13

684 98 32
                                    

🎶David Guetta - Let it be me

"When you're feed and alone
(Zayıf ve yalnız hissettiğinde,)
and need somebody on the phone
(telefonda birilerine ihtiyacın olduğunda,)
let it be me.
(bırak o kişi ben olayım.)"

🖤

Geride bıraktığım güzel bir gün, arkadaşlarım, annem hatta babam ve Batı ile yaptığımız görüntülü sohbet. Hepsiyle dolu dolu zaman geçirdiğim bir cumartesi olmuştu benim için ama Emir'den hala bir haber yok. Saat on ikiyi çoktan geçti, artık bambaşka bir gün. Ondan sadece işten çıktığı zaman bana haber vermesini istemiştim, sadece bana birazcık güvenmesini istemiştim ama olmamıştı. Bana güvenmiyordu, beni kabullenmiyordu. Belki de hayatında istemiyordu beni ama bunların benim için hiçbir önemi yoktu. Beni isteyecekti, istemeliydi...

Daha fazla beklemek istemiyordum artık, bir şekilde Emir'le iletişime geçmek istiyordum.

Gözlerimi dakikalardır izlediğim ama hiçbir şey anlamadığım filimden kaçırarak telefonumu elime aldım. WhatsApp'da Emir'i bulduktan sonra profil fotoğrafını açtım önce. emirdevamımyok adlı hesaptaki fotoğrafın aynısıyla karşılaştığımda kendimde büyük bir yutkunma ihtiyacı hissettim. Resimden çıkıp klavyeyi açtığımda uzunca ekrana baktım. Ne yazmalıydım?

'Neden bana mesaj atmadın?' Hayır eğer böyle bir şey yazarsam bir süreliğine dünyanın en salak insanı olurdum.

'Günün nasıl geçti?' Sahiden mi Doğu! Çocuk çalıştı, günün nasıl geçmesini bekliyorsun?

'Merhaba!' Ne kadar da yaratıcısın sen öyle, bu nasıl şahane bir giriş.

Oflayarak çoktan başını geri yatırmış kendine uykuya teslim eden anneme çevirdim gözlerimi. Annem muhasebeciydi, gün boyu çok çalışır buna rağmen benimle vakit geçirmek isterdi. Babamlar gittiğinden beri hep kendini bana karşı daha fazla sorumlu hissetmeye başlamıştı. İyi bir hayatımız olması için deli gibi çalışıyor birde yetmiyormuş gibi beni boşladığını düşünmemem için elinden geldiğince benimle zaman geçirmeye çalışıyordu. Telefonu elimdem birkaç saniyeliğine bırakıp benim üzerimde olan battaniyeyi özenle onun üzerine bıraktım.

"Hayatta en zoru, birinin seni sevmesine izin verecek cesarete sahip olmaktır." The Wedding Date, Gözlerim ağır ağır filme döndüğünde büyük bir ilgiyle izlemeye devam ettim. Film boyunca belkide dikkatimi çeken tek kısmı bu olmuştu, bu ağır ağır söylenen cümle. Gözlerim hala Emir'in mesaj bölümünde açık bir şekilde bekleyen telefonuma kaydığında anlık bir cesaretle aldım telefonu elime. Hiç vakit kaybetmeden yazdım içimi delip geçen o büyülü cümleyi ve bir an olsun tereddüt etmeden gönderdim mesajı.

*Ben: "Hayatta en zoru, birinin seni sevmesine izin verecek cesarete sahip olmaktır."
*Ben: Peki ya senin cesaretin var mı?

Mesajlar Emir'e gitti, birkaç dakika geçti ve ben hala ekrana bakmaya devam ediyorum. Film de tıpkı benim etrafa olan boş bakışlarım gibi devam ediyor. WhatsApp'tan çıkarak ayaklarımı sehpaya uzattım ve elime kumandayı alarak filmi başa sardım. Normal şartlarda romantik komediler çok ilgimi çeken bir tür değildi, ben daha çok bilim kurgu hayranı biriydim. Ama şu an içimde günlerdir sürekli bir şeyler söyleyen o ses bu filmi izlemem gerektiğini söylüyordu bu seferde ve ben ona karşı koymadan dediğini yaptım. Tüm dikkatim filmde kendimi dış etkenlere tamamen kapatarak filmi sonuna kadar izledim.

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin