Canlar;
Normalde bölüm yarın gelecekti fakat cenaze nedeniyle şimdi paylaşıyorum. Önümüzdeki hafta büyük olasılıkla bölüm gelmeyecek. Sizden anlayış göstermenizi rica ediyorum. Bir de böyle ani veda edip terk etmeyin beni. Hepinizi cok seviyirom...İyi okumalar dilerim...
Tuğçe'den anlatım...
Yangın;
İçimi saran alev ruhumu küle çeviriyordu. Tenimdeki sıcaklık boğazımın kurumasına sebep olurken iliklerimdeki kanın çekildiğini hissettim.
Canım yanıyordu. Kapının ardında beni bekleyen bir cehennem varken bıraktım kendimi yere.
Saçlarım soğuk zemine dağılırken onun sesi uğultu gibi ilişti kulağıma. Şimdi gerçekten de kimsesiz kalmıştı benliğim.
Kapı zorlanıyordu. Puslanan gözlerimle bile bunu fark edebiliyordum. Celladım olacaktı geçmişimdeki yegâne aşkım.
O benim kimsesizliğimi paylaştığım tek insanken, beni bu ölümün içine atan da tek kişiydi. Hayat ne garip bir sinema perdesi böyle. Canım dediğine düşman, düşman dediğine de yar dedirttiriyordu.
İçli bir soluk aldım. Gürültü kulaklarımı tırmalarken kapının kırıldığını anladım. Kollarımı saran yakıcı baskıdan kurtaramadım kendimi.
Bedenim havalandı ve vücudum bir rüzgarın istilasına uğradı. Parmak uçlarımdan canım beni terk ederken gür bir ses yankılandı zihnimde.
"Tuğçe'm"...
İnsan adından nefret eder miydi?
Ben var oluşumdan bile nefret eder bir hale gelmişken ismimin bir önemi kalmamıştı. Bedenim yumuşak zemin ile buluştu. Serin çarşaflar tenimi okşarken gözlerimdeki yağmurlar özgürlüklerine kavuştular.
Kurtulmak istiyordum. Yalnız, kimse olmadan yeni bir başlangıç yapmak ve arkama bakmadan gitmek istiyordum. Ailemi, bir zamanlar gerçekten sevdiğim adamı korumak için girmiştim bu yangının içine.
Şimdi dönüp ardıma baktığımda ise pişmanlığı yaşıyordum.
Bir kadın kaç kez ölürdü? Kaç kez ölüyorsa o kadar ölmüştü kalbim.
Yüzümde hissettiğim baskı ile gözlerimi birkaç kez kırptım. Yaman "kendine gel" diyerek bağırdı. Sesindeki korkunç tını irkilmeme sebep olurken gözlerindeki öfke yolun sonuna vardığımı kanıtladı.
"Kendine gel Tuğçe. Senin erkeğinim ben, senin sevdiğin adamım. Benden mi korkuyorsun?".
Sorduğu soru tarafımdan cevapsız kaldı. Tıpkı benim sorduğum gerçeklerin cevaplarını duyamadığım gibi o da yanıtsız kaldı.
Ellerini üzerimden çekip yataktan kalktı. Derin bir nefes alıp ellerimi iki yanıma koyarak bedenimi yukarı doğru taşıdım.
Sırtımı yatak başlığına yaslayıp bacaklarımı kendime çektim. Kollarımı bacaklarıma sarıp "bir kez daha bana dokunmana izin vermeyeceğim" dedim.
Yaman öfke ile yerinde durup gözlerimin içine bakarken konuştu. "O adam için mi?". Başımı dikleştirip nefretle baktım yüzüne. Yaman "cevap ver o adam için mi?" diye bağırdı sorusunu yineleyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...
Ficção GeralKızıl alevler sarmıştı etrafımı, sağ tarafımda celladım var iken, sol yanımda bana hayat diyen adam yaşamak için gözlerimin içine bakıyor ve çırpınıyordu. İçim çekiliyor, kalbim kanıyor ve geçmişimin yalnızlığı yine karşımda duruyordu. Bir uçurumun...