Ölüler Konuşamaz

1.6K 505 56
                                    



"Derin"


Ford'umun kapısı tek seferde açılarak beni epey şaşırtmıştı, üstelik matbaada da işler istediğim gibi sonuçlanmıştı. Bugün şanslı günümde olmalıydım, Yaprak dışında herhangi bir olumsuzluk yaşamamış ve sabahtan beri şiddetli olarak süregelen baş ağrım epey hafiflemişti.

Çantamdan telefonumu çıkarıp, saate baktım. İşe dönmek için acele etmeme gerek olmadığını görünce, keyifli olduğum zamanlarda yaptığım gibi, boğazda yürümek ve kumpir yemek için anlık bir plan oluşturdum.

Az ötede çeşit çeşit kumpircilerin olduğu sokağa yürüyüp, rengarenk takıların sergilendiği tezgahları gezdim. Her dükkanın satıcısı, kendi mallarına dikkat çekmek için birbiri ile yarışıyor, adeta methiyeler yazıyorlardı.

Çocuklar tezgahların arasından koşuyor, annelerinin çağrılarına kulak asmadan fütursuzca eğleniyorlardı. Annesini çekiştiren başka küçük bir kız çocuğunu görünce, istemsizce ben de çocukluğuma döndüm. Ailemi çok erken yaşta kaybetmiş, teyze ve halalarım arasında mekik dokuyarak büyümüştüm. Hayatımın büyük bölümünü de yatılı okullar, yurtlarda geçirmiştim. Aslında bakarsanız aile nasıl olur veya olmalı konusunda en ufak fikrim yoktu. Bu yüzden evlilik, benim için her zaman son seçenek olmuştu.

O sıra yemek kavgası yapan leylekler, yolun dört bir yanını çevrelemişti. Ne garip ki, tüm canlıların hayatla bir kavgası muhakkak oluyordu. Kanatların da olsa, kendini buluyordu tozlu sokaklarda.

Çiftlerin el ele gezerek birbiri için kurdukları süslü cümleleri duyuyor, sıkı sıkıya doladıkları kollarıyla bir bütün olduklarını gördükçe de, onun yanımda olmasını istiyordum.

Biliyordum, bu mümkün değildi...

Kendim için en ideal seçim olan sade kumpiri alıp, önüme çıkan ilk banka oturdum. Boğazın eşsiz havasını ara ara içime çektim. Her nefeste yenilendiğimi, arındığımı hissettim. Peşimi bırakmayan yaratıcı kimliğim ile, önümden geçip giden insanlar hakkında olası senaryolar yazdım.

Misal, sarı saçları omuzlara dökülen kadın... Muhtemelen alışveriş yaptığı son mağazaya, yeni sezon ürünlerin ne zaman geleceğini sormuştur.

Aheste aheste yürüyen yaşlı amca, doktorun kendisi için verdiği perhizi düşünüyor, eşinin yaptığı lezzetli yemekleri yiyemeyeceği için üzülüyordu.

Bacak bacak üzerine atarak, tek ayağını sallayan genç kadın ise, aldığı mesajdan hoşnut değildi. Muhtemelen az sonra hayal kırıklığına uğrayacak ve en yakın arkadaşını arayıp, saatlerce dertleşecekti.

Kumpirimin son kaşığını ağzıma götürürken, aniden gelen içme isteğime engel olmaya çalıştım. Son zamanlarda alkolü epey kaçırdığımdan, oturup sabaha kadar içiyor bir yandan da markalara sloganlar buluyordum. Bu şekilde uzun süre ayakta kalamayacağımın farkındaydım, zaten uzun vaadeli plan ve programlar benim hayat tarzıma da ne yazık ki uymuyordu.

Hem... Hem onu unutmanın benim için başka yolu yoktu.

Şarjı bitmiş olan telefonumun güç düğmesini birkaç kez zorlasam da, yanıt alamadım. Bana ulaşamayacaklarından dolayı, artık işe dönmeliydim. Yürüme mesafesinde olan ofise dönerken Yaprak'ı orada görmemeyi umdum.

Ne yazık ki, herkes bıraktığım yerdeydi.

Yaklaşık bir saat sonra beklediğimiz müşterimiz gelmiş, Nermin Hanım'a elini uzatmıştı. 

Derin SularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin