25.Bölüm
"Sensin, kalbim değildir,
Böyle göğsümü döven."
- Sabahattin AliGözlerimi huzurlu bir halde aralayıp yan döndüm. Gözlerim onun aşığı olduğum çehresinde gezinmeye başlarken, derin nefesler eşliğinde sevdiğim adamı izlemeye devam ettim. Çatılı kaşları dikkatimi çekince ona biraz daha sırnaştım. Yetmiyor. Şu an kollarının arasında olmam bile az geliyor.
Gecenin bu saatinde neden uyandığım barizdi. Huysuzca kıpırdanıp doğruldum ve gözlerimi kırpıştırdım. Henüz hava yeni aydınlanmış ve benim açlıktan midem kazınıyor. Baran'a doğru döndüğümde gayet huzurlu bir şekilde uyuyordu ve onu uyandırmayı ne kadar çok istediysem bir o kadar da istemiyorum çünkü yeterince yoruluyor. Usulca uzanıp yanağından öptüm ve geriye çekildim.
Uykulu sesini duyduğum anda şaşkınlıkla duraksadım. "Bu saatte," dedi gözleri kapalıyken. "Sabah sabah nereye gidiyorsun?" Uykulu gözlerini araladı ve bana bin asırlık bir görüntü sundu. Bakışları canımı okuyor. O bir kere bakınca bile soluğum kesiliyor.
Dudaklarımı büktüm. "Çok acıktım."
"Çok mu?"
Yavaşça doğrulmaya yeltendi ama izin vermedim. "Uyu bir tanem," usulca ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. "Bir şeyler atıştırıp geleceğim."
Beni dinlemedi ve uykulu haliyle doğruldu. "Bizim bebeğimiz," derken ayağa kalktı ve yanıma gelmeye başladı. Önümde dizlerinin üzerine çöküp başını kaldırdı ve bana baktı. Şu an çok uykulu. "Ve her anında, elimden geldiği müddetçe yanında olacağım." Ellerimi yanaklarına yaslayıp gülümsedim.
"Acıkmış olsam bile mi?"
Başını yavaşça salladı ve ayağa kalktı. "Gecenin bir yarısı acıkmış olsan bile."
Kıkırdayarak elimi uzattım. Baran elimi tutup beni ayağa kaldırdı. Ayağa kalkmamdan sebep beni kollarının arasına alıp sıkı sıkı sarıldı. Sabah sabah içim huzurla dolarken geriye çekilip gülümsedim.
"Açım Baran, çok açım." Dudakları iki yana kıvrılırken eğilip alnımdan öptü.
"Günüm aydınlandı." Sözleri bittiği anda uzanıp dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim. Hiç beklemediği bir anda onu öptüm ve bu hoşuna gitti. Belimi sıkıca kavrayıp ona doğru yükselmemi sağladı. Açlığımdan ziyade ona kana kana susamış gibiyim. Her bir darbesi içimdeki kuru topraklara su serpiyor.
Nefes alışlarımı düzenlemeye çalışırken ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi araladım. Bana bakıyordu. Gözleri her bir hareketimde gezindi. O beni benden alıp geriye sadece kendisini bırakıyor.
"Güzelim," derken ses tonu değişmişti. Gülümseyerek kollarımı boynuna sardım. Gözlerini kırpıştırdıktan sonra bakışlarını aheste aheste yüzümde gezdirdi. Kalbim hızlanırken geriye çekildim ve kolları arasından sıyrıldım. Bu heyecan kalbime zarar.
"Hadi mutfağa gidelim. Ama Baran senin uykun var biliyorum."
Kolunu belime sarıp beni kapıya yönlendirdi. "Hadi Uhra'm, çok konuştun daha çok acıkacaksın." Kaşlarımı çatarak arkamı döndüm ve ona ters bir bakış attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UHRA
Ficción General"Senden öncesi veya senden sonrası diye bir şey yok. Hep sen vardın. Attığım her adımda veyahut yürüdüğüm her yolun sonunda. Baran adım atıyorsa karşısında Uhra vardır." Başlangıç: 24/05/2020 Final: 18/11/2020