin' e söyleyen kişi omak istemiyorum."

Tam o sırada ofisteki telefon çaldı. Tom hiç kıpırdamayınca telefonu Michael açtı.

" Alo?"

" Ben John. John Adams."

" Ah, evet. Bir hafta önce görüşmüştük."

" Anlaşmamızı kabul ediyor musunuz diye sormak için aradım. Hatırlıyorsanız bugün, kararınızı açıklamak için son gün."

Michael duraksadı. Tom' un buna izin vermeyeceğini biliyordu. o her şeye çok daha temkinli yaklaşırdı, ve Adams ile konuşmadan onaylamazdı. Gözlerini devirdi. Bir kerecik Tom' un fikrini almasa ne olurdu ki?

" Şey... Biz, kardeşimle düşündük ve... Anlaşmayı kabul ediyoruz."

" Çok sevindim. En kısa zamanda orada olacağım."

Telefonu kapatırken Tom' un soru soran bakışlarından gözlerini kaçırdı. " Gidiyorum. " dedi.

" Kim aradı?"

" Geçen gün sensiz görüşme yaptığım Bay Adams' ı hatırlıyor musun? Oydu."

" Peki, ben neyi kabul etmişim söyler misin?"

Omuz silkti ve odadan çıktı. Daha sonra anlatırdı. Yetişmesi gereken bir doğum vardı.

*****************************

Koridorda yürürken Darwin ile karşılaştı. Demek ki doğumu kaçırmıştı. Darwin' in yüzündeki endişeli ifade de ortada bir şeyler döndüğünü sonunda fark ettiğini gösteriyordu. Rol yapma vaktiydi.

" Darwin! Ben de tam geliyordum. Bebek nasıl?"

" Gayet iyi, fakat... Galiba onda garip bir şeyler var."

" Ne... Ne gibi şeyler?"

" Ağladığında onunla birlikte tüm oda ağlamış. kendilerini kontrol edememişler."

" Ha... Bakın Bay Tod, her şeyden önce ilaçların-"

" Ne oluyor kızıma söylesene!"

" İşın aslı şu ki, verdiğimiz ilaç kızınızın beyninde bir takım yan etkilere yol açmış olabilir."

" Önceden bahsettiğiniz gibi mi?"

" Aynen öyle. Bu yan etkiler, tam da bizim kızınız yedi yaşındayken olmasını istediğimiz şekilde kendini gösteriyor."

" Ne demeye çalışıyorsunuz?"

" Tel- ein sizden önce bir sürü deneyde kullanıldı. Ama bu deneylerde iyileştirme görevi görmüyordu. Birkaç yıl önce Telepati adı altında bir takım deneyler başlattım. Bu ilaç, o deneyler içindi. Deneğin kısa süre boyunca telepati yapabilmesini sağlıyordu. Ancak kısa bir süre içinde çalışanlarım ve ben ilacın harikulade bir iyileştirme gücü sergilediğini gözlemledik. Bu özelliği geliştirerek kızınızda denedik. Şu anda görünüyor ki ilacı geliştirdiğimizde sadece iyileştirme gücünü değil, diğer gücünü de geliştirmişiz."

" Yani..."

" Testler olmadan anlayamam, fakat sanırım kızınız uzun bir süre boyunca telepati gücüne sahip olacak. Hatta telepatiden de öte bir güce. Düşünceleri okuyabilecek, görebilecek ve değiştirebilecek."

YEDİ YIL SONRA

" Gerçekten de gideceğine inanmıyorum. Sen... Beni asla terk etmezdin. Şimdi ne oldu?"

" Artık bu iş çığrından çıktı Michael. Adams her şeyi mahvediyor. Bunu sana her zaman söylüyorum. Ama benim lafımı hiç dinlemiyorsun!"

Michael sinirle masaya vurdu. " Hangi sözünü dinlemedim?" diye bağırdı. Öfkeliydi. " Formülünü kullanmama izin vermedin, kullandım mı? Beatrice' i öylece almama izin vermedin, aldım mı? Çocuklara sert davranmamamı söyledin, sert davrandım mı? Hayır, bu olanların hiçbiri benim suçum değil. Benim istediklerimi yapmama bir saniye bile müsade etmediğin için senin suçun!"

" Sen iyi seçimler yapsaydın seni sınırlamak zorunda kalmazdım Michael. Beatrice veya diğer çocuklar, Adams' ın onlara yaptıklarını hak etmiyorlar. Onunla benden izinsiz anlaşma yaptın ve şimdi halimize bak! Burası kapanmak zorunda Michael, anlıyor musun beni? Artık yasa dışı işler yapıyoruz. Ve bunların hepsi, beni dinlemediğin o tek an yüzünden!"

İkisi de sinirden bir yerlere vurup duruyordu. Ayaktaydılar ve çok öfkeliydiler.

" Bu labaratuvarı asla kapamayacağım. Gerekirse gizli gizli çalışmaya devam edeceğim. Ve inan, ya da inanma, desteğine ihtiyacım yok! Her zaman beni küçük bir çocukmuşum gibi yargıladın. Hiçbir şey yapamayacağımı düşündün. Ama burası, burada olanlar, benim emeğim. O aptal formülüne de ihtiyacım yok!"

" İhtiyacın olsa da artık asla kullanamayacaksın. Aklından tamamen silindi. İstersem labaratuvarını ve çalışmalarını tamamen bitirebileceğimi de biliyorsun."

" Bunu yapar mıydın gercekten? Kardeşinin yıllardır uğraş verdiği şeyleri yok eder miydin? İşte, seni bunun için sevmiyorum."

Tom başını eğdi. Michael ise hala sinirden köpüruyordu.

" Asla öyle bir şey yapmazdım Michael. Bunu biliyorsun. Elimde olsa da, asla buna bir son vermek istemezdim. Sadece, değişmeni isterdim. Bütün bu olanlara benim gibi bakabilmeni... Bir hata yaptım, ve şimdi bunu hayatımla ödüyorum. Bu güçler, bedenimi hiç olmadıği kadar yoruyor. Aklımı da. Bazen o masum kız çocuğuna yapabileceklerini düşünüp keşke sakat doğsaydı diyorum. Beni kullanamıyor olabilirsin, ama on yıl sonra, Beatrice' i kullanmak için önünde hiçbir engel olmayacak. Malesef, ben de olmayacağım."

Tom odadan çıkarken, Michael yerine oturdu. On yıl diyerek hata yapmıştı. Hemen şimdi demeliydi. Kızı hemen almalıydı. Ama Tom' a acımıştı. Keşke, keşke acımasaydı.

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin