15

650 76 25
                                    

🎶Şekersiz - Yanımda Gülmedin O kadar

"Yanımda hiç gülmedin o kadar.
Ne yaptım sana ne?
Hiç,
gülmedin o kadar."

🖤

"Sütünü içmedin." Sandviçini birkaç ısırıkta bitirip ayaklandığında benim cümlemi pek ciddiye almadan dolaptan bir pet şişe çıkarıp içemeye başladı. Bende kendi yemeğimi bitirdiğimde ayağa kalkıp muslukta ellerimi yıkadım ve arkasından yürüyerek oturma odasına girdim.

"Planın var mı, ne yapıcaksın bugün?" Yine cevap vermeden yerdeki eşyalarını kaldırarak kenarda duran koca valizin içine attığında ona ayak uydurarak perdeleri araladım.

"Sana söylediğim filmi izledin mi?" Ve tabiki yine cevap gelmedi, tam tahmin ettiğim gibi. Telefonu şarja takıp kendini koltuğa attığında bende kendimi yanına bırakıp boş boş etrafa bakmaya başladım.

"Daha ne kadar susacağız?"

"Daha ne kadar konuşacaksın?" Uzun süre sonra söylediği ilk cümlenin bu olması gözlerimin devrilmesine neden olurken derin bir nefes alıp kanepede bağdaş kurarak yönümü ona çevirdim.

"Sen hep susar mısın böyle?"

"Kendi kendime konuşmam." Kolumu kanepenin sırtlığının üstüne koyarak başımı yasladıktan sonra Emir'in yan portresine bakmaya devam ederek konuştum.

"Yanında biri varken peki, hep susar mısın?"

"Genelde yanımda biri olmaz." Verdiği hızlı ve tek düze cevaplar içime bir bunaltı getirirken omzuna yumruk attım.

"Of Emir! Amma edebiyat yaptın." Omzuna attığım ufak yumrukla hafifçe sarsıldığında gözleride elimin değdiği omzuna kaydı ardından gözlerime ve derin bir nefes verme sesi yükseldi. Kısa bir sessizlik, sonra işte kalbimin sızlamasını sağlayan o sözler döküldü dudaklarından.

"En çabuk sen sıkıldın benden." Bir dakika gözleri mi doldu onun? Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemeden dolmuş gözlerine hayretle bakmayı sürdürdüğümde benimde gözlerimin dolduğunu hissettim. Ufak bir süre öylece bakıştıktan sonra başımı sağa sola sallayarak elimin tersiyle gözlerimi sildim. Ayağa kalkıp yere bıraktığım çantamdan telefonumu aldım ve hava durumuna baktım. Kıştan artık yavaş yavaş çıkmaya başladığımız için hava bu aralar pek soğuk olmuyordu ancak bugün diğer günlere göre çok daha soğuk görünüyordu.

Telefonu arka cebime koyarak yeniden Emir'e döndüğümde yere baktığını görüp gülümseyerek konuştum.

"Hadi kalk, hazırlan çıkıyoruz!" Gözleri ağırca bana döndüğünde kaşları da aynı anda hafifçe çatıldı.
"Hadi, hadi!" Gözlerini yeniden yere çevirerek oturmaya devam ettiğinde kolunu tutarak ayağa kaldırdım ve konuşmaya devam ettim.

"Kalın giyin hava soğuk bu aralar." Bakışları 'nereye gidiyoruz' der gibi şaşkınca beni bulduğunda gecikmeden konuştum.

"Ne zamandır Bolu'dasın?" Aslında bu sorunun konumuzla şu anlık hiçbir alakası yoktu. Sadece gerçekten ne zamandır burda olduğunu merak ettiğim için sorduğum bir sorudan ibaretti.

"Oldu biraz." Ama tabi yine beklediğim düzgün cevabı alamamıştım.

"Tamam, hadi hazırlan çıkıyoruz." Aniden itiraz etmeye başladığında onu dinlemeden kanepeye oturdum.

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin