"Cenk"
Bugün dikkat konusunda sorunlar yaşıyordum ve canım fena halde sıkılmaya başlamıştı. Kulaklıklarımı takıp, telefonuma indirdiğim meditasyon uygulamalarından birini açtım. Bunlar dağıldığım zamanlarda, iyi birer toplayıcı olabiliyordu. Ofise hakim olan kaosu bir nebze bastırıyor, dış dünya ile arama duvar örüyordu. Nefesimi en azından bir süre için doğru almaya özen gösterdim.
Odaklanma sorunum henüz küçük yaşlarda başlamıştı. Gözlerden uzak bir yurdun yuva, onlarca çocuğun kardeşim olduğu zamanlar. Daha sonraları destek alarak bu sorunu çözmüş olsam da nadiren tekrar ortaya çıkıyordu. Böyle zamanlarda, karanlık ve soğuk bir Ocak ayının ortalarında aklıma Bilal Amca ile yaptığımız konuşma gelirdi.
Bilal amca geceleri yataklarımızda olup olmadığımızı görmek için odaları kontrole gelir, her geldiğinde yatağın bir köşesine oturup "Her şey yolunda mı çocuk?" derdi. Uslu olduğumdan mıdır bilmem, beni ayrı severdi. Bilal Amca çok okurdu, tanıdığım birçok insandan daha bilgiliydi fakat babasını henüz küçük yaşta kaybettiğinden, tüm ailenin sorumluluğunu üstlenip çalışması gerekmişti. O da çok sevdiği kitapları, küçük pencereli odasında okumaya devam etmiş, içindeki öğrenme aşkını hiçbir zaman bastırmamıştı.
Ona birkaç gün sonra olan sınavımdan bahsedip, endişe duyduğumu söyledim. Bildiğim her şeyi unuttuğumu düşünüyor, çalışmakta güçlük çekiyordum. Bu da benim daha çok panik olmama sebebiyet veriyordu.
"Bak oğlum," demişti.
"Ben böyle durumlarda ne yapılır bilmem ama kitaplarda derin derin nefesler almanın, sayabildiğin kadar saymanın iyi geldiğini söylerler. Bana sorarsan, en güzeli kafanda yaptığın yolculuklardır. Sen kapa hele gözlerini, ben sana bir masal anlatıvereyim."
Olay örgüsünün zayıf, karakterlerin yetersiz olduğu masallarda yaptım en güzel yolculuklarımı.
Karanlık ve soğuk bir Ocak ayının, herhangi bir gününde...
Bir saat sonraki görüşmenin hazırlıklarını yaparken, henüz beklemediğimiz müşterimiz Kerem Bey kapıdan içeri girdi. Aldığım notları ve tableti kolumun altına sıkıştırıp, hemen önümde duran tarçınlı suyumdan büyükçe bir yudum alarak yanlarına gittim.
"Şöyle geçebilirsiniz," diyordu Derin, hala Kerem Bey'in göz hapsindeyken. Genç yaşına göre tüm reklam sektörünün korkulu rüyası olduğu kesindi. Her zaman en yaratıcı fikirler ondan çıkmış, ajansımıza da birçok ödül kazandırmıştı. Üstelik rakip ajansların yaratıcı ekipleri tarafından, kendileriyle kıyaslanmaya başlanmıştı.
Buna karşın gösterişli değildi, hatta son derece narin olan kemikleri, kırılmak için an kolluyor gibiydi. Beline kadar inen hacimsiz saçları, ona küçük bir çocuk havası katıyordu fakat sizinle göz göze geldiğinde... İşte o zaman, kaçmak için çok geç kalıyordunuz.
Güz ve gizin birbirine karıştığı bakışlarında, onu anlamak için can atıyordunuz.
Ağır ve camdan yapılma kapıyı ayağımla tutup, herkesin toplantı odasına geçtiğinden emin olduktan sonra kapattım. Derin önündeki notlara bakma gereği duymadan, markayı özetlemiş ve avantajlarını sıralamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sular
Teen FictionDerin, yeterince zor olan hayatını düzene sokmaya çalışan bir reklam yazarıdır. Aynı ofisi paylaştıkları ve onu anlamakta ısrarcı olan sanat yönetmeniyle daha fazla vakit geçirmeye başladıklarında, aralarında inkar edilemez çekimle başa çıkmaya çalı...