Louisa

148 15 0
                                    

10 YIL ÖNCE

Yatakğından zorla kalktı. Çok uykusu vardı, ama gitmek zorundaydı. Gitmezse ilaç alamazdı. Annesi üzerini giydirdi ve birlikte yola çıktılar.

Yepyeni, çok güzel bir gündü. Gökyüzü alabildiğine maviydi. Hava ise güneşli. Bugün, diğer günler gibi değildi. Bir şeylerin değişeceğini hissediyordu. Hisleri ise genelde yanılmazdı.

Labaratuvara geldiler. Louisa buradaki doktorların gözdesiydi, bir tanesiydi. Her denileni yapardı. Aslında buraya hep gelmek istiyordu ama okul yüzünden gelemiyordu. Güçlerini kullanmak diğer çocukların düşündüğü gibi zor değildi ona göre. Bir hazdı. Ne zaman gözlem odalarından birine girip güçlerini kullanmaya başlasa, deli gibi eğlendiğini hissediyordu. Bitmesin istiyordu.

Sabahın erken saatleriydi. Annesi onu bıraktı ve işe gitti. Cumartesileri de çalışıyordu. Zaten bu yüzden çok zenginlerdi. Babası çalışmaktan eve zar zor uğrardı. Uğradığı zaman da Louisa uyuyor olurdu. Yine de babasının iyi uykular öpücüğünü hissederdi. Babası Louisa' yı çok severdi. Her gelişinde ona harika hediyeler alır, onu nasıl sevindireceğini her zaman bilirdi. Annesi ise daha prensipli bir kadındı. Louisa' nın şansına, her zaman çalışan kişi babasıydı.

İçeri girdi. Bugün doktorlar daha heyecanlı görünüyorlardı. Ne olduğunu merak etti. Gülümseyerek bekleme odasında beklemeye başladı. Beş dakika bile geçmeden Doktor Dawson onu gözlem odasına aldı. Erkenciydi.

Bugün kesinlikle özel bir gündü. Sevinç ve merak karışımı duygularla gözlem odasına girdi. Koltuğa oturdu ve Doktor Dawson' ı beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra geldi. Heyecanlı görünüyordu. Ama düşüncelerini okumadı. Labaratuvarda doktorların düşüncelerini okumak yasaktı.

" Günaydın Lou." dedi. Gerçekten çok heyecanlıydı.

" Neler oluyor? Yoksa bugün doğum gününüz mü?"

" Hayır, hayır. Bugün tesisimize çok özel biri geliyor. Senin yaşlarında bir kız."

" Neden çok özel peki? Yeni biri mi?"

" Hepinizden daha eski."

Louisa' nın morali bozulmuştu. Onun yaşındaki bir kızdı sonuçta, heyecanlanacak ne vardı ki?

Çalışmaya başlamalarının üzerinden on dakika geçmişti ki, biri doktoru aradı. Normalde Louisa' yla birlikteyken kimse ara vermezdi, ama herhalde herkesin heyecanla beklediği kız gelmişti. Louisa gittikçe daha da sinirleniyordu.

" Lou, malesef bugün bir misafirimiz olacağı için dersi bitirmek zorundayız. Şimdi toparlan bakalım."

" Ama, bana ilacımı vermediniz..."

" Hadi, beni daha fazla konuşturma."

Kalkmayacaktı işte. Neden buraya gelmek zorundaydı ki?

Bir süre sonra Doktor Dawson Louisa' nın hala orada olduğunu fak etti. Sinirliydi.

" Sana git buradan dedim!"

" Ama ilacım-"

Birden başı zonklamaya başladı. Doktor Dawson bunu bilerek yapıyordu. İlk defa ceza almıştı. İlk defa. Ağlıyordu. Ayağa kalktı ve hızlıca kapıya doğru yürüdü. Kapının önünde bir kız duruyordu. Kahverengi karışık saçları olan, eski püskü kıyafetler giymiş bücür bir kız.

Bu muydu yani? Bu kadar önem verdikleri kız, bu muydu? Bir süre bakıştılar. Bu kızın yanında daha fazla duramazdı. Burnunu çeke çeke odadan çıktı.

Bu kızın niye bu kadar özel olduğunu bulacaktı. Kuralları çiğnemesi gerekse bile bunu yapacaktı. Koridorlarda beş dakika dolanması bile anlamasına yeterdi.

Güçleri sınırsızdı. Bu mümkün müydü ki? Herkes ilaca ihtiyaç duyarken, o sonsuza kadar böyle yaşayabilecek miydi? İşte bu, ondan nefret etmesi için harika bir nedendi.

KUSURA BAKMAYIN ARKADASLAR UNUTMANLIĞIM ÜZERİMDE ŞU GÜNLERDE:) BAYRAMINIZI DA UNUTMADAN KUTLAYAYIM:))

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin