52

24 4 31
                                    

🎶 Dolu Kadehi Ters Tut - Dilerim Ki

"Umudumsun,
Simsiyahken hee yanım
huzurumsun."

"Dilerim ki,
Dilerim ki asla caymazsın
benim olmaktan."

🖤

"Enes'in öğretmenin üzerine çay dökmesi ve sonra koşa koşa sınıfa kaçması. Aykut Hoca'nın herkesin ders içine 100 girerken Enes'e 75 girmesi." İnci yazdıklarını okuyup kalemi defterin arasına bıraktı.

"Özür dilesek hoş olacaktı ama iş iştem geçti bi kere. En azından sınıfta bırakmadı." Yaptığından hiçbir pişmanlık duymadığı ses tonundan gayet belliydi ve bu durum olayı çok daha komik bir hale getiriyordu. Aykut Hoca 75 vererek insaflı bile davranmıştı.

Merdiven tarafından gelen bir öksürük sesiyle refleks olarak bir anda Emir'in koluna yapıştım. Herkes benim gibi birden irkilirken ışığın aydınlattığı bölgeye yaklaşan Batı'yı fark etmemle birden ayaklandım.

"Pardon sizi korkutmak istememiştim." Batı'nın gözleri direk kendine en yakın olan İnci'yi buldu. İnci'de ondan farksız bir şekilde pür dikkat Batı'ya bakmaya başladığında bu anın yaşanıyor olmasının verdiği keyifi tarif bile edemezdim.

İnci kısa bir sürelik bakışmanın ardından gözlerini kaçırıp ayağa kalktığında Batı hala ona bakmaya devam ediyordu. Yüzündeki mimiksiz ifadeden ne düşündüğünü anlamak neredeyse imkansızdı.

Bu uzun süren bakışma seansı Akın'ı rahatsız etmiş olacak ki araya girme gereğinde bulundu.

"Batı, kendini özletmeden gelmişsin." Batı Akın'ı umursamadan gözleri hala İnci'deyken bize doğru yaklaşıp ona sarılmam için kollarını açtığında sonunda gözleri de beni bulmuştu. Bu kadar uzun süre İnci'ye baktığına göre gördüğü manzara hoşuna gitmiş olmalıydı.
Kollarının arasına girip ona sıkıca sarıldım.

"Hani gelmeyecektin, yorgunluğun geçti mi?"

"O kadar da yorgun değilmişim." Başımın üzerini öpüp sarılmayı bıraktı ve bu seferde Emir'i kucaklamak için harekete geçti.
Sıra Enes'e geldiğinde ufak bir hasbihâli de es geçmemişlerdi.

İnci'nin hemen yanımda aldığı derin nefes ona dönmeme sebep oldu. Elleri hırkasının cebinde alt dudağının bir kısmı dişlerinin arasında Batı'ya bakıyordu. Gergin miydi yoksa heyecanlı mı? Neden ikisinin de ne düşündüğünü anlayamıyordum?

Batı diğerlerinin aksine Akın'la fazlasıyla soğuk bir şekilde sadece tokalaşıp yanıma geldi. Zaten herkesin Batı ve Akın arasında olan sebepsiz gerginlikten haberi olduğu için kimse bu durumu garipsemiş gibi görünmüyordu.

"Batı, İnci. İnci, Batı. Sonunda sizde tanıştınız." Batı bir süre sadece İnci'ye baktıktan sonra İnci'nin de kendisine bakmasıyla "sonunda" diye mırıldandı. Dalga mı geçiyordu? Ya da gerçek bir 'sonunda' mıydı?

Batı elini İnci'ye doğru uzatıp ekledi.
"Tanıştığıma memnun oldum." İnci önce Batı'nın eline sonra yeniden yüzüne baktığında ortamda kısa bir sessizlik oluşmuştu ve herkes onları izliyordu. Bu tanışmanın bu kadar gergin olmaması gerekiyordu ama sorunun ne olduğunu henüz anlamamıştım. Acaba bir yıldan uzun bir süredir onları sürekli birbirlerine ayarlamaya çalıştığım için ve onlar da bunu bildiği için şimdi kendilerini garip mi hissetmişlerdi?

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin