42.Bölüm"İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın."
Aliya İzzetbegoviçUzandığım koltukta doğrulup, oturdum ve ayaklarımı zemine bastırdım. Emre hemen yanı başımda arabalarıyla oynarken gözlerim üzerindeydi. Annemler iki haftadır bizimle kalıyor ve hiçbir şey yapmama müsaade etmiyorlar. Baran zaten bardak kaldırmamı dahi istemiyor ve bu durum beni sinirlendiriyor. İyiyim ama yine de üzerime titriyorlar.
"Emre," oğlumun bakışları hemen bana döndü. Elindeki arabayı yere bırakıp yanıma yaklaştı. "Acıktın mı bebeğim?" Koltuğa çıkıp yanıma oturdu.
"Acıkmadım. Babaannemler bahçede, yanlarına gidelim anne." Oğlum elimi tutunca derin bir nefes aldım. Annemler bahçede Menekşe teyze ile sohbet ediyordu. Emre'yi alıp oturma odasından çıktım. Bahçeye çıktığımızda yüzümde gülümseme oluştu. Barın abim gelmiş.
"Abi," dedim onlara yaklaşırken. Hemen bakışları bana döndü ve ayaklandı. "Hoş geldiniz." Barın abim gülümseyerek bana sarıldı. Kollarımı sıkıca abimin beline sardım. Barın Bey o kadar yoğun ki, resmen yüzünü görmeye hasret kaldık. Herkesin toplandığı gün ameliyatta olduğu için gelemedi. Yüsra gelmişti ama benim gözüm abimi arıyordu.
"İyi misin Uhra?" Beni kolunun altına alıp dikkatle yüzümü inceledi. "Daha iyisin değil mi kardeşim?" Başımı hızla olumlu anlamda salladım.
"Merak etme Barın Hocam, gayet iyiyim. Evde durmaktan biraz sıkıldım o kadar. Annemler hiçbir şey yapmama izin vermiyor." Abim gülümseyerek saçlarımdan öpüp annemlere döndü.
"Turp gibi anne, bırakın kendi işini kendisi yapsın. Yormayın kendinizi daha fazla Aylin'im." Annem abime ters ters baktığında bu bizi güldürdü.
"Olmaz öyle, kızım daha iyi olana kadar müsaade etmem." Oflayarak abimin kolunun altından çıkıp anneme yaklaştım. "Anne vallahi iyiyim. Bak çok iyiyim. Sadece hamileliğim biraz mide bulantılı geçiyor o kadar." Annem usulca saçlarımı okşadı.
"Yavrun var seninde, beni anlıyorsun." Annemin elini alıp öptüm. Anlıyorum tabii, insan evladının biraz ağlamasına dahi dayanamıyor. Bir de Emre'nin hasta olduğunu düşününce nefesim kesildi. Benim oğlum hasta olunca bütün gün uyuyor ve bu durum beni üzüyordu. Annemi çok iyi anlıyorum.
"Yarın kontrolün var zaten, doktorlar iyi derse tamamdır." Gülümsedim. Annem inat yapmış. Bekarken uyumama bile karışıyordu.
"Bekarken beni uyutmuyordun temizlik için Aylin Hanım," annem gülerek saçlarımı çekti. "Sus kız, çok uykucuydun."
"Ne? Bir zahmet uykucu olayım anne. Sabahtan akşama kadar temizlik yapsak sana az gelirdi." Annem sıkılmış gibi beni biraz geriye itekledi. "Görende cam, koltuk falan siliyor sanacak. Bir evi süpürüp siliyordun." Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.
"Görüyor musun Pınar anne?" Pınar annem gülümseyerek bize bakıyordu. "Annen titiz kızım." dediğinde güldüm. Annem çok fazla titiz. Bazen beğenmeyince ardımdan işleri tekrar yapıyordu.
"Dayı Asaf nerede?" Emre, abimin kucağındaydı. Barın abim Emre'ye döndü. "Evde o yeğenim. Başka zaman onuda alıp gelirim."
"Getir tamam mı dayı? Biz beraber oyun oynayalım." Abim, Emre'nin saçlarını okşadı. "Tamam yeğenim. Söz getireceğim."
"Gidecek misin abi? Yemeğe kal istersen."
"Gideyim güzelim, nöbetçiydim zaten. Eve gitmeden seni görmek istedim." Abimin kucağından Emre'yi alıp abime bir kez daha sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UHRA
General Fiction"Senden öncesi veya senden sonrası diye bir şey yok. Hep sen vardın. Attığım her adımda veyahut yürüdüğüm her yolun sonunda. Baran adım atıyorsa karşısında Uhra vardır." Başlangıç: 24/05/2020 Final: 18/11/2020