Ev Dediğin

117 19 4
                                    

Uyandığımda yalnızdım. Pencereden içeri sızan güneş her yeri aydınlatmıştı. Oda daha bir güzel görünüyordu gözüme. Pencereye baktım ve gözlerim kamaşarak doğruldum. İyi bir uyku çekmiştim.

Etrafa bakındım. Duvardaki saat onu gösteriyordu. Yavaşça kalktım. Başım biraz dönmüştü, ama dayanamayacağım bir şey değildi. Odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerledim. Tam aşağı inecektim ki alt kattan gelen konuşma seslerini duyup durdum.

" Oraya bir daha gidemez Harw." bu Colin' di. Ve Harwey de yanındaydı.

" Ama burada da kalamaz."

" Size bir süre diyorum. Ben ona kalacak bir yer bulana kadar. Bakın, biliyorum onun yanınızda olmasından pek hoşlanmadınız, ama kız şu anda çaresiz. Onu korumak zorundayız, tıpkı Harwey' nin bir aralar bizi koruduğu gibi."

Benden bahsediyorlardı. Daha dikkatli dinlemeye başladım.

" Sinirlenince içimizden birini öldürmeyeceğini nereden bileceğiz?"

Yutkundum. Aşağıda bir kavga başlıyor gibiydi. Birkaç boğuşma sesi duymuştum. Sonunda Harwey' nin bağırmasıyla sesler kesildi.

" Durun!"

" Yalan söylemiyorum Harwey. Kız burada olunca tehlikede olduğumu hissediyorum."

" Chris, o bir karıncaya bile zarar vermez!"

" Öldürdüğü ve etkisiz hale getirdiği onca insanı unutuyorsun bence, Colin."

" Seni-"

" Yeter. Bu konuda daha fazla kavga etmeyin. Colin, Beatrice' e yeni hir yer bulana kadar o burada kalacak. Tehlikeli, ama Dawson' ın eline geçerse daha da tehlikeli olur. Ama onunla konuşacaksın, güçlerini burada kullanmamalı."

" Teşekkürler. Merak etme, ona söyleyeceğim."

Aşağıya inmeye korkuyordum. Neden herkes benim bu kadar tehlikeli olduğumu düşünüyordu ki? Kimseye zarar vermek istemiyordum. Koşarak uyuduğum odaya gittim ve kapımı kapattım. Ağlamak istiyordum. Ama ağlamadım. Güçlü olmam gerekiyordu. Onlar benden korkuyorlarsa yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Ben onlara zarar vermezdim nasıl olsa. Güçlerimi de kullanmadan yaşayabilirdim. Hiçbir sorun yoktu.

Tam o sırada Colin içeri girdi. O da arkasından kapıyı kapattı ve yanıma, yatağa oturdu.

" Günaydın."

" Günaydın."

" Rahat uyudun mu?"

" Evet. Sağolasın."

Güldük. Bana ne söyleyeceğini biliyordum. Ama söylemesini bekledim.

" Beatrice, bir süre burada kalacağız. İkimiz de."

" ..."

" Sadece kısa bir süre. Ben daha iyi bir yer bulana kadar. Ne diyorsun?"

" Şey... Benim için sorun değil."

" Ve... Sana bir şey söylemeliyim. Burada, bu evde, kimse güçlerini kullanmaz. Bunu bir saygısızlık olarak görürüz. Yani kimsenin düşüncelerini okumak, veya onları kontrol etmek yok."

" Veya onları öldürmek."

" Bunu yapmayacağını biliyorum."

" Ama onlar bilmiyor."

Colin şaşkın şaşkın bana baktı. Ben de ona meydan okur gibi bakıyordum.

" Sen... Bizi mi dinliyordun?"

" Belki..."

" Tam bir cadısın, biliyor muydun bunu? Güçlerini kullansan bir dert, kullanmasan ayrı bir dert."

Sırıttım.

" Her şey bir yana, Chris' ten korkmaya başladım."

" Merak etme. Onlara seni tanımaları için biraz zaman verirsen senin tehlikeli olmadığını anlayacaklardır."

" Tamam... Buradan ayrılınca nereye gideceğim peki?"

" Bir yer bulacağım. Ayrıca Yalnız olmayacaksın. Ben de seninle geliyorum."

İşte, bundan daha iyi bir haber olamazdı.

*****************************

Ancak öğlene doğru aşağı inme cesaretini bulabilmiştim. Salona girdiğimde herkes uğraşını bırakıp bana baktı. Yutkundum. Onlarla iyi anlaşmalıydım.

" Herkese merhaba."

Cevap yoktu. Pes etmek de.

" Kahvaltı yaptınız mı?"

Bir iki kişi hayır diyince gülümsedim.

" Öyleyse yarım saat sonra yemek odasına gelin. Size bir şeyler hazırlayacağım."

Bunu gerçekten yapmıştım. Dolapta ne bulduysam çıkarıp, harikulade derecesine ulaşamasa da idare eder bir kahvaltı hazırlamıştım. Kimse gelmez diye düşünüyordum ama sıra sıra hepsi geldi. Sosis kokusundan olmalıydı. Herkes masaya dehşetle bakıyordu.

" E otursanıza. Soğuyacaklar yoksa."

Bunu dememle herkes oturdu ve yemeye başladı. Ben ayakta, onlara hizmet etmek için hazırda bekliyordum. Colin bunu görünce beni zorla oturtturdu. Neymiş, kürdan gibi kalmamam için yemem gerekiyormuş. Sonuçta, ben de onlara katıldım. Ortamın gerginliği azalmıştı. Arada sırada gülüşmeler bile duyuyordum. Colin bana iyi gittiğimi gösteren bir bakış attı. Gülümsedim. Bu koca oğlanlara alışabilirdim. Ne de olsa ev dediğin, sevdiklerinin yanıydı.

Arkadaşlar kusura bakmayın sınav haftasındayız bu kadar kısa bölümü anca yollayabildim zaten genellikle kısa bölümler yazıyorum ama bölümlerim uzayacak inşallah zamanla:))

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin