14

941 505 50
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Arka Bahçe

15 Haziran 2018

Benim için yeni bir yer ve yeni bir hayat olmasına rağmen Robert Amca için sıradan bir güne benziyordu. Gazetesinden başını kaldırmadan "Günaydın Eva, nasılsın?" dedi.

Hiçbir şey olmamış gibi, sesi kendinden emin geliyordu.

"İyi değilim Robert Amca. Sadece sana bahsettiğim (yapılabilecek en imalı ses tonuyla) babamın defterini bir türlü bulamıyorum ve lütfen bana Havva der misin?"

"Bavullarını kontrol ettin mi?"

Şimdi ise suratında pis bir sırıtış vardı. Sanırım benimle dalga geçiyordu.

"Robert Amca ben salak değilim. Defteri senin aldığını biliyorum. Nedenini ise bilmiyorum. Babamın defteri nerede?"

İlk cümlemde başlayan ses yüksekliğim son cümlemde tavan yapmış ama bende en ufak bir utanç emaresi uyandırmamıştı. Hırçın Havva ortaya çıkmıştı. Haykırmam işe yaramış, Robert Amca gazetesini katlayıp kenara koyduktan sonra bana odaklanmıştı.

"Aferin sana. Evet, Jacob'ın defteri bende, sadece içinde neler yazdığını merak etmiştim."

O kadar sakin söylemişti ki sanki her gün olan, hayatın akışından bir parça gibiydi. Bu tavrına o kadar çok şaşırmıştım ki, ne söylemem gerektiğini bilemiyordum ve söze yine o devam etti.

"Bak Havva. Kafanın çok karıştığını biliyorum. Sana neler olduğunu açıklayacağım ama sırasıyla. Zamanı gelince de defteri sana vereceğim merak etme. Şimdi dünkü sorularına gelelim, ne öğrenmek istiyorsun?"

İlk soru ne olmalıydı? O kadar çok soru ve kafa karışıklığı vardı ki hangisinden başlayacağıma karar veremiyordum. Ama bir yerden de başlamam gerekiyordu.

"Neden herkes Türkçe konuşuyor?"

Bu soru karşısında sadece güldü.

"Burada insanlar birden fazla dil konuşurlar. Ama Türkçeye ayrı bir önem veririz, bu doğru ama seninle alakalı değil. Köklerimizin o topraklardan geldiğine inanırız. Bu da atalarımızı anlamamız için bizi Anadolu'yu, Türk kültürünü ve dilini öğretmeye sevk etti."

"Anadolu derken Göbekli Tepe'yi mi kast ediyorsun?"

"Evet, sayılır. Dün girişte Göbekli Tepe anıtlarını görmüştün. İlk atalarımızın Göbekli Tepe'yi inşa eden kişiler olduğuna inanırız. Orası topluluğumuzun hatta insanlığın ilk mabedi kabul ediliyor Havva."

"Annem ve babamla Şanlıurfa'ya, yani Göbekli Tepe'ye gitmiştik. Oraya vardığımızda arabadan iner inmez bayılmıştım. Aynı şeyin burada da olması tesadüf mü?"

"Hayır, değil. Bu ley hatlarıyla ilgili. Ley hatlarının ne olduğunu biliyor musun?"

"Babam biraz bahsetmişti ama tam olarak bilmiyorum."

Uzun ve esrarengiz bir konu olduğu Robert Amca'nın ayaklanıp ağaçlara doğru yürümesinden belliydi. Hemen arkasından gidip ağzından çıkacak tek bir kelimeyi bile kaçırmamaya özen gösterdim.

"Ley hatları gezegenimizden enlemesine ve boylamasına geçtiğine inandığımız akışkan enerji damarları olarak bilinir. İnsan bedenini saran sinir sisteminde akan enerji gibi, dünya yüzeyi altında da negatif ve pozitif radyasyon akımları vardır. Bunlar yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğuyor ve enerji ağları olarak dünyayı sarıyor. Yani kısaca ley hatlarına dünyanın enerji noktaları diyebiliriz."

SESSİZ -Bir Göbekli Tepe Efsanesi 1-#Wattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin