63.Bölüm

15.4K 1K 113
                                    


İyi okumalar dilerim...

Tuğçe'den anlatım...

Aile;

Dünyaya geliş hikayemi bilmeyen ben yaşadığım her acının ardından yeni bir yaşama tutunarak yürümeyi öğrendim. Tıpkı bir bebek gibi.

Kabullendiğim gerçekler ile hayatımın çarkı tamamen değişirken ilk önce yeniden doğdum. Sonra en çok bilindik eylemlerden birini hayatımın merkezine yerleştirdim. Ağlamak!

Ve her yeni karakter ile gülmeyi en son ise Cihat ile koşmayı öğrendim. Yegane nefret sebebim olan adam iken şimdi kanından canları canımda büyütme sebebimdi.

Oturduğum masada etrafıma kısa bir göz gezdirdim. Kaybettiğimiz çok hayat vardı. Toprak altına sakladığımız büyük hayatlarımız.

Hepsinin intikamı alınacaktı lakin birbirinden farklı tüm insanların hazin hikayeleri ile oluşan bir aile vardı karşımda.

Bu serüvenin kahramanları Cihat ve ben gibi görünsek de öyle değildi. Herkes başlı başına kahramandı aslında. Hepimizin bu dünya içinde varoluş öyküsü başkaydı.

Kimisi baba sıcaklığı ile tanışıp girmişti bu cehenneme. Kimisi mecburiyetten, çaresi olamadığı için kabullenmişti.

Fakat masanın etrafını süsleyen her birey yenidünyamda kaybetmeyi göze alamayacağım canlardı. Hem gün geçtikçe çoğalıyorduk. İlk olarak Rauf ve Buket evlilik hayatına geçiş yaptılar. Onları takip eden Sıla ve Asaf vardı.

Fakat beni en çok şaşırtan durum ise Sırma ve Serkan'ın aldığı ani evlilik kararıydı. Daha yeni düğün organizasyonuna başlayamadan bir yenisini daha ekledik sarı sayfalı takvim yapraklarına.

Gerçi Asaf 'ikimizin düğünü aynı gün çıksın hayatın ne getireceği belli olmaz' dese de Sırma 'siz bizden daha uzun zamandır bekliyorsunuz bu evliliği. Hem ben sadece bir imza atmak istiyorum. Gelinlik hayalim hiç olmadı ki' diyerek karşı çıkıyordu.

Tabii ki böyle bir şeye izin verecek değildik. Sırma normalde de oldukça sade ve şık giyinen bir kadın. Onun tarzına uygun güzel bir gelinlik aklımda mevcuttu.

Sıla da Asaf gibi düşündüğü için çifte düğünü bir arada yapacaktık. Sırma'nın bilgisi dışında.

Bir an annem ile göz göze geldik. Tebessüm ederek yüzüme bakarken Enes'in onunla nasıl zaman geçirdiğini fark ettim. Annem ona bir şeyler anlatıyor. Enes ise komik cümleler ile her anlatılana karşılık veriyordu.

Aramızda sessiz olan tek bir kişi vardı. Berrak.

Cihat dün sabah onunla konuşarak artık bizim yanımıza gelmesi gerektiğini söyledi. Aslında bu durum için oldukça erken davranıyordu. Berrak burada güvende olduğu kadar bizim yanımızda da güvede olacaktı fakat daha hiçbir şey bitmiş değildi.

Olası bir saldırıda, en ufak taviz ateşinde ne tepki vereceğini bilemiyorduk. Hamdi Beyde burada kalmasının daha doğru olduğunu söylüyordu fakat Cihat'ın yine kıskançlık damarları kabarmıştı.

Benim için tek önemli olan şey Berrak'ın kararıydı. Onun düşüncesinin ne yönde olduğunu görebiliyordum. Bu evden, burada kurduğu hayattan vazgeçmek istemiyordu. 

Cihat ile konuşmayı düşünsem de bazı duyguları kendi gözleri ile görüp hissetmesi gerektiğinin kanaatine vardım.

Berrak burada mutluydu ve istediği gibi yaşamak onunda hakkı. Sağ elimde hissettiğim sıcaklı ile bakışlarım sağ tarafımda oturan adamıma kaydı.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin