🎶Kahraman Deniz - Böyle sever
"Aniden sen geldin ve mahvettin beni,
ben böyle güzel bir hata hiç görmemiştim.""İnsan insanı böyle sever mi?"
🖤
Emir'in apartmanının aynalı demir kapısında özensiz bağlanmış saçlarımı gördüğümde unutmuş olmama kızarak hızla saçlarımı açtım ve parmaklarımla şekil verdikten sonra uzunca zile bastım. Bir kez daha ve bir kez daha...
Kapının 'zızzt' sesi eşliğinde aralanmasıyla içeri girip aralanmış bir şekilde öylece duran kapısına doğru adımladım.
"Emir?" Kafamı içeri sokarak konuştuktan sonra herhangi bir ses duyamayınca içeri girerek arkamdan kapıyı kapattım. Ayakkabılarımı köşede çıkardım ve geçen sabah Emir'in uyuduğu odaya attım adımımı. Tamda tahmin ettiğim gibi bana kapıyı açmış ve dünde olduğu gibi yeniden yatmıştı. Bugün üzerinde ilk defa siyah olmayan bir şey görüyor olamamın verdiği şaşkınlıkla boş olan koltuğa oturup ona bakmaya devam ettim. Altında siyah bir eşofman ve üzerinde de gri bir tişört vardı.
"Ne uykucuymuşsun sende be." Beni takmadan arkasını dönerek uyumaya devam ettiğinde bir süre ne yapacağımı bilemeden gözlerimi etrafta gezdirdim. Ardından ayaklanıp odanın içinde ileri geri yürümeye başladım. Birkaç saniye böyle devam ettikten sonra belki cevap verir diye adımlarımı duraksatarak tamamen Emir'e döndüm ve konuştum.
"Gece çok geç mi uyudun?" Hiçbir cevap gelmedi.
"Emir?" Ve yine hiçbir tepki gelmeyince yutkunarak kurumuş boğazımı ıslattım ve odanın içinde dolaşmaya devam ettim."Kes şunu!" Ne kadar süre halının desenleri üzerinde zıplayarak vakit geçirmeye çalıştım bilmiyorum ama Emir'in uykulu çıkan sesiyle başımı halıdan kaldırmak zorunda kaldım. Tam dudaklarımı aralayıp cevap verecektim ki karnım benden önce davranıp koca bir gurultuyu koyverdi. Sanırım baya acıkmıştım.
Emir'in yönü bana döndüğünde gözlerini ovuşturarak doğruldu ve oturur pozisyona geldi.
"Yemek yemedin mi sen?" Koltuğa oturarak dimdik ona bakmayı sürdürürken aynı zamanda da sorusuna cevap verdim.
"Hayır, beraber yeriz diye düşündüm." Sonunda buraya geldiğimden beri ilk defa gözleri benimkilerin üzerinde durdu. Çok geçmeden gözlerini devirerek ayaklandı ve mutfağa doğru yürümeye başladı. Çantamdan sandviçleri alıp arkasından gittiğimde önce bir süre ne yaptığını izledim.
Buzdolabını açtı, uzunca baktı ve göz devirerek kapağını kapatıp dondurucunun kapağını tuttuğunda elimdekileri ona doğru sallayarak konuştum.
"Ben sandviç getirmiştim." Buzluğun kapısında olan parmakları beni duymasıyla eşofmanının cebine girdi. Omzunu buzdolabına yaslayarak bana döndüğünde konuşmaya devam ettim.
"Bir de süt getirdim."
"Süt?" Kaşları hafif çatık bir şekilde yüzüme bakmayı sürdürdüğünde hızlı hızlı başımı sallayıp elimdekileri eline tutuşturdum ve koşarak sütleri alamaya gittim. Elimde iki sütle geri döndüğümde hala aynı pozisyonda beni beklediğini gördüm.
Onu beklemeden masaya oturup gelmesini söylediğimde bir süre daha bana bakmayı sürdürüp karşımdaki yerini aldı. Masaya bıraktığım sandviçlerden birini alıp yemeye başladığımda Emir'in ilgili bakışlarını üzerimde hissettim. Bir şeyler düşünüyordu, kendi kendine sorular soruyor ve kendi sorulanlarına kendi cevaplar arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu
ChickLitBir sözden, bir yazıdan, bir bakıştan beklentiye girmek çok mu çocuksuydu? Zaten hep her şey böyle başlamaz mıydı? Biri gelirdi ve bir şey söylerdi, bir bakmışsın hayatında. Başka biri gelirdi bakardı sadece, uzunca bakardı ve için kıpır kıpır olurd...