Bakarken kıyamamak mı?
Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?Özdemir Asaf
🖤
"Annem ben daha on günlükken bir mektup yazıp def olup gitmiş bu dünyadan. Sonra o mektubu babam nasıl bulmuş, beni nasıl almış hiç bilmiyorum." Gözlerim Emir'in kıpırdayan dudaklarında kalmaya devam ettiğinde o başını dimdik tutarak devam etti sözlerine.
"Babam beni hiç sevmedi, hoş sevmek de istemedi. Ama ben çok iyi biliyorum neden beni sevmemek için bu kadar çaba sarf ettiğini, her şey annemin mektupta yazdıkları yüzünden."
"Ne yazmış?" Dudaklarımdan benden habersiz dökülen sözlerin ardından Emir elini yere koyarak derin bir nefes aldı. Ben neden düşüncelerimi konuşurken öğreniyordum, şu dilimi bir tutamıyordum.
"Aslında hiç kötü bir şey yazmamış. Sebep de bu zaten, yazdığı şeylerin hepsi iyi. Ama Kemal Pınar bütün iyi şeylerin katilidir. Sırf annem iyi şeyler yazdı diye boka çevirdi benim hayatımı. Sırf annemin sandığı gibi biri olmadığını kanıtlamak için, a be aptal adam ölmüş gitmiş kadına neyi kanıtlamaya çalışıyorsun." Son sözleri ağzından bir lokmada çıkıverirken yere koyduğu elini yumruk yaptı ama uzun sürmeden hızla geri çözdü.
"Ve benim boktan hayatım babamın beni almasıyla başladı, ondan sonra pek bir şey de doğru gitmedi zaten. Eve kimse girip çıkmazdı, kimse benimle konuşmaz, yüzüme bile bakmazdı. Beş yaşıma kadar gördüğüm insanlar sınırlıydı, babam, babamın birkaç adamı ve bakıcım Aygün. O zamanlar benim için dünya yalnızca o evin içiydi. Öyle büyük de bir ev değildi ha, en azından benim dolaşabildiğim kısımları." Kurumuş dudaklarını bir çırpıda ıslatıp devam etti konuşmaya.
"Ya Doğu, bir insan dört yaşındayken yaşadıklarını hatırlar mı?" Gözleri hızla bana dönüp zaten onda olan gözlerimle birleştiğinde dudaklarım aralık yüzüne bakabildim sadece. Ki zaten onda bir cevap beklemedi."Ben hatırlıyorum, bazı geceler kafayı yiyorum. Aygün'ün çığlıkları kulaklarımda yankılanıyor, kendime kızıyorum, neden, neden hatırlıyorum diye." Aygün'ün çığlıkları mı?
"Aygün çok iyi bir kadındı. Bana kötü davranmayan tek insandı, gerçi iyi de davranmazdı. Davranmazdı işte, her sabah temiz kıyafetlerimi yatağa bırakır masaya da yemem için iki tabak yemeğimi koyar başka bir şey de yapmazdı. Akşam babam gelene kadar evi siler süpürürdü, babam geldiğinde de," Bir anda duraksayıp kaşlarını çattı. Hayır, düşündüğüm şey olmuş olamaz. Lütfen olmasın.
"İlk başlarda bütün evde Aygün'ün çığlıkları yankılanırdı bir süre sonra çığlıklar gitti yerini daimi bir sessizlik aldı. Sonra Aygün bir anda kaybolup gitti zaten. Hayatına giren her kadın nasıl oluyorsa bir anda yok oluveriyor resmen adamın." Midemin bulantısı yüzümün hızla buruşmasına sebep olurken başımı da yere çevirip aklıma gelen iğrenç görüntüleri kovmaya çalıştım. Düşününmesi bile bu kadar iğrenç ve can sıkıcıyken Emir bunlara bizzat şahit olmuştu. Üstelik çok küçük olmasına rağmen her şeyi hatırlıyordu."Sonra ikizler girdi hayatıma, ben altı yaşındayken. Amcam her ay bir kere getirirdi onları, ben o zaman öğrendim yaşadığım hayatın cehennem olduğunu. Altı yaşındaydım Doğu sadece altı yaşında, yaşadığım hayatın berbat olduğunu fark ettim.
Bana ilk şarkımı onlar dinletti,""Ajda Pekkan."
"bana ilk televizyonu onlar izletti, ilk oyuncağımı onlar getirdi. Ama babam çıldırıyordu, onların ve amcamın bana iyi davrandığını gördükçe kafayı yiyordu. Onlar her gittiğinde hayatım geçen aydan daha berbat bir hal alıyordu. Ta ki bir gün amcam olanları fark edip babamı uyarana kadar. Babam amcamdan çok korkardı, arkasından demediğini bırakmaz ama karşısına geçtiğinde ne söylerse yapardı. Sonradan öğrendim ondan neden korktuğunu, çok geç oldu ama öğrendim. Neyse, amcam babama büyük bir azar attı ve ben onların bütün konuşmalarını dinledim. Ama odaklandığım şey sözleri değilde ses tonlarıydı, o gün çok şaşırmıştım. O ana kadar sesini hep yumuşacık duyduğum amcam tıpkı babam gibi bağırıyordu. Çok korkmuştum." Ben resmen şu ana inanamıyordum, Emir oturmuş bana hayatını anlatıyordu ve tek kelime edemeden ağzım açık bir şekilde onu dinliyordum. Aynı zamanda da kendime kızıyordum, hayatıma girdiği ilk gün onu bu kadar hafife alıp dalga geçtiğim için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu
Literatura FemininaBir sözden, bir yazıdan, bir bakıştan beklentiye girmek çok mu çocuksuydu? Zaten hep her şey böyle başlamaz mıydı? Biri gelirdi ve bir şey söylerdi, bir bakmışsın hayatında. Başka biri gelirdi bakardı sadece, uzunca bakardı ve için kıpır kıpır olurd...