🎶Gece - Yarım
"Gel, bana anlatma zamanım
sende dursun.
Bırak yarım kalsın ya da
al elimde kalan,
ne varsa.""Sor, sana söyler hayat,
cevabın bende dursun..."🖤
"İnci, üzerimde bir şey mi var?"
"Efendim? Bakayım, hayır yok." Üzerime uzunca bir süre göz gezdirdikten sonra bakışlarını yeniden yüzüme çıkarıp bakmayı sürdürdüğünde ellerimi yüzümde gezdirerek yeni bir soru yönelttim.
"Peki yüzüm, bir sıkıntı mı var? Her şey yerli yerinde mi?"
"Evet, Doğu her şey olması gereken yerinde." İnci hafifçe kıkırdayarak sorumu yanıtladığında oflayarak ellerimi yeniden sıcacık ceplerime soktum. O zaman sorun neydi? Neden bana öyle bir soru sormuştu?
"Ben çirkin miyim?" Aniden aklıma gelen soruyla bir an olsun düşünmeden gözlerimi pörtleterek tamamen İnci'ye döndüğümde İnci'de yürümeyi bırakıp bana döndü.
"Saçmalama, her zamanki gibisin işte. Neden böyle sorular sorup duruyorsun?"
"Her zaman mı çirkinim?"
"Kızım saçmalama dedim ya, bak yine diyorum saçmalama! Gayet güzelsin, noluyor Allah aşkına?" Güzel olmadığımı biliyordum, ortalama bir kızdım işte. Kara kaşlarım kara gözlerim vardı ve hayatım boyunca hiçbir zaman, kilom dışında dış görünüşümü dert eden biri olmamıştım. Ama Emir bir anda öyle bir soru sorunca beynim allak bullak olmuş, doğru düzgün düşünememiştim.
"Bir şey yok, kendimi bir huzursuz hissettim de." Yeniden yürümeye başladığımda İnci'de bana ayak uydurup peşimden gelerek bana yetişti.
"Çok da güzelsin ayrıca, aynaya bakmıyor musun kızım sen?"
"Bak sende sordun, aynaya mı bakmam gerekiyor şu an benim? Niye öyle dedin ki birden?" Resmen paranoyağa bağlamış bir şekilde sesimi birazcık yükselterek konuştuğumda İnci'nin kısık sesli kahkahalarını es geçerek telefonumun kamerasını kendime çevirerek yüzüme bakabileceğim her açıdan baktım ama cidden İnci'nin de dediği gibi her zamankinden hiçbir farkım yoktu. E bu çocuk neden öyle dedi ama bana o zaman?
İnci cebinden çıkarttığı 250 lirayı avucumun içine sıkıştırıp bana sıkıca sarıldığında beynimdeki düşünceleri kısa bir süreliğine bir kenara itip bende kollarımı ona doladım.
"Sen yorulmuşsundur ondan öyle huzursuz hissediyorsundur, eve git güzelce dinlen tamam mı? Bir daha da saçma sapan şeyler düşünme öyle." Sarılmamız son bulduğunda bana el sallayarak yolun kenarında onu bekleyen arabaya doğru geri geri yürümeye başladı.
"Yarın okulda görüşürüz, çocuklara benden selam söylersin."
"Olur, Batı'ya selamını iletirim." Söylediğimi duymamış gibi yapıp önüne döndü ve beyaz aramaya atlayarak bana el sallamak için camı araladı. Araladığı camdan Gökhan amcada el salladığında ikisine de karşılık verip onların ardından geldiğim yolu geri yürümeye başladım. Caddede dalgın dalgın yürürken kulakarımdaki kulaklık şarkıyı değil telefonun çalma sesini kulaklarıma taşıdığında gözlerimi mavi bisiklet yolundan telefonumun ekranına çevirdim ve aramayı onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu
ChickLitBir sözden, bir yazıdan, bir bakıştan beklentiye girmek çok mu çocuksuydu? Zaten hep her şey böyle başlamaz mıydı? Biri gelirdi ve bir şey söylerdi, bir bakmışsın hayatında. Başka biri gelirdi bakardı sadece, uzunca bakardı ve için kıpır kıpır olurd...