☆tarçınlı süt☆

81 5 38
                                    

Genç adam omzunda bir ağırlık hisetiğinde kafasını çevirdi.
Güzel kız uyuya kalmıştı.
İstemeden de olsa dudağının kenarı kıvrıldı.
Az daha geç gitseydi ne olabiliceğini düşündü.
O piç kuzeni herşeyi yapabilirdi...
Hafifçe kalktı ve ,,,zayıf kızı kucağına aldı.
Yavaşça yukarıya çıtkı ve Elif'in o evdeki odasına götürdü.
Yatağa yavaşça koydu ve üzerini iyice örttü.
Gözleri kapalıyken daha iyiydi.
En azından etrafa saldırmıyordu.
O bu halleriyle bile çok güzeldi.

Tekrardan aşaya indi.
"Uuyuor mu?"

"Evet."

Gözlerimi açtığımda odayı ilk başta tanıyamasam da farkettim.
Boş evin odasıydı.
Buraya neden boş ev dediklerini bilmiyordum ama her ne kadar sigara koksa da burayı seviyordum.
Yataktan kalktım ve aşaya indim.
Herkes aşadaydı.
Aklıma telefonum geldiğinde içim acıdı.
Olanları hala atlatamamıştım.
Elif'in yanına oturdum.
"Günaydın."

"Günaydın..."

"Gece iki saattir telefonun çalıyordu fakat ekran kırık olduğu için bakamadık."

"İki saat mi? Ben kaç saatir uyuyorum?"

"Altı saat kadar.."

"Oha!"

"Saat kaç?"

"İkiy geliyor. Eh telefonun."

Elif telefonumu bana uzattığında donup kaldım.
Telefon yeni gibiydi.

"Ama?..."

"Abim ve Eren sen uyurken onu tamire götürdü."

Eren sırıtıyordu.
Emre ise sadece bana bakıyordu.
Koştum ve Eren'e sarıldım.
Daha sonea Emre'y döndüm.

"Özür dilerim seni dinlemem gerekiyordu. "

"Önemli değil Gece."

Hafifç gülümsedim ve ona da sarıldım.
Nedense onlara güvenmek istiyordum.
Fakat benden sakladıkları çok şey vardı.

"Borç olarak sayıyorum ona göre."

Dedim elimdeki telefonu gösterirken.
Emre yine sessizdi.
Eren kafa salladı."öyle olsun"
Telefonu açtım.
Kim beni iki saat aralıksız ararki?
Birden kalbim sıkıştı.
Ekranda çıkan ismi görünce başımın dertte olduğunu anladım

Baba kişisinden 3 cevapsız arama
Velet kişisinden 43 cevapsız arama

Hemen babamı aradım ve dışarı çıktım.

"Baba?"

"Gece nerdesin? Leyla sabah çıktığını söyledi."

"Arkadaşımlayım baba?"

"Iyi misin sesin kötü geliyor."

"E-evet."

"Nerdeysen konum at seni almaya geliyorum."

"Tamam..."

Herşey üzerime gelmeye başladı.
Dün yaşadıklarım mı beni bu kadar etkilemişti? Yoksa babamın beni ilk defa merak etmesi mi? Yoksa annemin beni merak edip o adam bir daha geri dönmememi söylediği zaman her zamanki gibi sesini çıkarmamasımı?
İnsanlar neden bu kadar acımasızdı?
Annem nasıl böyle kördü?
Şimdi anlıyorum ki en başından annemin piç kocası bana ilk laf attığında babamın yanına gelmem gerekiyordu.
Hep annemin birşey söylemesini bekledim.
Kör olduğu gibi dilsiz de davrandı.
Belki de Erkeklere olan öfkem ve nefretim o adam yüzündendi.
Çünkü her ona ihtiyacım olduğunda annem o adamın yanındaydı.
Ama babam şu an en çok onunla konuşmaya ihtiyacım olduğunu anlayıp yanıma geliyordu.
Yere çöktüm.
Ağlıyordum çünkü kalbim acıyordu.
Yanıma gelen ilk kişi Eren oldu.
Yere oturdu ve saçını eline geçirdi.
Kıvırcık saçlarından bir tutam havaya kalkmıştı.

"Iyi misin Ece?"
Sesimi çıkarmadım.
Sadece ağlamak istiyordum...
Daha sonra Elif ve Emre geldi.
Elif elini sırtıma koydu.

"Eve gitmek ister misin?"(Elif.)

"Babam geliyor...''

Göz yaşlarımı sildim ve ayağa kalktım.
Evin bahçesine babamın arabası yaklaştığında rahatlamıştım.
Babam arabadan indi ve yanıma geldi.
İki yıldan sonra yaşlanmış olsa bile hala çok yakışıklıydı.
Lacivert gözlerini eetrfta gezdirdi.
"Meraba baba?"

Sanırım şimdi Elifleri babamla tanıştırmam  gerekiyordu.

Elimle Elifi gösterdim.
"Bu Elif. en iyi arladaşım."
Elif bu sözü duyunca mutlulukla gülümsedi
Kafasıyla selam verdi.
"Meraba efendim."

Daha sonra Eren'i gösterdim.
"Buda Eren. Oda arkadaşım."
Eren hiç olmadığı kadar sakin ve sessizdi.
Eren bir adım öne çıktı ve el sıkıştolat
"Memnun oldum. "

"Ve... Emre."
Emre daha da sessizdi.
Sadece birbirlerine baktılar ama sanki yeşil ve lacivert gözler çok şey anlatıyordu.

Elife sarıldım ve arabaya bindim.
Babam da şoför koltuğuna oturduğunda artık iyice Rahatlamıştım.
Eve gidene kadar sessizdik eve girdiğimde birden durdum.
Leyla bana sarılmıştı.
"Seni çok merak ettim Ece. Birkaç günd0r eve çok fazla uğramadın için endişelendim"
İstemsizce gülümsedim.
Kapının kenarında kollarını göğüsünde birleştirmiş mavileriyle dalgın dalgın bizi izleyen Kaan'ı farkettiğimde kalbim tekrar sıkışmaya başladı.
Ona sonra konuşucaz bakışı atıp leyla abladan ayrıldım.
Odama çıktım üzerime eşofman ve salaş bir tshrt giydim.
Telefonumu şarja taktım ve yatağımın üzerine oturdum.
Bir süre sonra odaya birsi girdi.
Kafamı kaldırıp baktığımda babamı gördüm.
Elinde iki wisky bardağı vardı.
Yatağın üzerine oturdu ve birini bana uzattı.
"Ister misin?"
Yavaşça bardağı aldım.

"Biliyorum. Çocukluğunda yatmadan önce içmen için sana tarçınlı süt getiremedim ama belki dertleşmek için alkol getirebilirim. "

Tarçınlı süt sevdiğimi unutmamıştı...

Elindeki bardaktan bir yudum aldı.

"Sen her zaman bi tarafın eksik yaşadın biliyorum Gece."
"Elinden tutup bir kez olsun seni parka götürmedi-"

"Parkı siktir et!"
Elimdeki bardağı komidine bıraktım ve babama sıkıca sarıldım.
Hıçkırark ağlıyordum.
Sanki babasına gitmemesi için yalvararak ağlayan dokuz yaşındaki kız çocuğuna tekrar dönmüştüm...
Omuzlarımdaki yükün altında kalmaktan korkuyordum.
Elimden tutucak kimsem yoktu çünkü...
Ama şimdi anlıyorum ki ne olursa olsun babam beni o yüklerin altından çekip çıkarırdı.
Çünkü artık ne Baran umrumdaydı.
Ne de annem...

Artık sadece babam vardı.
Ayrıldığımızda elini yanağıma koydu ve göz  yaşlarımı sildi.
Bunu yapmana o kadar ihtiyacım vardı ki baba...
Gece bile sessizken ortalık Ece'ye bile kalmamıştı.
Aslında ben ne Ece ne de Gece'ydim.
Ben ikisinin arasında kaybolan tarçınlı süt seven o küçük kızdım.







Nedense bu bölümü yazarken çok kötü oldum....

sınırlar (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin