☆kamp☆

41 3 1
                                    

Gözlerimi açtığımda odamdaydım.
Büyük ihtimalle babamın yanında ağlarken uyuya kalmıştım.
Oda beni odama taşımıştı.

Dün olanları hatırlayınca kalbim sıkışmaya başladı.

Yataktan zor da olsa kalktım ve duşa girdim.
Daha sonra kaan'nın yanına gittim.
Hala uyuyordu...
Kapıyı çekip odadan çıktım ve aşaya indim.
Babam yemek masasında tek başına oturuyordu.

Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Artık biraz daha dikkatli davranmanı istiyorum. Birinizi daha kaybetmeye dayanamam."

Olumlu anlamda kafa salladım.
Sonra babam işe gitmek için çıktı.

Yatak odasına girdim.
Yatak topluydu babam büyük ihtimalle salonda uyumuştu.

Ne kadar da tuhaftı.
Bir insan öldüğünde geride bıraktığı şeyler acı veriyordu.

Daha fazla kalmadan hemen odadan çıktım ve kapıyı kapattım.
Kendimi çok yorgun hissediyordum.

Aşaya indim ve kahvaltı hazırladım.
daha Sonra kaan'a götürdüm.

Tepsiyi komidinin üzerine bıraktım ve yatağın kenarına oturdum.
"Kaan. Kahvaltı hazırladım."

"Anne?...."
Kalbim yanmaya başlamıştı.
Kaan şişmiş mavi gözlerini açtı.

Yüzünü ekşitti ve gözleri tekrar dolmaya başladı.
"Birşey yemek istemiyorum."

"Benim için?"

"İstemiyorum Gece."













Üç ay sonra.
Kaan yavaş yavaş toparlanmaya başlamıştı.
Ama çok zayıflamıştı.
Geceleri sürekli kabus görüyor uykusunda bağırıyordu.
Uykusuzluktan çöküştü.
O günden beğri güldüğünü veya evden çıktığını görmemiştim...

Baran ve Enes'e olanları anlattığımda yanlız kalmak istediğimi söylemiştim.
Çünkü yapabiliceğim tek şey Kaan'nın yamında olmaktı.

Babam.
Babam çok fazla konuşmuyordu.
Babamdan birkaç yaş küçük bir abla gelmişti eve.
Artık yemekleri o yapıyordu.
Ama ona baktıkça içim nefretle doluyordu.
Leyla abla yokken ev çok kötü durumdaydı.
Baran çok kötü durumdaydı.
Cenazeye kaan'ı götürmemiştik.
Çünkü zaten yıkılmıştı.

Sadece babamla ben vardık.
Ben öldüğümde kim olur cenazemde?

Okula çok nadir gidiyordum.
Baran yine ortalıktan kaynolmuştu.
Enes ise sürekli içiyordu biliyordum.

Emre..
Arada arıyordu beni.
Ama ankaradan dönememişti hala.
Eren artık çok değişmişti.
Herzamanki gibi sessizdi ama sanki bir sıkıntısı vardı.

....

Gözlerimi açtım.
Gidip kaan'ı kontrol ettim.
Sürekli uyuyordu.
Ela aşada yemek yapıyordu onunla şimdiye kadar hiç konuşmamıştım.
Babam eve geç geliyor erken gidiyordu.

Eliflde de artık eskisi gibi konuşmuyorduk.

Babam yemek masasındaydı.
Gittim ve yanına oturdum.
"Kaan eğtim kampına gitmek istiyor. Beş yıllık."

Siktir!

"Neden?!"

"Biraz toparlanması gerek. Biliyorum siz iyi arkadaşsınız ama artık-"

Elimi sertçe masaya vurdum.
"Ondan başka kimsem yok! O benim en yakın arkadaşım baba!"

"Bu benim değil onun kararı. Böyle devam ederse sonsuza kadar depresyonda kalıcak."

Sinirle ayağa kalktım ve evden çıktım.
Sokakta yürümeye başladım.

Kaan nasıl gidebilirdi?
Emre de gitmişti!
Baran da yotku!
Enes zaten atık değildi!

Sert bir şeye çarptığımda özür mırıldanarak yürümeye devam ettim.
fakat çarptığım kişi bileğimden sertçe tutup beni sürüklemeye başladığında kalbim deli gibi atmaya başlamıştı

sınırlar (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin