Darwin

292 26 2
                                    

On yedi yıl önce, 1997

" Bilemiyorum Darwin... Bu resmen bilerek çocuğumuzu satmak olur."

" Tatlım... Eğer bunu yapmazsak sakat doğacak. Hayatı boyunca da kendinden nefret edecek."

" Ama bu çok tehlikeli! İlk kez bize yapacaklar. Ya ilaçlar ters teperse de hiç yaşayamazsa?"

Darwin buruk bir gülümsemeyle elini Annie' nin karnına götürdü. Kızının kalp atışlarını hissediyordu.

" Bunu yapmak zorundayız. Kendi iyiliği için."

Bekleme salonuna Doktor Dawson girdiğinde ikisi de ayağa kalktı.

" İyi haber. Bayan Tod, sonuçlarınızda hiçbir terslik yok. ilacı uygulayabiliriz. Siz etkilenmeyeceksiniz, ilacı doğruca rahme göndereceğiz. Ve bebeğiniz sapasağlam doğacak. Tabi eğer anlaşmayı imzalarsanız."

" Doktor Dawson, anlamadığım bir şey var. Neden yedi yaşına gelince ilaç tedavisini tekrar uygulamak zorundayız?"

" Bu anlaşma bildiğiniz gibi karşılıklı. Tel- ein bebeğinizi iyileştirecek, evet. Ama yan etkileri de olacak. Bunu, yedi yıllık bir deney olarak algılayın. Yedi yıl sonra durumuna bakacağız ve ona ilacı tekrar uygulayacağız. Sonuçlar geçici olduğundan işimiz bitince bir daha bizi görmek zorunda kalmayacaksınız. Herhangi bir tehlikesi yok."

" Annie, bence hiç düşünmeden kabul etmeliyiz. Kızımız iyileşecek ve normal bir hayatı olacak."

Darwin Annie' nin tereddüt ettiğini görebiliyordu. Ama Annie çabuk ikna olurdu. Büyük ihtimalle kabul edecekti.

İki ay sonra

Darwin Doktor Dawson' ın labaratuvarının koridorunda heyecanla onu içeri almalarını bekliyordu. Sonunda ona gelebileceğini söylediler ve içeri girdi. Kızını gördü. Ağlayası gelmişti. O kadar güzeldi ki... Her şeyi normaldi. İyiydi.

" Darwin..."

" Annie! Hayatım, onu gördün mü? Sapasağlam!"

" Evet..."

Birden eşinin yüzünde bir korku sezdi. Ne olduğu u anlamamıştı.

" Ne oldu? Sen iyi misin?"

" İyiyim... Sadece... Darwin, az önce gözlerime inanamadım. Doktor Dawson böyle bir şeyin olacağından hiç bahsetmemişti..."

" Neyin olacağından? "

" Onu çıkardılar, ve ağlamaya başladığı anda, odadaki herkes bir anda ağlamaya başladı! Ben bile ağladım Darwin. Kendimi kontrol edemedim. Bu, ilacın yan etkisi olabilir mi?"

" İnan bana bilmiyorum, ama mutlaka öğeneceğim. merak etme."

Bunu der demez odadan çıktı ve var gücüyle Doktor Dawson' ın odasına gitti. Şansına, onunla koridorda karşılaşmıştı.

" Darwin! Ben de tam geliyordum. Bebek nasıl?"

" Gayet iyi, fakat... Galiba onda garip bir şeyler var."

" Ne... Ne gibi şeyler?"

" Ağladığında onunla birlikte tüm oda ağlamış. kendilerini kontrol edememişler."

" Ha... Bakın Bay Tod, her şeyden önce ilaçların-"

" Ne oluyor kızıma söylesene!"

" İşın aslı şu ki, verdiğimiz ilaç kızınızın beyninde bir takım yan etkilere yol açmış olabilir."

" Önceden bahsettiğiniz gibi mi?"

" Aynen öyle. Bu yan etkiler, tam da bizim kızınız yedi yaşındayken olmasını istediğimiz şekilde kendini gösteriyor."

" Ne demeye çalışıyorsunuz?"

" Tel- ein sizden önce bir sürü deneyde kullanıldı. Ama bu deneylerde iyileştirme görevi görmüyordu. Birkaç yıl önce Telepati adı altında bir takım deneyler başlattım. Bu ilaç, o deneyler içindi. Deneğin kısa süre boyunca telepati yapabilmesini sağlıyordu. Ancak kısa bir süre içinde çalışanlarım ve ben ilacın harikulade bir iyileştirme gücü sergilediğini gözlemledik. Bu özelliği geliştirerek kızınızda denedik. Şu anda görünüyor ki ilacı geliştirdiğimizde sadece iyileştirme gücünu değil, diğr gücünü de geliştirmişiz."

" Yani..."

" Testler olmadan anlayamam, fakat sanırım kızınız uzun bir süre boyunca telepati gücüne sahip olacak. Hatta telepatiden de öte bir güce. Düşünceleri okuyabilecek, görebilecek ve değiştirebilecek."

Yedi yıl sonra

" Beatrice, hazır mısın? "

" Evet baba."

" Öyleyse gidiyoruz. Anneye bir öpücük ver."

Beatrice koşarak annesine sarıldı ve onu öptü. Ardından Darwin' in yardımıyla arabaya bindi ve kemerini taktı. Darwin Annie' ye baktı.

" Ne var yine?"

" Darwin, dün gece sen uyurken yanımıza geldi ve uğultular duyduğunu söyledi. Çok korkmuş. Ona duyduklarının başkalarının düşünceleri olduğunu kaçıncı kez anlattım, ama beni anlamadı."

" Doktor Dawson geçmesinin zaman alacağını söylemişti."

" O adama güvenmiyorum! Ya bu sonsuza kadar bitmezse? Doğruyu söyle, uzun bir süre dediğinde yedi yaşına kadar süreceğini tahmin etmemiştin değil mi?"

" Şu durumda yapabileceğimiz en iyi şey, ona güvenmek. Şimdi, anlaşmaya göre onu son görüşümüz olacak. Merak etme."

Labaratuvar Darwin' in hatırladığından çok daha farklıydı ama Doktor Dawson' ın odasıni bulmakta zorlanmadı. Beatrice sadece hastaneye gittiğini düşündüğü için ona bir şey çaktırmamaya çalışarak kan örneğini aldılar ve onu uyutup Darwin' in anlamadığı yöntemlerle zihinsel durumunu anlamaya çalıştılar. Bir saat sonra, Beatrice ile beklerlerken, Doktor Dawson onu odasına çağırdı. Orada bulunan bayanlardan biri Beatrice' i oyalarken, Darwin de odaya girdi.

Odada uzun boylu, kabangörünüşlü bir adam daha vardı. Tanıyamamıştı ama buna pek de aldırmadı.

" Darwin, öncelikle sana ortağımı tanıtayım. John Adams."

" Merhaba."

" Merhaba"

" Söylemeliyim ki, kızının sonuçları harika ötesi. Tamamen sağlıklı."

" Peki ya, zihni?"

" Sanırım ömrü boyunca bu güce sahip olacak. Bana göre harika bir gelişme ama sizi bilemem."

" Ne diyorsunuz? Beatrice yedi yıldır kontrol edemediği bir şeyle boğuşuyor. Unutkanlık sorunları var. Biz de onunla birlikte aynı zorlukları çekiyoruz. O ağlayınca ağlıyor, gülünce gülüyoruz, ve kontrol edemiyoruz. Şimdi siz bana, ömrümüz boyunca bu çilenin bitmeyeceğini mi söylüyorsunuz? Anlaşmamızda kesinlikle bu yoktu!"

" Size onun eğitilemeyeceğini söylemedim."

" Ne?"

Dokrtor Dawson, onay istercesine Bay Adams' a baktı ve onayı alınca Darwin' e yaklaştı. Darwin ne olduğunu bile anlamadan elini onun yüzüne götürdü. Elini Darwin' in yüzünde gezdirmeye başladı. Ve Darwin, tamamen hareketsiz kaldı.

" Sana on yıl veriyorum Darwin. Beatrice ile geçireceğim on yıl. Kızın on yedi yaşına geldiğinde, koşulsuz olarak onu bize vereceksin. Yanlış anlama, onu eğitmemiz gerekiyor. Ne tesadüfür ki onca çocuğun arasında, gücü kalıcı olan bir tek senin kızın var. Sadece kalıcı da değil, devasa bir güç onun içindeki. Onun için, böyle büyük bir fırsatı sizin ellerinizde harcayamayız. Şimdi tek yapman gereken, masanın üzerindeki kağıdı imzalamak. Sonra istesen de anlaşmandan dönemezsin zaten."

Darwin' in uykusu gelmişti, ama kalkıp bir çırpıda kağıdı imzaladı. Ne yaptığı hakkında en ufak bir fikti yoktu...

Merhaba arkadaşlar daha önce mobilde medya yüklemeyi bilmiyordum bir şeyler denedim eğer başarabilmişsem medya: küçük Beatrice :)

Yorum ve oylarınızı bekliyorum...

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin