Okulun önünde Nil'i bekliyordum. Kağıdı kaybeden benmişim gibi erken gelmiştim.
Nil görüş alanıma girdiğinde makyaj yapmış olduğunu gördüm ve sinirle ona doğru ilerledim.
"13 dakika 57 saniye ve ben konuşurken 14 oldu."
Mahçupça bana baktı ve perçemini utançla kulağının arkasına sıkıştırdı. Bu hareketi yumuşamama sebep olabilirdi ama hayır sinirliydim!
"Çok mu beklettim? Özür dilerim ya."
"Sorun yok geçelim hadi bir an önce bulmalıyız."
"Pazar günü de okula gelinir miymiş.."
Okula girdiğimizde bir kaç öğrenci dışarıdaydı okulun kursu olmalıydı bugün ve bizden küçük sınıfların dersi vardı.
"Bizim sınıfa bakalım ilk," Nil merdivenlerden çıkarken bende peşinden gittim. Bizim kat boş görünüyordu. Panoya yaklaşıp kaldırılmayan parti ilanını inceledim Nil ise çoktan sınıfa girmişti.
Kendi kendime bir şarkı mırıldanıyordum her satırında acı gizlenmişti.
"Burada yok, kantine girmedim, kütüphane zaten değil, arka bahçe.. yok orası da değil." Nil'in sesiyle yüzümü ona döndüm. Elleri yanaklarında ofluyordu. Bana sorarcasına baktı bende fikrimi sundum.
"Konferans salonu? Prova için oraya çok gidiyorsun,"
"Cuma günü en son oraya gittim tabi yaa! Hemen gidip bakalım mutlaka oradadır."
Konferans salonuna indiğimizde ikimiz de bir şarkıyı mırıldanarak düet yapıyorduk. Gülüşerek içeri girdik ve o en son gittiğini düşündüğü yerleri ararken bende bir sandalyeye oturarak salonun ekosundan faydalanarak sesli olarak şarkı söylemeye başladım.
O oflarken ben şarkı söylüyordum ve bu benim beklemem karşı aldığım intikamdı.
"Gerçekten se 13 dakika ve bilmem kaç saniyeyi saydın mı?" Sandalyelerin altına bakmayı bırakıp sahneye yöneldi.
"Hayır tabiki en son saate baktığımda 13 dakika geçmişti salise kısmını attım." Gülerek cevap verdiğimde onda kıkırdadı.
"Peren! Yanında!" Dediğinde sahneden atladı ben sandalyemin altına ve çevresine bakarken o koşarak yanıma gelmişti.
"Oh! Buradaymış," dediğinde kağıda sarılıyordu...
"Hadi çıkalım artık,"
Nil ile zemin kata doğru çıkarken merdivenlerden bir ses duydum hemen arkamdan gelmişti ve korkuyla başımı çevirdim. Karanlık koridor ile gerildiğimde koluma bir el hissettim dönüp Nil'e baktım elime yapışmıştı.
"O ses neydi?"
"Bilmiyorum hadi çıkalım,"
Ses yeniden geldiğinde korkuyla arkama baktım bir karartı gördüğümde hırıltı sesine benzer bir seste işittim. Korkuyla Nil elimi bıraktı ve çığlık atarak koşmaya başladı. Bende peşinden hızlıca merdivenleri çıkarken arkama bakmıyordum.
Bir bedene çarpıp acıyla çığlık attığımda karşımdaki bedenin Yarkın olacağını ümit ediyordum. Başımı kaldırdığımda okulun müdür yardımcısını görmemle yeniden indirdim.
Nil önümdeydi ve o da bir bedene çarpmıştı. Kafamı kaldırdığımda Yarkın ile çok yakın olduklarını görerek deyimin tam yeriyle sinirden küplere bindim.
"Ne oluyor kızım, bu sesler ne?" Nil'in çığlıklarını soruyordu.
"Hocam sesler duyduk, korktuk."
"Ne sesi olacak? Kedi falan girmiştir!"
"Haklısınız hocam özür dileriz," beni de dahil etmesine kaşlarımı çattım. Özür dilemezdim! Yarkın'a çok yakındı onunla hiçbir şey yapmazdım beraber!
"Tamam önemi yok," diyerek merdivenleri çıktı adam ve bende hala yakın sayılabilecek bir noktada duran Yarkın ve Nil'e baktım. Niye öyle tuhaf tuhaf bakıyorlardı birbirlerine?
"Hadi. Gidelim," Nil'in kolunu yumuşak sayılamayacak bir derecede kendime çektim ve onu Yarkın'dan ayırarak önümde sürükledim. Yarkın konuşmuyordu ve bu sinirimi çok bozuyordu! Biz çıkarken eğilerek yerdeki test kitabına uzandı. Sinirliyken ders çalışırdı bunu biliyordum ama o hep çalışırdı.
Nil ile ayrılıp mekana ilerledim. Sinirliyken şarkı söylemek de benim kaçışımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obijmi |Texting
Non-Fiction0539 *** **** : Obijmi diyor şarkıda. 0539 *** **** : Anlamı şu; 0539 *** **** : Sarıl bana.