22

592 39 30
                                    

🎶Duman - Öyle Dertli

"Kanar gibi yaramı dağlarım,
Yanar içim yine de saklarım."

"Koşar gibi ölüme atlarım,
ezer geçer yine de kalkarım."

🖤

2009

"Oğluna iyi davranacaksın Kemal! Eğer ona bir kere daha bilerek zarar verdiğini görürsem kardeşim demem ona yaşattığın acının kat ve kat fazlasını sana yaşatırım anladın mı beni?"
Emir titreye titreye oturduğu kapı dibinden gelen bağırışmaları gözleri kapalı dinlerken bu iki yetişkinin ne konuştuğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Onları dinliyordu, bütün söylediklerini net bir şekilde duyabiliyordu ancak neden bahsettiklerini anlamak onun için neredeyse imkansızdı. Küçük bedeni babasının o sert ve gür sesini duymasıyla biraz daha titredi ve olduğu yere oturarak dizlerini kendine doğru çekti.

"Abi ondan nefret ediyorum anlasana! Yüzünü görmeye bile katlanamıyorum!"

"Kemal saçma sapan konuşuyorsun, beş yaşında bir çocuğun sana nasıl zararı olabilir? Onunla vakit geçir, seveceksin, sevmek zorundasın senin çocuğun o!"

"Allah kahretsin ki öyle!" Küçük Emir'in kalbi olduğundan daha hızlı atmaya başlamıştı. Babasından deli gibi korkuyor, yanındaki o adamdan babasının yanında olmasını istemediği kadar yanında olmak istiyordu çünkü onun başını okşuyor, öpüyordu. Babası gibi bağırmıyordu, kısacası ona kimsenin daha önce davranmadığı kadar iyi davranıyordu. Gerçi beş yıllık kısacık hayatında da kimseyi görmemişti ki, bir babası, yeni yeni kuzenleri ve amcası.

"Şimdi oğlunla vakit geçiriyorsun, ben senin işlerini halletmesi için bir adam ayarlayacağım. Çocuk senden deli gibi korkuyor Kemal, bir çocuk babasından nasıl bu kadar korkabilir? Bir an önce bu durumu düzelt, kendi yediğin bokları küçücük çocuğun üzerine atma!" Adım seslerinin kapıya doğru yaklaştığını duyan Emir başını dizlerinin arasına gömüp nefeseni tuttuğunda önce onu odadan ilk çıkan amcası Kadir daha sonra da arkasından gelen babası Kemal gördü.

"Şu hale bak, titriyor çocuk! Bu durumu hemen düzeltiyorsun Kemal, hemen!" Kadir kardeşini son kez uyararak evden çıkıp gittiğinde Kemal gözleri duvarın dibine bir fare gibi çökmüş titreyen çocuğa baktı bir süre. Olmuyordu, içi bir türlü bu çocuğa ısınamıyordu. Ona iyi davranmak değil, onu görmek bile istemiyordu.

"Kalk!" Emir babasının sözünü ikiletmeden anında kurşun gibi ayağa kalktığında oğlunun yakasını tutup peşinden sürüklemeye başladı. Mutfağa girdiklerinde dolapta bulunan hazır yemeklerden birini alıp ocağa koydu. Babası tüm bunları yaparken Emir ellerini önünde birleştirmiş, büklüm büklüm babasının onu bıraktığı yerde kafasını bir kere olsun yerden kaldırmadan beklemişti.

Yemek az da olsa ısındığında Kemal daha fazla sabredemediği için iki tabak çıkarıp yemekleri doldurdu. İki kaşıkla beraber tabakları masaya koyduğunda gözlerini nerdeyse boyu kendi dizini bile geçmeyen çocuğa bakıp dişlerini birbirine bastırdı.

"Geç otur şuraya!" Dediği oldu, Emir hızla babasının gösterdiği yere oturdu. Kemal de kendine koyduğu tabağın başına oturduktan sonra eline aldığı kaşıkla ağzına birkaç lokma yemek attı ancak oğlunun bakışlarını üzerinde hissettiğinde yeniden adete kükrer gibi konuştu.

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin