37.Bölüm

37.9K 1.6K 121
                                    

İyi okumalar dilerim...

Cihat'tan anlatım...

Pişmanlık;

Kollarımın arasında derin uykuya dalan kadına baktım. Sevdiğim demeye bile utandığım tertemiz kadınıma uzun uzun baktım. Sabaha karşı konuşarak uyuya kalmıştı kollarımda. Dudaklarını büzerek uyuması ve arada bir kaşınan burnunu çekiştirmesi mest etmişti beni.

Bu günden önce çok düşümdüm. Hakkım olmayan bir hayatı sevmek ve en derinime gizlemek doğru gelmiyordu bana. Onu, bakışı ile kuruduğum kadını özgürlüğüne kavuşturmaktı en büyük isteğim.

Benim yolum intikamın yolundan sapalı bir hayli olmuştu zaten. Tuğçe'nin avuçlarım kanıyor diyerek haykırdığı ve dimdik karşımda durduğu o gün bu intikam masalı sonsuza dek bitmişti benim için. Şimdi ise onu korumak zorunda olduğum düşmanlarımızla çevriliydi etrafımız.

Sadece benim değil, onun ailesinin de düşmanıydı Cihangir Rutkay. Tuğçe'nin anlattıkları aklımda bir sürü soru işareti bırakırken derin bir nefes alıp Tuğçe'yi uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktım.

Üzerime bir tişört giyip sakin adımlarla yatak odasından çıkıp merdivenlere yöneldim. Herkesin aşağıda olduğunu görmek hızlanmama sebep oldu. Pınar "yani sen o kadınla yatmadın mı?" diye bir soru sorduğunu duydum.

Rauf "ben sana ihanet etmedim Pınar. Bütün kayıtları getirdim işte. Daha neyi sorguluyorsun?".

Beni ilk fark eden Sıla oldu. Yerinden kalkıp "günaydın abi" diyerek konuştu. Başımı sallayıp "nedir bu mesele?" diye sordum. Rauf gergin bir ifade ile yerinden kalkıp konuşmaya başladı.

"Büyük bir kumar oyununun içindeyiz. Pınar onu aldattığımı söyledi fakat ben o asistan kızla görüşme dışında yan yana bile gelmedim. Aksine Cihangir amcanın gönderdiği kayıtlar var elimde. Pınar'ın Görkem ile birlikte olduğuna dair. Benim evden çekip gitme sebebim buydu. Lanet olsun birbirimizi dinlemedik".

Sıkkın bir soluk alıp "bu adamın sizin gönül işlerinizle derdi ne?" diye sordum.

Asaf "o kayıtları izlemeliyiz abi. Tuğçe uyanmadan izlesek daha iyi olacak gibi. Bir kez daha aynı anları yaşamamış olur" dedi.

Başımı sallayıp "odaya geçelim. Sıla sen de bana sert bir kahve yap" diyerek özel odaya doğru yürümeye başladım. Pınar "abi benim gitmem gerekiyor" dediğinde ise sakince yerimde duraksayıp arkamı döndüm.

"Bundan sonra gözümün önünden bir yere ayrılmayacaksın Pınar. Nehir iyileşip aramıza katılacak ve kaldığı yerden devam edecek okuluna. Sen de kendini kısa zamanda topla. Eski işinin başına geçecek ve ailenin içindeki yerini tekrardan alacaksın".

Bakışlarım Rauf'a kayarken "ha bu it seni rahatsız ederse söyle. Sıkarız kafasına olur biter" dedim. Hepsi şaşkınlıkla bana bakarken kaşlarımı çatıp ekledim.

"İhaneti en güvendiğimizden yaşamışız. Yetmemiş en güvendiğimiz, bize babalık yapan adam hepimizin düşmanı olmuş siz hala daha yan yana durmama derdindesiniz. Pınar benim gözümde dünyanın en temiz kadınısın sen. İçin rahat olsun duydun mu beni? Merak etme, seni o ateşe atanın canını kendi ellerimle alacağım".

Pınar dolan gözlerle gözlerimin içine bakarken Rauf Pınar'ın yanına gidip sol elinden sıkıca tuttu. "Şu böcekleri yine birlikte ezsek mi?". Pınar başını usulca sallarken önüme dönüp "haydi iş beklemez" diyerek odaya girdim.

Sıla kahvemi getirip yanıma otururken Pınar'da sol tarafımdaki yerini aldı. Görüntüleri izlemeye başladığımda tüm öfkem bedenimi esir aldı.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin