5

950 210 23
                                    

🎶Furkan Olgaç - Benim İklimim İncitmez Seni

"Uçmaya çalışıp düştün bir kere, sağanaklar yağdı kanatlarının üstüne, benim iklimim incitmez seni,
gel süzül şimdi gökyüzümde..."

🖤

"Evet bütün işlerim bitti, seninde uyuma saatin yaklaşıyor bir an önce ne işler karıştırıyorsun anlat da rahatlayayım artık." Annemin hızlı hızlı söylediği cümlesiyle yüzüne baktım. Gerçekten meraklı ve heyecanlı görünüyordu.
Mektubumu katlayarak çantamın ön gözüne sıkıştırdım ve tıpkı onun gibi yatağın ucuna oturdum.

"Okula bir çocuk geldi, o kadar farklı biri ki sana onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Ama onu biraz tanımaya başladıkça bir şeyin beni ona doğru çektiğini hissettim. Bana bakması için derslerde parmak bile kaldırmaya başladım ama bir kere olsun dönüp bakmadı. Hoş hiç kimseye bakmıyor, geliyor derslerini dinliyor ve gidiyor. Okul çıkışları bir kafede çalışıyor ve sonra evine gidiyor. Sanırım tek yaşıyor, ailesinin yanında olduğunu sanmıyorum." Duyduklarımı anlatıp anlatmamak konusunda gidip gelirken anlatmamaya karar verip kendimce bir şeyler söyledim. Annemin kaşları sözlerimin sonuna doğru iyice gevşerken ellerini ellerime götürüp sıkıca tuttu.

"Sen birinden mi hoşlanıyorsun Doğu?" Bu bir sorudan daha çok heyecan cümlesi gibiydi.

"Hoşlanmak mı?" Evet, başta da dediğim gibi annemle bu konuları ilk defa konuşuyorduk ancak ben bile günlerdir duygularıma bir isim veremezken annem tek seferde hoşlanmak deyivermişti. Bu kadar kolay mıydı anlamak, bu kadar basit miydi bu duyguyu hissetmek?

"Takip bile ettiğine göre basit bir şey değil bu Doğu. Birde başıma bela açmayacak şeyler yapıyorum diye çıkmıştın evden. Ah kızım ya çocuk seni görseydi, ne diyecektin ona? Ayrıca çocuğu tanımıyorsun bile, ya sana bir şey yapsaydı." Başımı eğerek hiçbir şey söylemeden ellerimize baktım. Benim için endişelenmekte sonuna kadar haklıydı, başımızda bir erkek yoktu. Ama annem buna rağmen her zaman güçlü bir kadın olmuş ve yalnız geçirdiğimiz bu üç yıl içinde elinden geleni yapmıştı.

Babamla boşanmaları tamamen anlaşarak verdikleri bir karardı, fikirlerinin uyuşmadığını düşünüp boşanmaya karar vermişlerdi. İlk başlarda Batı ile bu boşanma fikrine çok sıcak bakmıştık, biz daha altı, yedi yaşlarındayken ilk büyük kavgalarını etmeye başlamışlardı ve biz o gece Batı ile birbirimize sarılıp ağlamıştık. Küçük bir çocuk için en değer verdiği insanların gözleri körelmiş bir şekilde birbirlerine bağırması dehşet verici bir manzaraydı. Babam asla anneme ya da bize şiddet uygulayan biri olmamıştı onların kavgaları tüm güçleriyle bağırarak bir şeyleri kırıp dökmekten ibaret okmuştu. Bunun bile bize ne kadar zarar verdiğini anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Babam boşandıktan sonra zaten işi yaşadığı yerle pek alakalı olmadığı için Batı'yla beraber Antalya'ya gitmişti. Onlar gittiğinde ise annemle biz yapayalnız kalmıştık.
Boşanma ne kadar bir ailenin parçalanmasını sağlayan bir haber olsada kavgaları en az onlar kadar Batı ve beni de yıprattığı için sevinmiştik. Her şeyin böyle daha güzel olacağını düşünmüştük. Ancak araya mesafeler girdiğinde hiçbir şeyin umduğumuz gibi olmadığını anlamıştık. Onlarsız yaşamak bunca sene varlıklarına alışmışken çok zor gelmişti, onları özlediğim yetmiyormuş gibi bir de üzerine birçok yük yüklenmişti annemle sırtımıza.

"Biliyor musun, ben senin duygularının olmadığını düşünmeye başlamıştım." Duyduğum şeylerle az önceki utangaçlığım bir anda yok olurken başımı hızla kaldırıp çatılmış kaşlarımla annemin yüzüne baktım. Annemse elini yanağıma koyarak nazikçe okşadı.
"Bakma öyle bana! Hiç anlatmadın ki kuzum, ya ne düşünseydim?" Kıkırdamama engel olamazken annem elini yanağımdan çekerek beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin