İyi okumalar dilerim...
Tuğçe'den anlatım...
Öfke;
Günlerin verdiği yorgunlukla annemin şefkatli kollarına bıraktım kendimi.
Cihat'ı bir haftadır göremediğim gibi aradığım her an bir işinin olduğunu söylemesi ve beni ertelemesi daha çok gerilmeme neden oluyordu.
"Bebeğim eğer ki aramıyorsa bir sebebi vardır. Hele ki seni benim yanıma getirdiyse güvenliğinden tam tamına emin olmak istiyor".
Annemin haklı olduğunu bilsem de içten içe öfkelenmeme engel olamıyordum. Annem "sırt üstü yatta biraz torunlarımı seveyim" dedi.
Dudaklarımdaki burukluk tebessüme döndü. Onun istediği gibi sırt üstü yatıp ters bir şekilde gülen yüzüne baktım.
O ise şefkatle karnımı okşayıp "canlarım benim. Sağlıkla doğsunlar evinize kamp kuracağım şimdiden söylüyorum" dedi.
Kıkırdayıp "sensiz yapamam ki kraliçem. Hem nasıl doğum yapılır hiçbir fikrim yok. Bana sen rehberlik yapacaksın, beni büyüttüğün gibi de eğiteceksin. Anlayacağın Seray sultan daha çok işin var" diyerek karşılık verdim.
Annem kahkaha atarken Berrak geldi yanımıza. Abimin yanında gayet rahatken bizim yanımızda inanılmaz derecede çekingendi.
"Bende sizinle oturabilir miyim?".
Aldığı izin ile duraksayıp gözlerinin içine baktım. Elimi kaldırıp "bence yanıma gelip uzanmalısın canım. Seray sultanın şefkati ilaçtır" dedim.
Küçük bir çocuk gibi kıkırdayıp yanıma geldi. Geniş koltuğa birlikte uzandık ve başımızı annemin dizlerine yasladık.
Berrak başını bana çevirip gözlerimin içine baktı. Alt dudağını dişleyip utanarak başını aniden ters yöne çevirdi. Elimi kaldırıp yüzüne yerleştirdim ve başını yine kendime doğru çevirdim.
"Söylemek istediğin bir şey mi var canım?".
Berrak başını sallayıp dudaklarını araladı. "Var ama çok utanıyorum".
Gülümseyip "söyle bakalım seni bu kadar utandıran şey nedir?" diye sordum. Berrak elleri ile oynayıp "ben genç kız oldum" dedi.
Annem ile göz göze geldiğimizde şaşkındık. Ne demek istediğini anlamazken devam etti.
"Bu sabah karnım çok ağrıdı. Sonra lavaboya girdim belki tuvaletim gelmiştir diye düşündüm ama öyle değildi. Şey külotumda kırmızı leke vardı".
İçimden yükselen ağlama isteği ile gözlerim dolarken "canım benim regl mi oldun?" diye sordum.
Başını sallayıp "Ayşe abla yardım etti. Ne yapmam gerektiğini de anlattı ama bu ağrı nasıl geçecek biliyor musunuz?" diye sordu.
Annem karnımdaki elini Berrak'ın karnına koyup yavaşça ovmaya başladı. Yattığım yerden kalkıp mutfağa doğru adımladım.
Gözlerimden yaşlar akarken yardımcımız Ayşe Hanımla karşılaştım. Elinde ince bir battaniye ve sıcak su torbası vardı.
Minnetle gözlerinin içine bakıp başımı usulca salladım. Tekrar salona döndüğümde annem ses çıkartmamam için boştaki elini dudaklarına yasladı ve sessiz olmam adına uyardı.
Parmak uçlarımda yürüyüp elimdeki sıcak su torbasını Berrak'ın ayaklarına yerleştirdim.
Ardından battaniyeyi açıp üzerini örtüp geri çekildim. Annemin gözlerine baktığımda benden bir farkının olmadığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...
General FictionKızıl alevler sarmıştı etrafımı, sağ tarafımda celladım var iken, sol yanımda bana hayat diyen adam yaşamak için gözlerimin içine bakıyor ve çırpınıyordu. İçim çekiliyor, kalbim kanıyor ve geçmişimin yalnızlığı yine karşımda duruyordu. Bir uçurumun...