☆okul☆

118 8 37
                                    

Gözlerimi açtım.
Reflex olarak elimi telefonumu almak için komidine uzattım.
Fakat elime bi kutu çarptı.
Kalbim deli gibi atmaya başladı.
Gözlerimi açtım ve karşımdaki telefon kutusuna baktım.
Kaan'nın telefonundan bile üst model bir telefondu.
Yanında da ufak bir paket vardı.
Üzerindeki not kağıdında yeni bir sayfa için yazıyordu.
Hat vardı içinde.
Telefonun kutusunu açtım ve kurdum hattı da içine taktım ve yataktan kalktım.
Bu gün okul vardı!
Ayağa kalktım ve dolabı açtım.
Siyah bir kot ve üzerine mor bol bir tshrt giydim.
Kot ceketimi de aldıktan sonra aşaya indim.
Masa hazırdı.
Leyla bana baktı ve.

"GeCe zahme olmazsa kaan'ı uyandırabilirmisin?"

"Uyandırırım."

Ceketimi sandalyenin kenarına astım ve yukarı çıktım.
Kapıyı tıktıkladım fakat ses gelmedi.
Bende içeri girdim.
Kaan uyuyordu üzerindeki yorganı yere düşürmüştü.
Yanına gittim ve omzunu dürttüm.

"Kaan? Uyan."

Gözlerini araladı.

"Anne?"

"Ne annesi lan?!"

Dudağının kenarı kıvrıldı.

"Gece?"

"Kalk artık."

"Tamam geliyorum."

Yaklaşık yarım saat sonra kaan'da aşadaydı.
Kahfaltı ettik ve okula gitmek için evden çıktık.
Kitaplarımı okuldan alcaktım o nedenle
boş bir sırt çantası aldım yanıma.
Tayfun bizi bekliyordu arabaya bindik.

"Bana tahfun abi'nin ve babamın numarasını verir misin?"

Kaan direk telefonu bana uzattı.
Göz devirdim vr Rehperi açtım.
Leyla'nın babamın ve kaan'nın numarasını kaydetmiştim ama tayfun'u bulamamıştım.

"Kaan?"
Kaan'a döndüm.
Bu çocuk uyumadan bi saniye geçirebilir miydi?

Telefonu cebine koydum.
okula varmaya yakın velet uyandı.
Beraber arabadan indiğimizde herkes bize bakıyordu.
Kaan'a baktım gergin duruyordu.
Gözüm köşedeki arkadaş gurubuna takıldı.
Kalbim hızlanmaya başladı.
Ege ve Alp ordaydı.
Onların dışında dört kişi daha vardı.
Eren kafasını bize doğru çevirdi.
Ve dirseğiyle emre'yi dürttü.
Emre'in yeşil gözleriyle karşılaştığımda bakışlarımı başka tarafa çevirdim.

Okulun içine girdik.
Kaan benden bi yaş küçük olduğu için onbirnci sınıfa gidiyordu.
O nedenle başka tara doğru gitti.

Bense tek kalmıştım.
Sınıfımı aramaya başladım.
Sonunda bulduğumda bütün herkes toplanmıştı.
Sınıfa girdiğimde Gece Ve Ece birbirine girdi.
Emre ve Eren en arka sırada yan yana oturuyordu.
Kalbim deli gibi atmaya başladı.
Sıkıntı şu ki sadece onların önündeki sıra boştu.
Şansıma sıçıyım!

Ne yapıcağımı düşünürken hoca sınıfa girdi.

"Meraba çocuklar yeni arkadaşınızla tanıştınız mı?"
"Kendini tanıtabilirsin."
Siktir!

"Adım Ece. Bazıları bana Gece der-"

"İsmin Ece mi Gece mi?"

"Gece."
"Buraya istanbuldan geldim. Artık babamın yanında yaşıyorum"

"Kardeşin varmı Gece?"
Sanane amk.

"Yok."

Neden böyle demiştim kaan benim kardeşim değil miydi?

"Oturabilirsin."
Şimdi sıçtın gece.
Yavaş yavaş yürüyerek seri katillerin önüne oturdum.

Biraz zaman geçti.
Birden önümde bir el gördüm korkmıştum.
El bir saç teli tutuyordu bu benim saçımdı.

"Kıllarını kendi tarafında tut."

Arkamı dönmemek için kendimi zor tuttum bunun derdi neydi lan?!

Saçı elinden alıp kenara attım.
Bileğindeki tokayla saçımı rastgele topladım ve ders dinlemeye devam ettim.
Sonra ne olduysa birden oldu.
Birisi açık olan enseme eğildi ve konuştu.

"Hoş geldin Gece. Seninle çok eyleniceğimize eminim"

Hassiktir!
Sıcak nefes her ne kadar beni huylandırsa da kımıldamadım.
Arkamı döndüm

"Derdiniz ne?"

Eren sırıttı emre ise ifadesizdi.

"Sen."(emre)

Ne?
Ece ile Gece bile donmuştu.
Kaşlarımı çattım.

"Siz iki ruh hastası benimle uğraşırsa bunu size pişman ederim."

Önüme döndüm.
Benim sorunum da buydu fazla cesaretliydim.

Tenefüs zili çaldığında yerimden kalkmadım.
Onlar da kalkmadı.
Cidden benden ne istiyorlardı?

Sırada bağdaş kurup telefonuma uygulamalar yüklemeye başladım.
Sınıfta kimse kalmamaıştı.
Bu iki katille sınıfa yalnız kalmak istemiyordum o nedenle ayağa kalktım.
Fakat eren ışık hızıyla kapıyı kapadığında kalbim ağzımda atıyordu.
Eren esmerdi kıvırcık kahferengi saçları vardı uzundu ve her zaman sırıtıyordu.
Gözleri elaydı.
Göz devirdim.
Emre ise daha ciddiydi siyah düz saçları ve beyaz teni vardı.
Yeşil gözleri zaten direk göze çarpıyordu.
Çıkık yüz kemikleri vardı ve dolgun dudakları her zman sabitti.
Harry potter'ın gelişmiş hali gibiydi.
Ve ben harry potter hayranıydım.

"Ne istiyorsun?"

Kıçımın mafyası!

"Hiç."

Emre'ye döndüm sigara içiyordu.
Si ga ra hem de okulda!

"Beni rahat bırakın."

Eren tekrar sırıttı.

"Festivalde birini öldürmenizi engellenmiş olabilirim ama-"

Eren bu sefer kahkaha attı.

"Ece ciddi misin?"

Bana Ece diye hitap etmesi hoşuma gitmemişti.
Gece zaten şu an kendini zor tutuyordu.

"Evet."

Bana doğru gelmeye başladığında geri geri yürüdüm ve birine çarptım.
Emre...
Arkamı döndüm dip dibeydik.
Lan!
Onun gözlerine dik dik bakmam için parmak uçlarımda kalkmam gerekiyordu.
Çok uzundu...
Ve yakışıklı.
Ece Geceye küfürler savuruken Alp ile hala bakışıyorduk.
Zil çaldığında irkildim.
Sınıf sigara kokuyordu fakat onların umrunda değildi.

Telefonum çaldığında bütün an bozuldu.
Telefonumu çıkardım ve kulağıma tuttum.

"Söyle?"

"Okuldan sonra annem ve baban evde olmayacakmış ve yarın sabaha kadar gelmeyecekler."

"Tamam"

Öğrenciler sınıfa gelmeye başlamışlardı.
Yerime oturdum.
Anlaşılan bu yıl farklı olucaktı...


(Arkadaşlar ufak bir duyuru yapıcam.
Ege'nin ismi artık Eren. Alp'in ismi de emre.)

sınırlar (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin