İyi okumalar dilerim...Yaman'dan anlatım...
Öfke;
Annem, hayatımda beni asla kandırmayacak olan kadınım. Beni bir piç için kandırmış mıydı? Takıldığım sadece bu değildi.
O barı aniden havaya uçurması, birçok adamımın ölmesi delirme sebebimdi. İstediğim tek şey ise o yavşağın kanları ellerimden aksındı. Ilık ılık ve keskin kokusuyla.
Tuğçe safını çoktan belirlemişti. Bu hayal kırıklığım değildi. O imzayı attığı gün zaten benim için ölmüştü. Şimdi tanımadığı Yaman'ın cehennemini tadacaktı.
Selim benim manevi kardeşim. Onu arayıp durumu anlattığımda bana çok başka bir haber vermişti.
Bu haber nabzımı bir nebzede olsa düşürmüştü. Şimdi eve gidip hayatıma köle olan kadını becerme ve rahatlama zamanıydı.
Pınar;
Kara Batak Selim'in yetiştirdiği fena bir parça. Zehir gibi kafası, hünerli elleri ve yataktaki maharetleri fazlasıyla tahrik ediciydi. O benimle aşk yaşadığını düşünse de sadece zevkimin ve yapacaklarımın bir piyonuydu.
Bu dünyada benim olmuş tek kadındı Tuğçe. En masum kalan halimdi. Şimdi bu nefretinin sebebini anlıyordum. O da benim kinimin sebebini tekrar yanıma aldığımda anlayacaktı.
Araca binip süratle evin yolunu tuttum. Genzimdeki kan tadı beni başka alemlere çekse de bu gece sadece zevk yaşamak ve rahatlamak istiyordum.
Kısa sürede evimin önüne gelmiştim. Araçtan inip seri bir şekilde bahçeye girdiğimde Pınar'ın çimlerin üzerinde uzandığını gördüm. Sert bir soluk alıp onun yanına giderken başını aniden kaldırdı.
Yüzüme tebessümle bakarken gözlerim sol yanağında oluşan çukura takılı kaldı. Duraksadım. Daha derin bir nefes alıp "içeri gir" dedim. Lafımı ikiletmeden kalktı ve yanıma gelip aniden erkekliğime dokunarak "bende özledim ufaklığı" dedi.
Arsız gülüşü, şehvet barındıran sesi bu gece ona pahalıya patlayacaktı. İstediği gibi değil, istediğim gibi becerecektim onu.
Kasılan boynumu kütletip içeri girdim. Kapıyı sertçe kapattığımda korku ile arkasını döndü. Gözlerimin içine bakıp "neyin var?" diye sordu. Sessizce yanına gidip aniden sağ elimi kaldırıp boynunu yerleştirdim ve sıkmaya başladım.
Yeşil gözlerinin kara merceği sonuna kadar açılırken "Y-yaman" dedi. Dudaklarını dudaklarımla kapatırken dişlerimi de devreye sokmuştum. Çırpınmaya başladığında soluğunun kesildiğini anladım ve bu bana daha çok haz veriyordu.
Güçlü bir ısırıkla dudaklarını koparttım ve ağzıma dolan metalik tadı emmeye başladım. Pınar'ın hareketleri yavaşlamaya başladığında geri çekilip onu yere fırlattım.
Bu gece sadece ben vardım ve o bu geceye kurban olacaktı.
Güçlü öksürükleri ve hıçkırıkları kulağımı delerken yüzümü buruşturup salona doğru yürüdüm. Geniş koltuğa oturup ayaklarımı orta sehpaya uzattım.
Pınar hala daha yerde kıvranıyordu. Başımı geriye doğru atıp "kalk ve bana viski getir. Hemen" diye bağırdım.
Pınar "lanet olsun sana" dedi. Öfke ile başımı ona çevirdim. Çenesine yayılan kan fazlaydı. Boğazı şimdiden morarmaya başlamıştı.
Yerimden kalkıp ona doğru yürümeye başladığımda sürünerek geri geri gidiyordu. Gözlerindeki korku içimdeki yeni beni mutlu etmişti. Yere eğilip saçlarına asıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...
Fiction généraleKızıl alevler sarmıştı etrafımı, sağ tarafımda celladım var iken, sol yanımda bana hayat diyen adam yaşamak için gözlerimin içine bakıyor ve çırpınıyordu. İçim çekiliyor, kalbim kanıyor ve geçmişimin yalnızlığı yine karşımda duruyordu. Bir uçurumun...