"Cenk"
Derin'i annesinin yanında mutlu olarak görmek içimi rahatlatmıştı. Son görüşmede yaşadıkları gerginlikten sonra onları bu kadar çabuk yan yana göreceğimi düşünmemiştim. Kendisi de biliyordu, geçmişe saplantılı olmanın doğurduğu sonuçları. Belki bu yüzden özgür bırakmak istemişti içindeki duyguları. Bu affetmenin ötesinde, kendine yapılmış bir iyilikti. Zaman zaman aldığı kararı sorgulayacak ama sonunda doğru olanı yaptığının farkına varacaktı. Üstelik bu sefer her şeyin yolunda gideceğine dair, içimde olumlu hisler barındırıyordum. Projeksiyon ile beyaz fona yansıtılmış kısa film oynarken, Derin kendinden emin duruyordu. Eskiyi yad etmenin ötesinde bir davranış sergilememiş, büyük bir olgunlukla seyretmişti. Onun ismini anmanın kalbine sapladığı ağrılı günlerin aksine, gayet keyifli görünüyordu. Telefonum cebimde titremeye başladığında, doğrularak kimin aradığına bakmak için çıkardım. Gelen arama Rüzgar'dandı. Cevaplamak için ekranı kaydırdığımda, ortamdaki gürültüden dolayı, hattın ucundan gelen sesi alamıyordum. Koşar adımlarla mekanın önüne çıkıp, tekrar cevap vermeyi denedim.
"Şimdi daha iyi," dedi.
"Aramanı görünce şaşırdım, her şey yolunda mı?" diye sordum.
"Evet," dedi.
"Sadece buralarda abisini nefretle anan bir adama rastladım ve aklıma sen geldin."
Kahkaha atarak karşılık verdim. Bu söylemi beni güldürmüş, hala aklına geliyor olmam ise beni mutlu etmişti. Üstelik konuşmalarına her zaman hakim olan soğukluk yetisini kaybetmişti. Ona uzaklaşmış olmanın iyi gelmiş olacağını düşündüm.
"Nasıl gidiyor?" dedim.
"Son konuşmamızda bahsettiğin çekim işleri."
"Bir sürü insan tanıdım," dedi.
"Öyle güzel yerler gördüm ki, birkaçına birlikte de gitmek isterim."
"Bu iyi olur," dedim.
"Çok isterim."
"Bir de," diye başladı sözlerine.
"Görmem gereken birkaç yer daha var fakat sonra... Yani daha sonrasında İstanbul'a yerleşebilirim, senin yakınlarındaki bir eve. Böylelikle daha sık görüşebiliriz."
"Şimdiden gözüm ev ilanlarında olacak," dedim şaşkınlığımı gizleyerek.
Görüşmeyi sonlandırdıktan sonra, bir süre daha Rüzgar'ın bana karşı olan tavırlarını düşündüm. Her zaman istediğim gibi, iyi anlaşan abi-kardeş olabilecektik. Son yaşadığım hayal kırıklığından sonra, üst üste gelen iyi haberler motivasyonumu arttırmıştı. Tekrar mekandan içeri girmek için yeltendiğimde karşımda duran Derin'i gördüm. Yüzündeki silik ifadesi beni endişelendirmişti ki, dudaklarımız kavuştuğunda bu düşüncemin ne kadar yersiz olduğunu aklımdan geçirdim.
"Özür dilerim," dedi gülerek.
Bu kez kavradığım belini sıkıca sararak, ben öptüm dudaklarından.
"Artık kaçmana izin vermeyeceğim," dedim tebessümde bulunarak.
Parmaklarını benimkilerden geçirip, afallayarak bakan bakışlarımı umursamadan yürümeye devam etti. İçeri girdiğimizde bizi gören Ceren, kadehini havaya kaldırmış ve tüm bakışları üzerimize toplamıştı. Gecenin geri kalanında da herkes eğlenmeye devam etmiş, bir müddet sonra yavaş yavaş evlere dağılmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sular
Teen FictionDerin, yeterince zor olan hayatını düzene sokmaya çalışan bir reklam yazarıdır. Aynı ofisi paylaştıkları ve onu anlamakta ısrarcı olan sanat yönetmeniyle daha fazla vakit geçirmeye başladıklarında, aralarında inkar edilemez çekimle başa çıkmaya çalı...