44

97 16 12
                                    

🎶Güliz Ayla - Bahsetmem Lazım

"Senden benden bahsetmem
lazım kim varsa umudunu kaybeden..."

"Seni kaybetmekle yüzleştim dün gece restleştim korkusuyla, ne tuhaf şey ki düşüncesi dahi yetti mahvolmama."

🖤

Enes'in asık suratla yalap şap okuduğu metini son bulduğunda Enes'in aksine tüm sınıf oldukça keyifliydi. Hocanın bu yazıya yüz üzerinden Enes'i pek mutlu edecek bir puan vermeyeceği yüzünden okunurken bizden yüz puanı çoktan kapmıştı.

Keyifli çıkan sesime engel olamadan çoktan yerine oturan Enes'e doğru eğildim.
"Asma suratını cimcime herkesin bu hayattan çıkardığı bir ders olmak zorunda değil." Enes'in başı hızla bana çevrilirken kaşları da aynı hızda daha fazla çatılmıştı.

"Doğu derste olduğumuzu falan umursamam saçını başını yolarım senin bak ona göre!" Ses tonu ve gayet ciddi bir şekilde söyledikleri içimde kocaman bir kahkaha atma isteği uyandırmış olsa bile söylediklerini yapma potansiyelinin çok yüksek olduğunu bilerek arkama yaslandım. Birbirine bastırdığım dudaklarımın arasından minnacık bir kıkırdama çıkmıştı ama duymadığına emindim.

"Kız kavgası diyorsun yani." Enes'in tepkisiz kalışında söylediklerimi duymamış olduğunu anlayıp derin bir oh çektim.

"Adam kağıda oyunda ufacık bir tavanın nasıl hayat kurtarabileceğini öğrendim yazmış. Şaka gibi! Tava ya, hani üstünde yumurta yaptığımız tava." İnci'nin kulağıma fısıldadığı şeyler saniyelerdir içimde tuttuğum kahkahayı iznim olmadan dışarı savururken aynı zamanda da hocanın sesi sınıfta yankılandı ve benim kahkaham arada kaynamış oldu.

"İnci sıra sende." İnci bunu duyar duymaz eli ayağı birbirine karışırken yüzü de birden asılmıştı. Bu hızlı değişimi beni de şaşırtınca gülümsememi tamamen kesip sakince onu izlemeye başladım. Önündeki katlanmış bana bile okutmadığı ödevini eline alıp ayağa kalktı ve bir süre olduğu yerde bekleyip tahtanın önüne doğru ilerledi.

"Başlıyorum hocam."

"Başla kızım." Kafasını hafifçe sallayarak kağıdı ağır ağır açtı, ciğerlerine çektiği derin nefesi yavaşça vererek okumaya başladı.

"Bu ödevi yaparken uzunca düşündüm. Hayatımın dersini aldığım bir olayı bir durumu bulmakta çok zorlandım. Aslında en baştan beri aklıma gelen bir konu vardı ama başka şeyler aradım. Aradım, aradım ama bulamadım. Bana hayatımın dersini veren o kişiye o kadar hak verdim ki bu mükemmel hayatımda bana ders verecek hiçbir şey yaşamamışım. Ve işte tam bunun dersini çıkartmaya karar verdim kendime. Evet doğru duydunuz, hiçliğin dersi. Siz hiç derslerinizde başarısız oldunuz mu, ben olmadım çünkü ailem hep başarılı olmam gerektiğini söyledi. Siz hiç olmak istemediğiniz biri oldunuz mu, ben oldum çünkü istedikleri kişi olmanın daha doğru olduğunu söylediler. Peki siz hayal kurmaktan nefret ettiniz mi, ben ettim çünkü imkansız olduğunu söylediler. Peki siz aylar boyunca hayalini kurduğunuz şey gerçek olunca sırf mecbur kaldığınız için o şeyden vaz geçmek zorunda kaldınız mı?" Sustu, bir süreliğine gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Devam edip etmemek konusunda kararsızmış gibi bir bakışla kağıda göz gezdirip okumaya devam etti.

"Ben vaz geçtim, hem ona hem kendime yalanlar söyledim. Sırf başkaları bunun daha doğru olduğunu söyledi diye. Haklı mydılar diye sordum kendime sürekli ve sonunda her defasında kendime verdiğim cevap şu oldu 'hiç bilmiyorum'.
Ve tüm bunlardan aldığım ders hayatın benim için zaten planlanmış olduğu ve benim bu hayata ayak uydurmayı öğrenmem gerektiği oldu. İlk başlarda karşı koymakta çok zorlandım ama şimdi daha güçlüyüm, yani sanırım." Yani sanırım kısmı oldukça sessiz olsada duymamak imkansızdı. İnci'nin bakışları kağıttan sınıfa döndüğünde biz hariç herkese bakarak sessiz sınıfı inceledi. Kimseden tek bir çıt çıkmıyordu. Ben bile ne diyeceğimi bilmiyordum.

Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin