21.Bölüm

44.9K 1.6K 219
                                    

21.Bölüm

"Sevginin niçini olmaz ki efendim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sevginin niçini olmaz ki efendim."
                            Hüseyin Nihal Atsız


Elim dağınık saçlarında gezinirken derin nefesler alıyordum. Baran hala uyuyor ama uyumuyor da olabilir. Bu adam çok iyi rol yapıyor ve ben hiçbir şey anlamıyorum.

"Kocacağım." Saçlarını dağıtıp ofladım. Yatağa oturup Baran'a doğru döndüm. Of hala uyuyor ya. Şu iki gün içinde hep uyudu bu beni epey şaşırttı. Normalde Baran çok uyuyan biri değildi.

"Uyu sen, ben gidiyorum. Of çok acıktım." Uzanıp yanağına kocaman öpücük kondurdum. Birden belime sarılan kollarla ufak çaplı bir çığlık attım. Yeşil gözleri kısık bir şekilde yüzümde gezinirken beni kendine çekmişti. Bir anda beni altına alıp ellerini başımın iki yanına bastırdı.

"Sanada günaydın karıcığım." Dudaklarını alnıma bastırıp geri çekildi.

Kaşlarımı çatarak Baran'a baktım. "Günaydın mı? Günüm aydınlandı diyeceksin." Kahkaha atarak başını geriye attı. Yüzümü asarak ellerimi göğsüne koydum ve Baran'ı ittim. Başını eğip dudaklarını tekrar alnıma bastırdı.

"Günüm çok güzel aydınlandı. Hatta aydınlanmaya doyamadı." Gülümsememi bastırmaya çalıştım ama Baran bana böyle bakıyorken çok imkansız. "Gül hadi, gül." Kahkaha atarak kollarımı boynuna sardım.

"Acıktım." Üzerimden çekilip yatağa oturdu.

"Kahvaltı yapalım." Elini uzatıp gülümsedi. Elini tutup ona doğru emekledim. Beni belimden tutup kucağına çektiğinde derin bir nefes aldım.

"Uhra," açık saçlarımı geriye savurup ciddileşti. Meraklı bakışlarla Baran'a baktım. "Birkaç haftalık bir görev var." Endişeyle kollarımı boynuna sardım. Gidecek. Biliyorum. Dudaklarımı birbirine bastırıp, kokusunu soluklandım.

"Ne zaman gideceksin?" Saçlarıma birkaç öpücük kondurdu.

"Yarın öğleden sonra karargaha geçeceğim." İçim endişeyle sarmalandı. Onun tırnağı taşa değse benim yüreğim yanar. Her dakika nasıl diye kendimi yiyip bitiriyorum. Şimdi gidecek ve ben onun gittiği anda kalacağım. Burada olduğumuz için görevleri uzun sürmüyor ama doğu tarafında olsaydık sürekli giderdi. Derin bir nefes aldıktan sonra geriye çekildim.

"Kendine dikkat ediyorsun." Ellerimi yanaklarına bastırdım. Dizlerinde yan oturduğum için ona dönmekte zorluk çekiyorum. Ayağımı diğer tarafa atıp dizlerine yerleştim. "Çok dikkatli ol. Seni çok seviyorum. Ne kadar sürerse sürsün seni bekliyor olacağım. Sürekli neler yaptığımı yazarım. Ve lütfen çok dikkatli ol sevgilim." Yanaklarında duran ellerimin üzerine ellerini koydu.

"Sende dikkat et güzelim. Aklım sende kalacak."

Yutkunup hafifçe gülümsedim. "Beni düşünme abilerim var. Barın abimle hastaneye gider gelirim. Bu hafta zaten nöbetimiz de denk geliyor. Aklın bende kalmasın. Sadece görevine odaklan." Alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Kollarını belime sarıp beni daha çok kendine çekti. Sanki yeterince yakın değilmişiz gibi.

UHRA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin