Özledik değil mi? Özledik, özledik.
Ben çok özledim..
*
1 yıl sonra -Yıldırım koşarak içeri girdi. Onun ışık hızındaki bu perfonmansına kaşlarımı kaldırarak ve gözlerimi açarak tepki verdim.
"Ne oldu?"
"Açıklanmış! Açıklanmış!"
"Ne!" Attığım çığlık ile bir adım geriledi. Benim sevinç gösterim karşısında şok olmak yerine alıştığını belli edercesine sırıttı kafasını iki yana sallayarak.
Koşarak ona sarıldım yerimde tepinmeyi bırakarak. Bugün üniversite sınavının yerleştirme sonucu açıklanıyordu. Dün açıklayacaklarını söylediklerinde o kadar heyecanlanmıştım ki... ve o kadar umutluydum ki..
Bir yıl boyunca Yarkın'ın bana görüntülü sohbetlerde verdiği ama onu izlemekten dinleyemediğim dersler.. özel hocalar.. Yıldırım ile çalıştığımız onca saatler.. hepsi.. hepsi karşılık vermiş miydi yani? Karşılığını almış mıydım?
Yarkın'ın adını ekranda görünce genişçe gülümsedim. Canımın içi yazıyordu ve en sevdiğim insana hep böyle seslenmek istemiştim.. yanındaki kalbi de görmezden gelemeyince kalp atışlarım hızlandı ve hızla telefonu açtım.
"Canımın içi.." sesi boğuk çıkıyordu. Yeni mi uyanmıştı? Kolumdaki saate baktım 08.26 sanırım biraz erkendi.. dersi yok muydu ama bugün? Ah, hayır.. "Uyandırdım mı?" Endişeyle çıkan sesime karşı kırgınlıkla konuştu. "Evet ama zaten kalkacaktım alarm kurmuştum." İçimden güldüm ve tatlılığını seyretmek istedim..
"Canımın içi.."
"Canımın içi? Tamam söyle bak hazırım ama yavaş yavaş söyle." Ses tonumdan bile bir şeyler olduğunu anlayacak kadar iyi tanıyor muydu sahi beni... gülümsedim ve görmese bile kafa salladım.
"Sonuçlar...." duraksadım devamı için, duyduğum küfür sesinden sonra konuştu. "..Açıklanmış mı? Ben neden görmedim!"
"Uyuyorsun çünkü Yarkın.. kalk hadi öğren bak neredeyim.." diyerek telefonu kapattım. Gülerek Yıldırım'ı bekledim. Kahvaltı için erkenden onlara gelmiştik ve dışarıda kurulu sofrada bir tek ben vardım annemler içerideydi Yıldırım'ın iyi bir yer kazanmasının şokundaydılar ama ben şaşırmamıştım verdiği emek takdir edilesiydi. Bahçeye çıktığı gibi koştum ve o da koştu. Ona sarıldığımda arkadaşça bana sarıldı ve dalga geçmeye başladı. "Kazanamadın değil mi bir yeri? Kimse almadı kesin seni?" Sinir olmuş bir ifadeyle onu izlerken gözlerimi kıstım o sırada telefonum çalınca hızla ekrana döndüm. "Yarkın arıyor.."
"Şaka!" dedi hayrete düşmüş bir ifadeyle. "Şaka... resmen o öğrensin diye bekledin! Şaka bu.. senin gibisi zor bulunuyor Peren.." utançla yüzüne baktım, hafifçe güldüm ve telefonu çok geçmeden yanıtladım. Kulağıma çarpan sevinç nidasını kaşlarımı çatarak karşıladım. Hoşgeldin, gerçek Yarkın... bazen odundu, bazen dengesiz ama romantik de olabilen biriydi Yarkın. Hatta genelde romantikti! Rüzgar sesi telefonun ucundan hafif yankılanırken heyecanla konuştum.
"Kazanmışım değil mi? Söyle de artık Yıldırım'a hava atabileyim."
"Güzelim.." dedi sesi öyle derinden gelirken.
"Hı.." dedim sesine mest olmuşken. Şuan sonuçları unutmuştum çokta umrumda değildi açıkçası.
"Yanımdasın.."
"Yanındayım.. hep."
"Hep. Yanımdasın.. üniversitemiz.. aynı." Tane tane söylüyordu ki aklımı yitirmeyeyim. Tane tane yitiriyordum aklımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obijmi |Texting
Non-Fiction0539 *** **** : Obijmi diyor şarkıda. 0539 *** **** : Anlamı şu; 0539 *** **** : Sarıl bana.