🎶Birileri - Halledebilirdik
"Sen bedenim oldun,
ruhum oldun,
karanlık gecemde güneş oldun.
Ben önümü bile göremezken
beni düştüğüm yerden doğrulttun."🖤
Ne kadar süredir kulağımda kulaklık, ellerim cebimde duvara yaslanmış bekliyorum bilmiyordum. Birçok şarkı akıp geçmiş olmasına rağmen kendimi şarkılara bile pek verememiştim. Emir için bu işin ne kadar önemli olduğunu biliyordum ve olabilecek her türlü aksiliğe karşı ona nasıl yardımcı olabileceğimi düşünmeden edemiyordum. Aklıma binlerce fikir geliyor daha sonra aptalca olduğunu fark ediyordum. Emir birinden yardım almanın küçük düşürücü olduğunu düşünüyordu ve bu fikrini nasıl değiştirebilirim bilmiyordum. Bildiklerim ve bilmediklerim birbirine giriyor ve en sevdiğim şarkıyı bile hiçbir şey düşünmeden dinlememe izin vermiyordu. Üstelik ben bu konuları yalnızca görüyor olmama rağmen bu kadar düşünürken Emir'in tüm bunları yaşıyor olduğu halde delirmemiş olması bile mucizeydi.
Kafenin kapısının hareket etmesiyle kulağımdaki kulaklıkları hızla çıkarıp cebime iliştirdim. Emir hafif kızarmış yanaklarıyla bana doğru ilerlediğinde kendimi istemsizce kaşlarımı çatarken buldum. Bir sorun vardı,
"Ne oldu?" Emir sırt çantasının iplerinde dolaştırdığı elini kot ceketinin ceplerine sokarak bakışlarını gözlerime sabitlediğinde söyleyeceklerini dinlemek için dikkatle yüzüne baktım.
"Bir daha müşterilerle sorun yaşamayacağımın garantisi olmadığını söyledi." Yanaklarıma doldurduğum nefesi ağır ağır dışarı bırakıp Emir'in buğulu gözlerine baktığımda içimde aniden doğuveren istekle birkaç adımda Emir'e yaklaşıp parmak uçlarımda yükselerek kollarımı boynuna doladım. Bu adam kesinlikle çok dengesizdi, önce bir şans verebileceğini söylüyor daha sonra Emir'i ayağına kadar getirip onu reddediyordu. O aptal adamı görürsem kesinlikle bir kaşık suda boğardım.
"Sorun yok, eminim bir yolunu buluruz." Emir sarılmama karşılık vermeden öylece durduğunda ben biraz daha sıkı sarıldım ona. Sanki onun yerine de sarılıyormuşum gibi...
"Müşterilerle birebirde görüşemezmişim ama" birkaç saniye sonra yeniden konuşmaya başlayan Emir'le sımsıkı yumduğum gözlerimi açarak sarılmamamı bir miktar gevşettim.
"Ama müşterilerle konuşmadanda çalışabilirmişim." Duyduğum şeyle aniden kollarımı üzerinden çekip geriledim ve yeniden çatılan kaşlarımla yüzüne baktım.
"Bulaşıkçı olarak.""Emir bu harika!" İşi almış olmasının verdiği heyecanla belkide dakikalar içersinde kaçıncı olduğunu bilmediğim hal değişimimi yaşarken Emir benim aksime hala durgunca gözlerimin içinde bakmaya devam ediyordu.
"Bulaşıkçı olmak mı istemiyorsun?"
"Hayır, hayır tabi ki."
"O zaman sorun ne?" Gözleri ağır ağır yere kaydığında aldığı derin nefeside aynı ağırlıkta dışarı verdi.
"Böyle olmasına ben izin verdim Doğu. O adamla hiç kavga etmeyebilirdim, böylece en başta işimden olmazdım ve şimdi o adamın karşısında böyle küçük düşmezdim. Bulaşıkçı olmak benim için sorun değil, iş ayırmam ama kendimde olmadan yaptığım hatalarım yüzünden insanların gözünde küçük düşmek çok kötü. Ben, ben bu değilim." Hafif titreyerek çıkan sesiyle söylediği sözlerin ardından bakışları yeniden beni buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu
ChickLitBir sözden, bir yazıdan, bir bakıştan beklentiye girmek çok mu çocuksuydu? Zaten hep her şey böyle başlamaz mıydı? Biri gelirdi ve bir şey söylerdi, bir bakmışsın hayatında. Başka biri gelirdi bakardı sadece, uzunca bakardı ve için kıpır kıpır olurd...