27

551 42 29
                                    

🎶Gece - Bana Bir Şarkı Söyle

"Bana bi' şarkı söyle
yolumuz uzun,
sözlerden kurtul
derdimiz bir olsun..."

🖤

Gözlerimi Emir'in boşlukta dolaşan bakışlarından kaçırmadan toparlanarak elimle kapıyı gösterdim.
"Eminim bir açıklaması vardır, yetişip soralım." Tam gitmek için geriye doğru bir adım atmıştımki anında ileri doğru atılarak parmaklarını bileğime doladı.

"Bir açıklaması var." Asla anlam veremiyordum, yeniden eski Emir olmuştu. Gözlerinden hiçbir şey okunmayan, net cevaplar veren, ilk tanıdığım Emir.

"Tamam, gidip vaz geçirmeye çalışalım o zaman. Hem gününüde geçirmedin ki, tam günü hatta. Seni evden çıkarması çok saçma."

"Vaz geçmeyecek." Bileğimdeki parmaklarını biraz daha sıkarak beni eve doğru çektiğinde beni yönlendirmesine izin verip eve girdim. Kapı yavaşça kapandığında ise vakit kaybetmeden ayakkabılarımı kenara bırakıp koridorun ortasına doğru ilerledim.

"Emir belki ben konuşsam vaz geçer, hem açıklaması neymiş, ne dedi sana?" Başın sağa sola sallayarak ağırca yere doğru eğildi ve sırtını vestiyere yaslayarak derin bir nefes aldı.

"Hiçbir şey söylemedi." Hayretle kaşlarımı havaya kaldırıp elimi belime kuydum ve ileri geri yürümeye başladım. Kesinlik burda çok tuhaf şeyler oluyordu.

"Emir senin kafan mı iyi?" Aklıma tek gelen şey buydu, bu yaptıklarının, kendinden emin bir şekilde boşluğa bakarak söylediklerinden anlaşılan tek şey buydu. Evet, kesinlike kafası iyiydi.
Başıyla beni reddettiğinde ileri geri yürümeyi bırakıp önüne eğildim ve yüzünü izlemeye başladım. Kaşları hafifçe çatık, çenesi fazlaca gergindi.

"O zaman sorun ne? Neden adamla konuşmama izin vermiyorsun? Neden böyle tuhaf tuhaf konuşuyorsun? Emir ben hiçbir şey anlamıyorum." Bakışlarını hızla bana çevirdi. Alt dudağını sertçe dişleyip başını geri yatırdı ve yeniden kendinden emin, net sesiyle konuştu.

"Biliyorum çünkü, asla vaz geçmeyecek." Kesinlikle kafası güzel, başka bir seçenek yok bile.
Bir süre daha öylece durup onu izledikten sonra gözlerimi devirip tıpkı onun gibi sırtımı vestiyere dayayarak yere oturdum. Susmak mı istiyordu, susardık o zaman. Kafayı yememimi istiyordu, yerdim o zaman. Bu tuhaflığı ne kadar sürer bilmiyordum, neden birden tuhaflaşmıştı bilmiyordum. Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Beraber anılarımız olabilirdi ama ben yinede onun hakkında hiçbir şey öğrenememiştim. Neden? Neden bana hiç kendinden bahsetmiyordu?

Ortamdaki sessizlik Emir'in büyük bir gürültüyle çalan telefonu sayesinde son bulurken sanki bunu bekliyormuş gibi burnundan çıkarttığı bir soluk sesiyle hafifçe kıkırdadı.

Galiba bir tek benim kafayı yememi istemiyor, benimle beraber kendi de kafayı yiyordu.

Parmaklarının arasında tuttuğu telefon ısrarla titremeye devam ettiğinde bakışlarımı ne yaptığını görebilmek için ona çevirdim. Telefonunda kayıtlı olmayan bir numara telefonun ekranındaki yerinde Emir'le bakışmayı sürdürdüğünde yerimde hafifçe toparlanıp yan döndüm.

"Açmayacak mısın?" Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde yüzündeki sırıtışı birazcık daha yayıp omzularını dikleştirdi ve aramayı onaylayıp yavaşça kulağına götürdü.
Telefonun iki tarafı da kısa bir süre sessizce bekledikten sonra telefondan güçlü tok bir ses yankılandı.

"Emir Pınar," telefondaki ses soyadına özellikle baskı yaparak bastıra bastıra söylediğinde duymamam nerdeyse imkansızdı çünkü kükremekten pek farkı olmayan bir ses tonuyla konuşmuştu ve konuşmaya da devam ediyordu.
"özledin mi beni?"

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin