☆bursa kampı☆

44 5 32
                                    

Enes uyumamak için direnirken bende telefonuma bakıyordum.

Kafamı çevirdiğimde gri gözlerinin kapandığını gördüm.
derin bir nefes aldım. Babama Enes'in ya ında olduğumu söyledim.
Leyla abla gittikten sonra biraz korumacı davranıyordu.

Artık ne Enes'i ne Baran'ı ne de Emre ve Eren'i göremiyordum.
Okan ortalıktan kaybolmuştu.

Tamamen uykuya dalmış Enes'e baktım.
Ne kadar da masum uyuyordu.
Her zamanki gibi eli yanağındaydı ve baskısıyla dudakları yamulmuştu.
Güldüğünde çıkan beyaz dişleri gözüküyordu.
Sarı saçları her zamanki gibi dağılmıştı.

Onu izlerken uyuya kaldım...





Koşuyordum..
Zorlukla nefes alıyodum ayaklarımın altındaki yapraklar ve dallar ayağıma batıyordu.
Uçurumun kenarında durdum
Üzerimdeki elbisenin uçları tamamen çamura bulanmıştı.
Önüne gelen saçımı kana bulanmış ellerimle geriye attım.
Bir adım attım ve...
Birsi kolumdan tutup beni kendine çekti.
Kafamı kaldırdığımda gördüğüm surat bütün tüylerimi diken diken etmeye yetmişti.
Heryerime bulaşan kan kime aitti?
"Bırak beni."
Sesim kesin çıkmıştı.
"Katil."


Yerimden sıçradım.
Ağlıyordum yeni farketmiştim.
Enes yataktan fırlamıştı ve yanıma gelmişti.

Başımda olan ellerimi iki kolumdan tutarak çekti ve bana sarıldı.
Hala korkudan şoka girmiş haldeyken Enes'in varlığı bana iyi geliyordu.
Sımsıkı bana sarılırken konuştu.

"Geçti..."
Yeni kalktığı için daha erkeksi kalın gelen  sesi beynimde yankılanırken baştan aşaya ısınıyordum.

Elimi sarı saçlarından geçirdim ne kadar da yumuşaklardı.
İri bedenini benden ayırdı ve elini yanağıma koyarak hareketimizi yaptı.

Gri gözleri gözlerimi bulurken enes gülümsedi.
"Teşekür ederim enes..."

"Her zaman yanında olucam Gece.
Yaşadığım sürece seni kimsenin üzmesine İzin vermem."
Ya ben seni üzersem?...

Enesle ayrıldık ve ayağa kalktım.
Öğlen olmuştu bile ama ben gitmek istemiyordum.
Enes bir şekilde bana iyi geliyordu.

Enes geri yatağına gitti ve oturdu.
Yanına gidip oturdum ve başımı omzuna koydum.

Enesin gülümsemeye başladığını hissediyordum.
"Bu ev?"

"Üvey ailem başka bi evde."

Kafa salladım.
"Enes baban nerde? Yani gerçek baban."

"Bilmiyorum. Beni evlatlık verdikten sonra ortadan kaybolmuş."
"Kaan'nerde bu arada?"

"Kampta."

"Ne kampı?"

"bİlmiyorum bursa'da bir eğtim kampı galiba-"

"Gece senden birşey saklamak içimde kanser oluyor. O nedenle."
"Mafya liderlerinin çocuklarının gittiği tek bir kamp var. O da bursada."

"İyi de babam mafya değil ki? Kaan kafa dağıtmak için gitti oraya."

"Gece kaan'nın babası nerde biliyor musun?"

"Hayır? Ölmüştü diye hatırlıyorum."

"Belki baban erkek olduğu için kaan'ı bırakmamıştır.  Belki onu varis olarak görüyordur."

"SAÇMALAMA!"
"Babam mafya değil Enes."

"Babanı iki yıldır görmüyordun Gece."
"Baranın babası baştaydı yani bütün işleri yönetiyordu. Baran'ı babanla tanıştırdığında birbirlerine nasıl baktıklarını görmedin mi?"

"...."

"Seni üzmek gibi bir amacım yok. Ama sonradan öğrenirsen bana kızma. Çünkü bu işler böyle."
Kafa salladım.



O sırada telefonum çaldı.
Baran arıyordu.
Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.
"Kapının önündeyim. Birşey söylemem gerek."

sınırlar (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin