İyi okumalar dilerim...
Tuğçe'den anlatım...
Savaş;
İçinde bulunduğum durumun özeti gibiydi savaş. Fakat birazdan konuşulanlardan sonra daha büyük felaketler yaşayacaktı kalbim. Gözlerimi babamın üzerinden çekemiyordum. Biraz önceki hali aniden yok olmuş ve omuzlarını dikleştirmişti.
Tanıdık olmayan bir ses yankılandı salonda. "Davetsiz misafir sevmem evlat". Cihat sertçe burnunu çekip masanın en ucunda oturan adamın gözleri içine bakıp "bende ihaneti sevmem Cihangir Rutkay" diyerek karşılık verdi.
Amca yeğen olmalarına rağmen hiçbir benzerlikleri yoktu. Onun gözleri ölümün kendisini anımsatırken bunca insana iyilik yapmış olması inandırıcı gelmiyordu bana.
Cihat "Asaf" diye seslendiğinde arkamızda kalan kapı sertçe açıldı. Başımı arkaya çevirdiğimde ise Rauf'u görmeyi hiç beklemiyorum. Rauf hızlı adımlarla Cihat'ın yanına gelip kulağına eğildi.
Cihat'ın dudakları yukarı kıvrılırken bakışlarım Cihangir denen adamın yanında oturan Yaman'a takıldı. Delici bir ifade ile gözlerimin içine bakarken nefretle soluk alıp başımı Cihat'a çevirdim. Rauf ile göz göze geldiğimizde hafifçe başını salladı.
Ardından yabancı olan herkes salondan çıkartılmaya başlandı. Cihangir Rutkay öfke ile yerinden kalkarken Cihat "biraz daha sabır" diyerek uyardı. Cihangir Bey yerine sertçe otururken kontrolün hala daha onda olduğunu sanıyordu.
Yüzündeki tehlikeli gülümseme ile yüzlerimize baktı ve masada bulunan kırmızı butona bastı. Birkaç saniye sonra dışarıdan gelen silah sesleri ile yerinden kalkıp büyük bir kibir ile "sana verdiklerimi alma zamanı gelmiş Cihat. Ne dersin ilk önce isminden mi başlamalıyım?" diye sordu.
(Cihangir Rutkay - Robert De Niro)
Cihat dişlerini sıkıp dilini iki dişinin arasına alıp sertçe burnunu çekti. Elini elimden çekip belime yerleştirdi ve bedenimi kendi bedenine mühürledi. "Hala daha anlamadın değil mi?" diye bir soru sordu Cihangir Rutkay'a.
Cihangir Bey ise iki elini pantolonunun ceplerine koyup sinir bozucu bir ifade ile kahkaha atmaya başladı. Salonun kapısı o anda bir kez daha açılmıştı. Başımı çevirip gelene baktım. Dudaklarım keyifle yukarı doğru kıvrılırken Asaf takım elbisesini düzeltip "efendim her şey kontrol altında" dedi Cihat'ın gözleri içine bakarak.
Biraz önce karşımızda hunharca kahkaha atan adam yok oldu. Yerine sağlam bir yumruk yemiş nakavt olmak üzere yere düşen boksör gibi bir adam geldi. Cihat'ın yumrukları değil zekası ve çevikliği onu bu hale getirmişti.
Başımı dikleştirip "karşınızda bir bayan var Cihangir Bey ve nezaketsizliğiniz beni gerçekten çok kırdı. Buyur edip sandalye çekmeniz gerekirken öldürecekmiş gibi bakıyor olmayı size yakıştıramadım. Üstelik Pınar ve nicelerinin kahramanı olmuş size".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...
Ficção GeralKızıl alevler sarmıştı etrafımı, sağ tarafımda celladım var iken, sol yanımda bana hayat diyen adam yaşamak için gözlerimin içine bakıyor ve çırpınıyordu. İçim çekiliyor, kalbim kanıyor ve geçmişimin yalnızlığı yine karşımda duruyordu. Bir uçurumun...