Size öyle güzel bir bölümle geldim ki....... öyle bir geldik ki.. yine bana kızamayacaksınız beklettiğim için!
Bekletmeden okuyun hadi.. zamanı gelmişti. Bende, siz de.. çok özledik, biliyorum...
Dileyen ilk özel bölümü Obijmi ile de dinleyebilir...
Bölüm şarkısı :
Haluk Leven - Elfida°>°
Ilık bir sonbahar gününde kampüsün merdivenlerinden yavaş yavaş insanlar inerken merdivenlerin önünde sessizce bekliyordum. Biri bana çarpmasın diye ekstra çaba sarf ederken, insanlar bile isteye bana çarpıyordu sanki. Sağa sola hafif savrulmalarımın ardından dayanamayarak seslice nefesimi verdim. Etrafımdaki bir kaç kişi uzaklaşırken bir süre kimse çarpmadı. Gözlerim merdivenleri daha özenli tararken hala çıkmamıştı.
Elimdeki poşetlere öfkeyle bakarken yağmurluğumun cebinden çıkarmaya çalıştığım telefonum beni daha da sinirlendiriyordu. Öfkem artarken hala elimi kocaman cebe sığdıramamıştım. Tam elim cebe girmişti ve telefona çarpmıştı ki, bir el elime çarptı. Öfkeyle kafamı kaldıracakken, o el elimi tuttu. Cebimden çıkararak sıcacık elleri arasına aldı.
Öfkem artıyordu. Elim elin sahibini anında tanısa da..
"Sevgilim?" dedi aşina olmaktan korktuğum o ses.
"Neredesin sen! Dakikalardır bekliyorum!" Diye çemkirirken kafamı kaldırdım. Sona doğru sesim kedi sesine benzerken gülüşünü görmem buna nedendi.
Yarkın Adalı; lacivert beresi, soğukta üşüdüğünden hafif kızarmış burnu ve açık pembe dudaklarının aralığındaki parlayan beyaz dişleriyle tatlı tatlı gülümsüyordu bana.
Bu görüntü için ne çok uğraşmıştım.. Yarkın Adalı bana gülümsüyordu.. gülümsüyordu ve bana. Sadece bana.
Bu sefer de şaşkın suratıma gülümseyerek yanaklarıma uzandı. Kendime gelerek utançla öpmesini bekledim. Yanağımı öptükten sonra uzun uzun sarıldı. Ve sarılması.. Yarkın Adalı'nın sarıldığı kişilerden biri bendim ve daha da fazlası en çok sarıldığı insan bendim.
Yarkın Adalı bana ayrılmıştı sanki.
"Çok mu bekledin?" Dedi benden ayrılırken. Kafamı göğsünden kaldırırken.
"Yok. Sadece çok fazla insanla temasta bulunmak zorunda bırakıldım." Dedim dersi biteli dakikalar olmasına rağmen bir türlü çıkmamasına sitem ederek. Kaşları anında çatılırken etrafına öfkeyle baktı.
"Kim dokundu sana?" Gülümsediğimde uzatarak "Kimse," dedim. "Neden çıkman bu kadar uzun sürdü?" Kaşlarını çatmıyordu artık. Muzipçe gülümserken konuşmaya başladı.
"Dünyalar güzeli sevgilime muhteşem bir sürpriz hazırlarken çok mu gecikmişim.." dediğinde heyecanla yanaklarını sıktım. Bunu istemsizce yaptığım için utansam da bir süre devam ettim.
"Ne sürpriziymiş o?"
"Sürpriz.." dedi gülerken ve hâlâ yüzünde olan ellerim arasından konuşmaya çalışarak.
"Öyle olsun," dediğimde ellerimi yüzünden çektim. Boşluğa düşen elimi havada kavrayarak tuttu. Yeniden gülümsedi ve elimi bırakmayarak beni peşinden sürükledi.
Onunla daha önce gelmediğimiz bir yere gelmiştik ağaçlık alanda tek tük bir kaç aile vardı. Uzaklarda bir kaç bank ve gülüşme sesleri.
Arabayla gelmiştik ve arabanın bagajından çıkardığı bez sofrayı yere sererken onu uyarmaya çalıştım. Bir şeyler söylüyordu ve bir şeylerin eksik olup olmadığından emin olmaya çalışıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obijmi |Texting
Non-Fiction0539 *** **** : Obijmi diyor şarkıda. 0539 *** **** : Anlamı şu; 0539 *** **** : Sarıl bana.