güncellenme: 12.04.2023 23 k olduk!!
Uğursuz böceği ben...
Aylar aylar öncesinde aklıma düştü burası.. burası benim aklıma düştü de.. benim aklım bende hiç kalmadı bir daha. Özel bölüm dört. Çok özel bir bölüm... Umarım hâlâ kütüphanenizdeyizdir...
Bölüm isminden, şarkıya kadar duygusalız bugün. Yaşlar göz altlarımda intiharı bekliyor. Tatlı bir intihar... Ağlamaya hazırlıklı olun çünkü benim düşününce bile gözlerim doluyor... Nasıl yazarım diye çok düşündüm ama dün istedim ki siz de yaşayın benimle..
10. bölümü dün 22.59'da güncelledim. Oraya bir şarkı ekledim. O şarkıyı buraya da ekleyeceğim sesi o kadar çok Yarkın ki... Kalın, hafif pürüzlü... (teliften dolayı kaldırılmış..) Gözlerim doluyor daha fazla konuşmadan okuyalım hadi. Her oy ile yeniden okuyacağım ben de... Burası kürkçü dükkanım....
23.20 24 Haziran 2021. / 10.23 18 Temmuz 2021.
*
P'den...
Omzuma dokunan el ile daldığım kısa uykudan uyandığımda irkilerek baktım gözlerine. Korktuğum kadar korkutmuştum da. Birden titremeye başlamıştım. Kanepenin başlığına omzumu yaslayarak ona döndüm hafifçe. Titremelerim geçerdi belki böyle.
Nil, korkuyla omuzlarımdan tuttuğunda; elimi kaldırarak omuzlarımdaki ellerinin üzerine koydum, iyi olduğumu anlatmak isteyerek. Parmaklarıyla omzumu sıktı hafifçe, destek vermek istercesine. Zoraki bir gülüşle baktım yüzüne ve omuz silktim.
Salonun kanepesinde uyuyakakmıştım bir kaç dakikalığına, yine. Aniden ayağa kalktığımda Nil kolumdan tutarak kanepeye geri oturttu beni.
"Kaç dakika olmuş," derken bir yandan da sol kolumda sol tarafa dönen kol saatimi çeviriyordum. On iki dakika olmuştu. Öfkeyle alnıma vurdum.
"Akşam gideriz?" Diye bir öneride bulundu. "Çok yorgunsun 2 gün oldu, sen hiç uyumadın," diye de açıkladı önerisinin nedenini.
"Yanılıyorsun, uyuyorum ben." Dalgın bir cevap vermiştim aklım saatle meşguldü. Saat dörde geliyordu. Önceki gece uyumamıştım ve bugün adeta bayılmıştım eve gelir gelmez istemsizce. Uykum hafif olsa da daha da hafiflemiş olmalıydı. Nil elindeki nevresime bakıyordu.
"Evet günde 2 kere onar dakika!" Sitemine cansız ve istemsizce bir gülüşle karşılık verdim. "On iki dakika uyumuşum."
"Biraz daha uyu, en azından 2 saat." O kadar az uyuyordum ki bir aydır. Haftada 1 kere dört saati buluyordu bazen.
"Olmaz. Gidelim lütfen?" Dediğimde içeri Yıldırım girdi ve yılların ardından hiç değişmeyen çapkın gülümsemesi ile bizi selamladı. Elindeki anahtarda takılı kaldı bir süre gözlerim. Onu özlemiştim.
"Selam güzellikler," Nil gülerek göz kırptığında bugün ayrı bir çaban mı var güzel olmak için?" Diye imada bulundu üzerimdeki kıyafetlere. Salondaki köşe aynasından süzdüm üzerimdekileri. Mevsimlik yeşil ceketimin içinden sarkan geniş beyaz t-shirt'e keyfim olsaydı gülebilirdim. Ceketimi çıkarıp koltuğun üzerine attım ve odalardan birine girdiğimi kapıyı kapatırken fark etmiştim. Kaşlarımı çatarak odadan çıktığımda Yıldırım ve Nil dalga geçiyordu biraz da olsun gülebilmem için ama içi gülmeyenin yüzü gülmezmiş. Odayı sonunda bulduğumda altımdaki gri buggs bunny'li pijamayı çıkarıp yerine siyah, fazla dar olmayan bir kot pantolon geçirdim. Bir yandan evin her köşesinde olan aynalardan kaçmak isteyişim beni düşündürüyordu. Yarkın istemişti bu kadar fazla aynayı. Her odada vardı muhakkak ki. İş yaparken hep arkamda durur beni izlerdi ve yüzümü izlemeyi çok seviyordu. Aynalar işin cabasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obijmi |Texting
Non-Fiction0539 *** **** : Obijmi diyor şarkıda. 0539 *** **** : Anlamı şu; 0539 *** **** : Sarıl bana.