☆eskisi gibi☆

34 3 10
                                    

Aklıma gelen tek yer Enesin kayalıkların arasındaki kulubesiydi.
Ama orda kolaylıkla beni bulurlardı.
Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı...
Herşey üzerime geliyordu
Ve kafamda çok fazla soru vardı.

İzmirin dahil tarafına sürdüm...
Tatil alanının ilerisinde küçük bir sahil vardı.
Arabamı çektim ve telefonumu arabada bıraktım.
Burası Enesle akşam konuştuğumuz ve bana Annesini ilk kez anlattığı sahilin biraz ilerisindeydi.
Burda beni kimse bulamazdı.

Büyük bir kayalığa yaslandım.
Gözlerimi kapadım sadece denizin sesi vardı.
Yanıma birisinin oturmasıyla irkildim.
Kafamı çevirdiğimde bana çok tanıdık gelen fakat kalbimin sıkışmasına neden olan yüzü ve gözleri gördüm.



Yine donup kalmıştım elindeki bira şişesini bana uzattı.
"Sadece benden neden kaçtığını merak ediyorum."

Elindeki şişeyi aldım ve kafama diktim.
Yüzümü ekşitetek gözleirmi tektar kapadım.
"Hiç."

"Söyler misin?"

"Bi nedeni yok."

"Adın ne?"

"Hiç."

"Pekala bayan hiç. Neden bu haldesiniz?"

"Ne hali?"

"Dağılmış."

"Beni rahat bırakır mısın?"

"Hayır."

"Sapık mısın lan sen?!"

"Vay şimdi de sapık olduk."

"Adım Ece. Şimdi defol git."

"Ece..."
"Ece böle ıssız biryerde olmaman gerekiyor."
"Seni eve bırakmamı ister misin?"

"Hayır."
"Arabam var."

"Pekala. Sonra görüşürüz o zaman Ece."

Kımıldamdan durmaya devam ettim.
"Senden kaçıyordum çünkü birbuçuk yıl önce ölen arkadaşıma benziyorsun."

Yanaklarımdan yaşlar süzülürken gözlerimi kapadım.
"Hey... iyi misin?"

Olumsuz anlamda kafa salladım.
Siktir ya...

"Tamam. Şimdi bana nerde yaşadığını söyle."

"Hayır gitmek istemiyorum."
"Artık kimse'nin de beni istiyiceğini zannetmiyorum."

"Tamam. Bende sen isteyene kadar burda otururum."

"Gerek yok..."

"Evet var."

"Sen neden burdasın ne derdin var?"

"Aslında benim hiçbir derdim yok.  Sadece burda olmayı seviyorum."

Yaklaşık bir saa boyunca hiç konuşmadan oturduk.
Ama artık olanlara yüzleşmem gerekiyordu.
"Artık gitmek istiyorum."
"Tek başıma."

"Pekala giderken dikkatli ol."

Kafa salladım ve arabaya binip gaza bastım....

İlk gitmem gereken yeri biliyordum.
Baran.

Muhtemelen Kayalıkların arasındaki evde bir wisky açıp tamamını içemeden bunalmış ve üzerindeki şeyi çıkartıp gri eşofmanla kalmıştı.
Sarhoş olduktan sonra da uyumuştu.

Eve girdiğimde koltuğa oturmuş üzerinde sadece gri eşofman olan Baran'a baktım.
Elindeki wisky şişesi yere düşmek üzereyken yanına gittim ve elinden aldım.

Yanına oturdum.
"Söylediklerime kırıldın mı?"

"Unuttun mu? Benim duygularım yok."

Gözlerimden yaşlar akmaya başlarken zorlukla konuştum.
"Hayır Baran. Var."

Baran şişmiş gözlerini bana doğrulltu.
"Yok."

Bütün gücümle Baran'a sarıldım.
Oda bana karşılık vermişti.
Bir süre öyle kaldıktan sonra ayrıldık.
Baranın elini tuttum ve çıplak göğüsüne bastırdım.
"Kalbi böyle atan herkesin duygusu vardır. Senin bile."

Baran gülümsedi.
İlk defa....
Yanağında oluşan gamzeye baktım.

Acısı çok oolann gülüşü güzel olurmuş.
Baran ne kadar da güzel gülüyordu....
Her zaman gül Baran...
Belki acın hafifler.
Ağlamak gibidir gülmek. Iki türlü de duygularını dışa vurursun.
Söyleyin bana bu kadar güzel gülen birinin duyguları olmadığına kim inanır?
Sen çok ağladın,Baran biraz da gül...

Baran hala gülümserken gözlerinden akan yaşa baktım.
Bu nasıl bir hayat dersi lan?


Baran uyuduktan sonra Enesin evine gitmem gerekiyordu.
Ama o herkesden çok farklıydı...
Enes üzgün olduğunda içmezdi...

Kapıyı çaldığımda ilk başta kimse açmadı.
İki üç sefer daha çaldığımda enes kapıyı  açtı.
Sarı saçları ıslak ve dağınıktı zorlukla açtığı gözleriyle bana baktı.
Sadece bakıştık....
Beni bileğimden tutup kendine çektiğinde kkendme geldim...

İçeri girdik ve kapıyı kapadık.
Hareketimizi yaptı.
"APTAL..."

"Özür dilerim."

"Hayır. Senden hiçbirşey saklamam gerekiyordu."

Enes hareketimizi yaptı ve
"Sadece eskisi gibi olalım."

"Eskisi gibi..."

.








Arkadaşlar birdahaki bölümden sonra çok önemli şeyler olabilir o yüzden dikkatli okumananızı tavsiye edeirm.

sınırlar (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin