Savaş

58 13 0
                                    

Yataktan kalktım. Çok acıkmıştım. Bugün ne olursa olsun yemeğimi kaptırmayacaktım. Odamı iyice gözden geçirdim, ve lavabonun bir köşesinde şu anda giydiğim kıyafetin başka bir çiftini gördüm. Kirlenince, değiştiriyor, diğerini yıkıyordun. Dört parça kıyafet... Ölüyor gibiydim. Siyahı da sevmezdim zaten.

Saatin on iki olmasını beklerken neredeyse açlıktan parmaklarımı yiyecektim. Sonunda kapı açıldı ve dışarı çıktım. Her şey dünki gibiydi. Hemen henüz kapalı olan yemekhane kapısına gittim, ve önünde beklemeye başladım. Sıra çekecek halim yoktu.

" Erkencisin!"

Ruby gelmişti. Ona gülümsemeye çalıştım.

" Acıkırsın demiştim."

" Doğru, demiştin."

" Bugün savaşacağım. Dün kimsenin savaşmaması çok yazık oldu. Göremedin. Ama bugün, beni izleyeceksin."

" Sen, savaşmakta iyi misindir?"

" Bu küpeleri savaşta kazandım."

Ruby bana küçük, siyah küpelerini gösterdi. Bazı kızların takı takması dikkatimi çekmişti, demek ki bu savaş kazandıkları anlamına geliyordu.

" Bu neyin göstergesi?"

" Savaş kazandıkça puan alıyorsun, ve o puanlarla da takı, hırka, dergi, kitap, hatta odana mobilya bile alabiliyorsun. Şu ana kadar sadece bir iki kişi mobilya almayı başardı. Onlar da zaten hep birbirleriyle savaşıyor. En üst seviyedeler. Bu küpeleri taktığım zaman, bana yaklaşmayın demiş oluyorum. Seviyemi gösteriyorum."

Burada her şey bir düzene göre işliyordu, ve herkesin bu düzeni sevmesi beni çok kızdırmaya başlamıştı. Neden kimse kaçıp gitmek istemiyordu?

Yemekhane kapısı açılınca hemen içeri girdim, ve yemeğimi çok önce alıp Ruby ile birlikte bir masaya oturdum. Açlıktan ölüyordum. Şansıma bugün kimse yemeğimi almaya çalışmamıştı.

" Şu size verdikleri görevler..." dedim yemeğimi yerken. " Nasıl şeyler oluyor?"

" Göreve iki ayda bir falan çıkarsın. Genelde adam öldürme, veya kontrol ile ilgili oluyor. Senin gibi yeni gelenler bilgi aşırıyor, benim gibiler kontrol ediyor, daha iyileri ise adam yaralıyor, belki de öldürüyor. Merak etme, zor işler değil."

" Sen... Hiç adam öldürdün mü?"

" O kadar da iyi değilim."

Bir oh çektim. Arkadaşımın seri katil olmasını istemezdim.

" Görevlere bütün bölümler sırayla çıkıyor. Biz A bölümüyüz. Dört tane bölüm var, ve şu an sıra C' de. Anlayacağın, bize baya var."

Bu koca salon bir bölüm mü oluyordu? Öyleyse bu binada binden fazla kişi vardı. Hepsiyle ne yapıyordu ki bu adam?

" Bazen, bizim gruptan birilerini özel olarak isterler. Bizim grup en iyi gruptur. Seni de buraya aldıklarına göre çoğu çaylaktan iyi olmalısın."

" Yani... Çok da kötü sayılmam."

" Sana meydan okumamı ister misin? Bilerek kaybederim ve sen de ilaç alırsın. Ne dersin ha?"

" Yok... Ben şimdilik savaşmak istemiyorum."

" Daha ne kadar ilaçsız dayanabilirsin ki?"

" Uzun bir süre dayanırım. Merak etme."

" Tamam, o zaman listeye bakacağım, ve bir üstümdekiyle savaşacağım. Sen de bir an önce savaşmayı düşünsen iyi olur. En azından küçük bir küpe alabilirsen, buradakiler senin yemeğine bulaşmazlar. Rahat olursun. Belki de daha da gelişirsin ve hırka falan alırsın."

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin