1.Bölüm

10.1K 118 464
                                    

         Berbat bir havada her şeye rağmen tüm enerjimle kalkmıştım yataktan. Nisa beni terk edeli kaç ay olmuştu iki yıl olmuş muydu bilmiyorum bile... Ona en çok ihtiyaç duyduğum anda beni öylece bırakıp gidişinin üzerinden sonsuz zaman geçmişti belki de... Kulağımda yankılanıyordu hâlâ sesi "Hayatta hiçbir şey başaramamış bir adamsın sen Barış... Tüm her şey gibi sevmeyi de başaramadın." Evet öyle demişti beni bırakıp gitmeden önce. Arkasında çaresiz bir ben bırakırken tek bir şey sormuştum ona. Her gün aynaya bakıp sorduğum gibi. "Hiç mi sevmedin beni? Bize ait her şey yalan mıydı?"

         Telefonum çaldığında ekranda Cemal'in ismi belirdiğinde gülerek açmıştım telefonu. "Çocuk adam, uyanmış mıydın acaba?" "Yeni uyandım kardeşim." "O zaman aynı hızda hazırlan Beko'yla seni almaya geliyoruz. Bizim kızlar kahvaltıya çağırdı." "Cemo hayır bee... Yapma kardeşim." "Lale de orada olacak ve oraya tek giriş biletimiz sensin bak, Beko için oğlum." "Oğlum bu adam da açılacaksa açılsın olan bana oluyor ya. Tabii Beko Lale'yle sen Danla'yla oturuyorsunuz sohbete Barış da kızlarla ilgilensin. "Ee hepsi sana hayransa suç bizim mi?"

         Telefonun diğer ucundan bizimkilerin kahkahalarını duyunca güldüm ben de. "Zevzek herifler. Biz sıkıcıyız bizi kimse takmıyor demiyorlar da..." Berkan araya girdiğinde ikimiz de gülmüştük. "Benim başım bağlı sayılır kardeşim yoksa görürdük ilgiyi kim görüyor. Ama bu Cemo konusunda haksız sayılmazsın." "Aynen gömün beni kardeşim. Hava boşluğu falan da bırakmayın, toprak atın üzerime bol bol." "Şuan görüntün olmamasına rağmen kollarını kavuşturup geriye yaslandığını görebiliyorum."

            "Doğru tahmin babako. Bir de camdan dışarı tripli bakışlar atması var tabii." "Şuan sana ve telefona sinirli bakışlar atmasını da unutmayalım." Biz Berkan'la gülerken Cemal memnun değildi bu durumdan tabii. "İyi valla sabah sabah dalganızı da geçtiğinize göre hemen hazırlanın Barış bey on beş dakikaya oradayız." Cemal telefonu kapatırken kendi kendime güldüm bir süre. Serseriler... Beni yine saçma düşüncelerden bilmeden de olsa çekip almışlardı. Sırf bunun için bile bugünü kabul etmeliydim belki de.

          Cemal on beş dakika dediğine göre duş almaya yetecek kadar vaktim vardı. Ilık bir duş alıp kendime geldiğimde elime geçen rastgele bir kazağı giymiştim üzerime. Övünmek gibi olsun ama ne giysem yakışıyordu zaten. Aynadaki görüntümü kontrol ederken sokağı dolduran deli gibi korna sesiyle beraber yan binadaki biricik Türkan teyzem yeniden azar çekmişti bizimkilere. Ben de telefonumu ve ceketimi alıp hızlıca çıktım evden. "Sultanım benim, kusura bakma artık. Deli bunlar biliyorsun." "Barış oğlum bir adam et şunları be..!" "Aşk olsun Türkan teyzem Berkan oğlunun neyi var sanki? İki kornaya bastık diye pabucumuz dama atıldı hemen."

          Türkan teyze gülerken Cemal de başını arabadan çıkarıp bağırmıştı. "Türkan teyzoşum sen bakma bu Barış'ın yanımda uslu durduğuna... Bir bilsen ne yere bakan yürek yakan olduğunu." Hepsi gülerken Cemal'e kızgınmış gibi bakışlar atmıştım ben de. "Nereye gidiyorsunuz sabah sabah? Gelin size güzel bir kahvaltı hazırlayayım çocuklar." "Saol sultanım ama kahvaltıya gidiyoruz biz de şimdi. Birilerinin gönül işleri var biliyorsun." "İyi iyi tutmayayım ben sizi o zaman. Bir ara uğrayın, börek açacağım size ellerimle." "Birtanesin be Türkan Sultan..!" Cemal coşkuyla bağırırken Türkan Teyze de gülüp içeri girmişti.

          "Boşuna demiyorlar ev alma komşu al diye. Adamın komşusuna bak, börek diyor açayım diyor, ellerimle diyor hem de. Benimki de sabah akşam balkonda sigara içip dursun. Yemin ederim kokusundan ciğerlerim bitti tükendi." Cemal'in bu anlamlı konuşmasının ardından ben de arabanın arka koltuğuna yerleşirken söylenmeye başlamıştım bile. "Ya abi arabayla gelmeyin be. Hadi geldiniz daha büyüğüyle gelin bu nedir ya..?" "Pişt yakışıklı huysuzluk yapmasak mı acaba?" Cemal'in göz kırpmasıyla beraber gözlerimi devirdim. "Allah'ım ya..."

           "Görüyorsun Berkan aşık bu bana. Nisa'ya hep derdim de inanmaz..." Berkan gözlerini büyütüp beni gösterdiğinde Cemal cümlesini yarıda bırakmıştı. "Upss. Pot kırdım ben yine. En iyisi ben bir daha konuşmayayım." Aman be pot kırması mı kaldı sanki? Siliyorum artık onu buradan da buradan da." Bu cümleyi kurarken önce kafamı sonra kalbimi göstermiştim. "Pot mot yok artık. Kaç zaman geçmiş aradan, Nisa'sı mı kalmış sanki? Hem dönsün de kaybettiği uzuna bir baksın bakalım." "İşte benim kardeşim bu beee!" Berkan arabanın kornasıyla problemi varmış gibi korna çalarken arabayı da yolun boş olmasından faydalanıp biraz daha hızlı sürmüştü.

            "Oğlum bir konuda ciddiyetini koru be, bir konuda." "Ciddiyeti ne yapacağız kardeşim... Bize enerji lazım, enerji lazım bize oğlum." Yol kenarındaki polisin bizi durdurmasıyla güldüm. "Hah al sana enerji." Cemal bana bakarken Berkan da gerilmişti. Camı açtığımızda ise karşımıza çıkan tanıdık yüzle rahat bir nefes almıştık. "Gençler radarıma yakalandınız yine." "Korkuttun bizi Mithat abi ya." Mithat abi Berkan'ın sayesinde tanıdığımız biriydi. Aramız da iyi diyebilirdik. "Olur mu Berkan'cım o hızla gittiğine göre bir şeylerden korkmuyor olmalısın." "Biz de diyoruz da dinleyen mi var Mithat abi." "Pişt bana bak Lale'ye mi yine?"

          Berkan gülerek onu onaylarken Mithat abi de gülmüştü. "İyi hadi bırakıyorum sizi. Ama bir daha yakalarsam alırım ehliyetini valla." "Tamam abi kızma ya." Berkan arabayı yeniden çalıştırırken oradan uzaklaşmıştık. "Abi alt tarafı kahvaltıya gidiyoruz bu ne görmediğimiz adam kalmadı sabah sabah..." "Cemo bu bir de bize huysuz diyordu değil mi?" Biz Cemal'le gülerken Berkan da yüzünü ekşitmişti. "Hahaha çok komiksiniz." "Komik bu arada, uzunum benim be." Sonunda geldiğimizde arabadan indim.

          Derin bir nefes aldım. "Sonunda be arabada kaç kat olmuştum." "Al işte huysuzsun abi ya." "La oğlum ne uzatıyorsun sus bir kere ya." Biz Berkan'la şakayla karışık birbirimizin üzerine yürürken yanımıza gelen Aycan ve Lale ile beraber frenlemiştik kendimizi. "Günaydın. Sabah sabah bu ne enerji böyle beyler?" "Her zamanki halimiz işte Lale hanımcım." Berkan ve Lale önden ilerlemeye başladığında Cemal'in çoktan gitmiş olduğunu fark ettim. Doğal olarak da Aycan'la yalnız kalmıştık. Aycan'a göz kırpıp gülümsedim. "Günaydın sarışın." "Günaydın uzun adam."

          Beraber ilerlerken konuşmaya başlamıştık. "Baban nasıl oldu? Toparladı mı biraz?" "Aynı işte, kemoterapiye devam ediyormuş." "Muş? Sen gitmiyor musun hiç yanına?" "Korkuyorum Barış ya. Onu o halde görmek istediğimden emin değilim." "Biliyorum. Ben de annemde öyle hissederdim. Ama bak şimdi ziyaret edebileceğim tek yer onun mezarı. Yani seni görünce senden güç alacaktır." "Barış... Ben..." "Bir şey söylemene gerek yok. Konuştuk defalarca bunları zaten. Sen sadece ziyaret günü bana haber ver, ben yanında olup sana destek vereceğim." "Teşekkür ederim Barış." Bana minnetle bakarken gülümsedim ben de.

          Aycan'la hastanede tanışmıştık. O babasının ben de annemin tedavi süreci için oradaydım. Nisa'nın beni terk etmesi ile o kadar bocalamıştım ki annemi de kaybedince ayağa kalkmak epey zor olmuştu tabii. Ama insan bir şekilde alışıyordu. Hep bir şey eksik kalsa da hayata devam ediyordun. Belki mecburiyetten, belki başka bilmediğimiz nedenlerden... Mekana girip Aycan'ların seçtiği masaya ilerledik. Aycan'ın sandalyesini çektiğimde gülümsedi. "Teşekkür ederim. Çok kibarsınız Barış bey." "Rica ederim her zamanki halim canım." Hepimiz gülerken masada oturan Danla ve Gizem'e döndüm. "Size de günaydın hanımlar." "Günaydın Baro." "Günaydın."

Selam 🖤✌

Yepyeni bir kurgu yepyeni bir heyecan ile karşınızdayım :) umarım seversiniz umarım birlikte güzel güzel ilerleriz ☺

Her kurgumda biraz daha farklı bir nisbar anlatmak istiyorum ki bu sefer de böyle bir şey çıktı ortaya 😘

Bol bol yorum bekliyorum çünkü daha yepyeniyiz burada :) yazılacak, okunacak çok şey var

Daha şimdiden destek veren herkese çok teşekkür ederim 💙 yanımda olan, yorumunu esirgemeyen herkese çok minnettarım 😁

Okuldan sonra diğer kitaplara bölüm yazmaya çalışacağım ben eve gidene kadar buraya yorumlarınızı bırakırsanız çok memnum olurum 🙃 şimdilik hoşçakalın 😘❤

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin