54.Bölüm

14.3K 782 214
                                    

54.Bölüm

"Belki bencilce olacak ama hep beni sev. Sadece beni sev."

Günler sonra nihayet tekrar görevime başlıyorum. Uraz'ın doğumundan beri epey uzak kaldım ve artık hastane kokusunu bile solumak istiyorum. Emre ve Uraz'ı, Baran evde olduğu için ona bırakacağım. Bugün ilk günüm olduğundan dolayı erken uyandım. Sıcak bir duş aldıktan sonra giyinme odasına geçtim.

Sarı elbisemi elbise dolabından çıkarıp giydim. Islak olan saçlarımı başıma sardığım havlu ile kurulayıp odaya geri döndüm. Odaya geri döndüğümde Baran yatakta yoktu. Kaşlarımı çatarak sağa sola bakındım ama hiçbir yerde göremedim. Banyonun kapısı açıldığında gözlerim hemen o tarafa kaydı ve Baran elinde fön makinesi ile bana doğru yaklaştı. Elimden tutup makyaj masasına oturttu.

Fön makinesini prize takıp saçlarımı yavaş yavaş kuruttu. Saçlarım kuruyunca fön makinesini kapatıp masaya bıraktı. Oturduğum yerden kalkıp karşısına geçtim. Yeni uykudan uyanmış; saçları dağınık, üzeri çıplak ve gözleri uykulu. Ah bu hali ile ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mı?

Ellerimi yanaklarına koyup yanağını öptüm. Kolunu belime sarıp beni kendine çekti. Saçlarımın üzerine öpücük bırakıp sıkıca sarıldı. Ben bu adamı ne öpmeye, ne sevmeye, ne de bakmaya doyabilirim. Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Kokusuyla mayışıyorum.

"Senin için çocuklarla çok güzel bir gün olacak hayatım." Saçlarımı geriye savurup boynuma birkaç öpücük bıraktı. Huylandığım için kıkırdadım.

"Emre neyse ama Uraz. Uraz ateş Uhra'm ben onunla baş edebilir miyim?" Kıkırdayarak başımı göğsünden çektim. Baran için zor bir gün olacak.

Keyifli bir halde gülümsedim. "Hayatım, benim bebeğim çok akıllı." Baran gözlerini kısarak bakınca kahkaha attım. "Ay Baran, o kadar operasyona gidiyorsun da 2 yaşındaki bebeğimizle baş edemeyecek misin?" Baran beni kucağına aldığında bacaklarımı beline sardım. Sabah sabah bu adam ne yapıyor ya.

Düşüncelerimi sesli dilde getirdim. "Sabah sabah ne yapmaya çalışıyorsun? Benim hastaneye gitmem gerekiyor." Beni kucağından indirmeden yatağa ilerledi. Yatağa oturduğunda beni de dizlerine oturttu. Açılan elbisemin eteğini düzeltip Baran'a baktım.

"Gitmen şart mı?" Düşünceli bir şekilde tek kaşım havalandı. Bu adam kafayı yedi. Dizilerinden kalkıp karşısına geçtim. Benim önce kahvaltı hazırlamam gerekiyor sonra çocukları uyandıracağım.

"Yaşın ilerledikçe daha çok arsızlaştın."

Elimden tutup tekrar dizlerine oturmamı sağladı. "Hayır, sana hiçbir şekilde doyamıyorum."

Dudaklarımı büzerek Baran'a baktım. "Yaşlandım." Baran alnımdan uzunca öpüp gülümsedi. O böyle yaklaşınca yumuş yumuş oluyorum.

"Sen hala benim aşık olduğum kız çocuğusun. Her baktığımda gördüğüm tek şey çocuk ruhun." Kollarımı boynuna sarıp sıkıca sarıldım.

"Sende benim gözlerine aşık olduğum huysuz Baran'sın. Yeşil gözlerine meftun olduğum."

Beni yatağa yatırdığında ağzım şaşkınlıkla açıldı. Gözlerimi kısarak Baran'a baktım.

"Saat 09:00'da muayene başlıyor ve saat daha 07:48 bu yüzden daha gitmene var."

Kahkaha atarak Baran'ı kendime doğru çektim. "Beni kendine benzeteceksin." Başını boyun boşluğuma gömüp ufak öpücükler bıraktı. Aklımı başımdan alıyor.  Ve ben şu an yeniliyorum.

UHRA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin