"Derin"
Karanlık, karanlık ve daha fazla karanlık.
Karanlığın bu kadar çok tonu olduğunu bilmezdim.
Dondurucu suyun içinden uzanan sıcak kollara kendimi teslim ettiğimde tekrar nefes almanın rahatlığını hissettim. Daha çok manevi olarak alınan bir nefesti bu; ciğerlerin ötesinde, huzurun derinliklerinden alınan...
"Derin!"
Belki yüz kere adımı söylemişti.
İyi miydim bilmiyordum ama bildiğim tek şey onun artık burada olmadığıydı. Karşımda duran adama baktım, Cenk'e. Öyle ki benim için çok endişelenmiş görünüyor, iskeleden çıkmama yardım ederken titriyordu. Üşümüş olduğu için değildi, beni kaybetmekten korkmuş olmanın verdiği bir titremeydi. Ceren ve Kerim geldiğinde benden cevap bekliyorlar, ikimizin de neden ıslak olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Onu düşündüren durum hayatımı tehlikeye atmış olmam olsa da, bunu neden yaptığımı ben bile bilmiyordum.
Üzerime giydiğim emanet giysilerle, merdivenlerden ağır ağır inerken Ceren ve Cenk'in hakkımda konuştuklarını duydum. Sessizce konunun kapanmasını beklemeyi düşünmüş olsam da, sakarlığım beni ele verdi. Tam da tahmin ettiğim gibi, Kerem'le aramızda olan gerginliği farketmişti. Bunun cevabını ben vermeliydim. Mahçup olmuş şekilde başını öne eğip özür diledi, merakına yenik düştüğü için kendine kızdığı çok belliydi. Saat epey geç olmuş, Kerim çoktan gitmişti. Onunla son olaydan sonra karşılaşmadığım için memnundum.
Bardakları masaya bırakırken, Cenk gözlerini benden ayırmadı.
"Ne eşsiz bir manzara," dedim bıraktığı bardağa uzanırken.
"Kesinlikle," dedi gözlerini üzerimde dikmekte ısrarcı olarak.
Ellerini çabucak arkaya götürüp sordu.
"Hangisi?"
Gözlerimi kapatıp, huzurun tadını çıkardım. Tıpkı geçmişte olduğu gibi...
Henüz hepimiz üniversitedeydik, tüm ekip gençler arasında epey ünlü olan bir grubu dinlemek için çimlere yayılmıştık.
Tokuşan bira şişelerinin sesleri, yükselen kahkahalar, arkadan vuran hafif ve tatlı esinti...
"Tatlım, her şey yolunda mı?"
Selçuk endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"Sadece... sadece her şey o kadar güzel ve ben o kadar huzurluyum ki, bu anın bozulmasından korkuyorum, bir daha böyle hissedememekten."
"Hımmm," dedi parmaklarını çenesinde gezdirerek.
"Sonunda ne olursa olsun, yaşadığımız bu an gerçek tatlım."
Yeterince tatmin olmadığımı görünce elimi tutup, gözlerini kapattı.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sular
Teen FictionDerin, yeterince zor olan hayatını düzene sokmaya çalışan bir reklam yazarıdır. Aynı ofisi paylaştıkları ve onu anlamakta ısrarcı olan sanat yönetmeniyle daha fazla vakit geçirmeye başladıklarında, aralarında inkar edilemez çekimle başa çıkmaya çalı...