🎶Ogün Sanlısoy - Hadi Beni Güldür Biraz
"Hadi beni güldür biraz,
daha yolumuz var
daha çocuğuz inan.
Hadi beni güldür biraz,
daha yolumuz var
sonuna kadar dayan."🖤
2009
Koca salonda yankılanan çizgi filmin sesi Kemal'in gittikçe sinirini bozmaya yeterken hemen koltuğun ucunda duran kumandayı kaptığı gibi ekranı karalara bürüyüp odayı da bir anda sessizleştirdi. Bu sessizlik Kemal'in koca bir 'oh' çekmesine neden olurken küçük çocuk yüzünde aylar sonra ilk defa televizyon izliyor oluşunun vermiş olduğu askıda kalmış gülümsemesiyle kara ekrana bakakalmıştı. Ne olmuştu şimdi? Ne olmuştu da babası birden kapatmıştı televizyonu?
"Git su getir bana! Yeminle sıçtın kafamın içine!" Adete kükrer gibi çıkan sesi Emir'in hızla ayaklanıp yüzündeki aptal gülümseyi silmesine sebep olurken ellerini önünde birleştirip babasından bir adım uzaklaştı.
"Ne bakıyorsun yüzüme? Neyini anlamadın, su getir diyorum!" Küçük Emir'in kendi gibi ufacık kalbi gittikçe ritmini arttırmaya başladığında adımları da geriye doğru atmaya devam ediyordu. Oğlunun titrek vücudu ve ürkek bakışları Kemal'i gittikçe sinirlendirirken derin bir nefes alıp şansını son kez denedi.
"Git bana su getir, bir daha söylemeyeceğim!" Az öncekilere nazaran daha sakin çıkartmaya çalıştığı sesi yinede Emir'in dudaklarından sessiz bir hıçkırığın çıkmasına sebep olduğunda Kemal daha fazla dayanamayarak eline kaptığı kumandayla ayaklandı.
"Aptal mısın lan sen? Duymuyor musun beni, kâle mi almıyorsun yoksa? Bir hafta dayak yemedin diye hemen götün mü kalktı senin?" Emir'in sırtı duvara yapıştığında yavaşça yere çöküp başını bacaklarının arasına gizleyerek hıçkırıklarına kaldığı yerden devam etti. Ama Kemal Emir'in bu haline gittikçe daha fazla sinirlenmeye başlıyordu, ne aptal çocuk diye geçirdi içinden. Tıpkı annesine benziyordu, laftan sözden anlamayan aptalın teki.
"Cevap ver bana! Derdin ne senin?" Henüz beş yaşında karşısında korkudan büklüm büklüm olmuş oğlunun önüne büyük bir hışımla çöküp elindeki kumandayı sertçe yere fırlatarak param parça etti. Emir etrafta yankılanan gümbürtüyle neler olduğuna bakmak için dizlerinin arasına gömdüğü kafasını çıkarttığında babası hızla kolundan tutup kaldırdı oğlunu.
"Konuşsana çocuk, neden yapmıyorsun söylediklerimi? Beni deli etmek mi istiyorsun? Amcana mı güveniyorsun, söylesene!" Emir'in babası tarafından sıkıca tutulan kolu gittikçe acımaya devam ederken küçük dudaklarından bir şeyler çıkardı ancak söyledikleri Kemal tarafından anlaşılmadı. Hoş kim duysa ne dediğini anlayamazdı.
"Lan sen daha konuşmayı mı bilmiyorsun?!" Dişlerini sinirle birbirine bastırıp hiçte ağır olmayan parmaklarının arasındaki bedeni kaldırıp koltuğa fırlattı.
"Aptal çocuk!" Emir'in korkudan birbirine çarpan dişlerinin sesi tüm evde yankılanıyordu.
"Beceriksiz bir çocuğun tekisin sen!" Salyası, sümüğü tamamen birbirine karışan Emir adete koltuğun üzerinde bir ip yumağı halini aldı. Şu an ne yaşıyordu hiç bilmiyordu. Daha önemlisi ne yapmıştı da böyle davranıyordu babası?
![](https://img.wattpad.com/cover/228117835-288-k715998.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu
ChickLitBir sözden, bir yazıdan, bir bakıştan beklentiye girmek çok mu çocuksuydu? Zaten hep her şey böyle başlamaz mıydı? Biri gelirdi ve bir şey söylerdi, bir bakmışsın hayatında. Başka biri gelirdi bakardı sadece, uzunca bakardı ve için kıpır kıpır olurd...