Kovalamaca ve Arkadaşlık

313 24 2
                                    

Karar vermiştim. Bu çocuğun neden bu kadar garip olduğunu, neden düşüncelerini okuyamadığımı anlayacaktım. Önümüzdeki günlerde, internetten ve kütüphaneden araştırma yapmayı denedim, ama hiçbir şey bulamadım tabi. Bazı deneyler hakkında yazılar vardı, ama deneklerin hepsi ya ilaç alarak, ya da cihazlarla kısa süreli başarı sağlayabiliyorlardı. Hiç kimse de benim gibi değildi. Kimse tam olarak karşısındakinin ne düşündüğünü anlamıyordu, Sadece bir takım olguları anlayabiliyorlardı. Beceriksizler.

Colin' in durumu hakkında da hiçbir şey bulamamıştım. Her ne yapıyorsa, beyninin içine girmemi engelliyor ve canımı yakıyordu. Peki ya cezadan dönerken duyduğum sesler? Etrafımda kimse olmadığına emindim ama birinin düşüncelerini okumuştum. Üstelik hayatım boyunca ilk defa, sırrımı bilen birisiyle karşılaşmıştım. Daha doğrusu birileriyle. Bir dakika... Rüyamın gerçek olduğundan emin değildim. Her şey o kadar karmaşıktı ki!

Bir hafta boyunca, Colin' e yaklaşmadım. Sınıfta güçlerimi kullanmıyordum, cesaret edemiyordum. Ama Colin hakkındaki gerçekleri kesinlikle öğrenmeliydim. Derken, bir hafta sonra ne yapacağımı buldum.

Eğer aklına giremiyorsam, hayatına girerdim.

Bu kadar basitti.

Pazartesi günü okul çıkışıydı. Colin' in çantasını toplayıp sınıftan çıkmasını bekleyerek arkasından gittim. Onu takip edecektim. Ama işler hiç de istediğim gibi gitmiyordu. Adamın motoru oldugunu nasıl da unutmuştum!

Sokağa çıkınca hemen bir taksi tuttum. Motoru takip etmesini söyledim ve taksinin beni götürdüğü yere gittim.

Colin kasabanın hemen dışındaki baş araziye kurulmuş ahşap bir evin orada durdu. Ben de onun biraz uzağında durdum ve arazinin dışındaki apartmanlardan birinin önünde beklemeye başladım. Uzaktan onun eve girdiğini görebiliyordum. Ve görür görmez araziye girip eve yaklaştım. Şimdi düşünce okuyabilseydim çok iyi olacaktı ama o sesi tekrar duymak istemiyordum.

Colin' in kasaba dışındaki bu izbe yerde ne işi vardı acaba? Kapıya yaklaştım ve içeriyi dinlemeye başladım.

" Getirdin mi?"

Yanında bir adam vardı. Adamın sesi nedense bir anda beni korkutmuştu.

" Evet, getirdim."

" Nerede peki?"

" Çantamda. Harw, bunun işe yarayacağına emin misin? Canının yanmasını istemiyorum."

" Yarayacak. ve onun için endişelenmene gerek yok. Sandığından da güçlü."

" Tamam."

" Ona ne zaman anlatacaksın?"

" Bilmiyorum. Bence henüz hazır değil."

" Ama olaylar her gün daha da garipleşecek ve sonunda kafayı yiyecek."

" Merak etme. Şimdilik, onunla biraz eğleniyorum diyelim."

" Sonra senden öcünü çıkaracak ama."

" Olsun. Ben çok mutluyum."

" Neyse, şu şeyi çıkar da bir bakayım."

Acaba benden mi bahsediyorlardı? Off. Bu çocukta kesin bir şey vardı.

O ikisi içeride konuşurken, Ben de Colin' in motorunun yanına gittim. Belki bir ipucu bulabilirim diye bakındım ama kasası kilitliydi. Bulduğum tek şey, dikiz aynasına asılı bir muskaydı. Colin' in onu her zaman taktığını fark ederek muskayı elime aldım. Baya bir ağırdı, ama içini açamıyordum. Bu yenilgiyle evin etrafında dolanırken, arka tarafta, işime yarayacak bir şey buldum.

Bisikletim buradaydı. İnanamıyordum. buraya gelirken hiç böylesine büyük bir ipucu bulacağım aklıma gelmemişti, ama bulmuştum işte. Benim burada olduğumu fark edecek olmalarına aldırmadan bisikletimi aldım ve yola doğru sürdüm. Bu kesinlikle benim bisikletimdi. Bugünlük bu kadar kovalamaca yeter diye düşünüp evime doğru gitmeye başladım.

Ertesi gün, yeni bir karar almıştım. Colin' i takip etmenin en iyi yolu, onunla iyi geçinip arkadaş olmaktı. Sabah bisikletimle okula geldim ve bisikleti park yerine koyup sınıfa gittim. Colin sırasında oturuyordu. Hemen onun yanına yaklaştım ve ona gülümsedim. Şaşırmışa benziyordu.

" Yine mi rüya gördün?"

" Ne? Hayır hayır. Ben şey diyecektim... Şu günlerde sana biraz kaba davrandıysam özür dilerim."

" Gerçekten özür dilemeye mi geldin?"

" Evet. Ben... Arkadaş olabiliriz diye düşünüyordum." Elimi uzattım. Colin bir süre elime öylece baktı. Sonra ani bir gülümsemeyle elimi tuttu.

İşte o anda gözlerim karardı. Başım dönmeye başlamıştı. Gözlerimi açabildiğimde, başka bir yerde olduğumu gördüm. Ahşap bir evdeydim. Bir dakika... Bu geçen gün gittiğim evin içiydi. Neden burada olduğumu sorgulamadan etrafa bakındım. Bir anda, bir odadan kısa boylu, ak saçlı bir adam çıkıverdi. Tam korkuyla kaçacaktım ki adamın beni görmediğini fark ettim. Sonra aniden biri kapıyı çaldı. Adam gidip kapıyı açınca Colin' in dünki giysileriyle içeriye girdiğini gördüğümde donakalmıştım. Ben bir anının içindeydim.

Aniden gözlerim tekrar karardı. Ve işte, sınıfta, Colin' in yanındaydım.

" Hey, Beatrice! Neler oluyor sana böyle?"

" Yok bir şey."

Hemen elimi çektim ve arkamı dönüp sırama gittim.

Yoksa bu da gücümün özellillerinden biri miydi? Daha önce niye ortaya çıkmamıştı? Üstelik Colin' in üzerinde işe yarıyordu. Bu en iyisiydi. Artık onunla arkadaş olduğuma göre, bol bol elini tutacaktım...

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin