CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...

49.Bölüm

İyi okumalar dilerim...

Tuğçe'den anlatım...

Heyecan;

Kalbimi kasıp kavuran sıcaklıkla daha sıkı tutundum bedenimi saran kollara. Şaşkınlığı endişe duymama sebep olsa da kalbimin bir köşesinde mutlu olacağının sesi yankılanıyordu. Gözlerini gözlerime çevirip "Bu test" dedi ve sustu.

Ağırca yutkundum. Başımı usulca sallayıp soru dolu ifadesine kısık bir sesle karşılık verdim.

"Evet sevgilim; canımda canın büyüyor".

Aniden dudaklarıma kapandı ve beni kendi benliğine katar gibi öpmeye başladı. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum test sonucunun avuç içime bıraktığı sıcaklıkla ona karşılık verdim. İnler gibi çıkan sesine karıştı mutluluk dolu gözyaşlarım.

Geri çekilip anlını anlıma yasladı. Dudaklarını birkaç kez aralayıp konuşmaya çalıştı fakat sesini bile duyamadım. Benim gibi o da titriyordu. Başını geri çekip elimden tuttu ve banyodan çıkmamızı sağladı.

Yatağımıza oturduğumda Cihat bir sağa bir sola dönmeye başladı. Onun bu halini tebessümle izlerken duraksadı. Bakışları gözlerimi bulduğu an önümde diz çöküp alt dudağını dişledi.

Her bakışı kalbimin hızını arttırıyordu. Elini kaldırıp avuç içini sol yanağıma yasladı.

"Güzelim".

Fısıltılı ile çıktı hitabı. Dudaklarıma yayılan tebessüm onun aşkının tesciliydi. Haykırıyordu kalbim; 'Sana deliler gibi aşığım'.

Sevgi ile gözlerinin lacivert harelerine baktım. Usulca yaklaştı, ılık nefesini yüzüme üfledi ve dudaklarını dudaklarıma sürttü.

Derin bir öpücük ruhuma bahşetmeden önce yine fısıldadı.

"Canımı canında taşıyanım".

Elimdeki testi yatağa bırakıp iki elimi de yüzünü kavradım. Dudaklarına kapanıp onu öpmeye başladığımda çoktan nefesime ortak olmuştu. Bana zarar vermekten korkar gibi öpüyor ve aşkla dokunuyordu tenime.

Onun sıcaklığı kalbimi kavururken daha çok sokuldum baharat ve odunsu kokusuna. İçimi titreten dokunuşları dururken anlını anlıma bir kez daha yasladı. "Teşekkür ederim güzelim. Hayatıma mucizelerle giren öpüp kokladığım tek kadınım. Bana hayat verdiğin içim minnettarım".

Dudaklarım bükülürken kirpiklerime takılan yaşı dudakları ile yakaladı. Her birini sakince öpüp kokumu içine çekerken ellerinin üzerine ellerimi yerleştirdim.

Geri çekilip gözlerimin içine buğulu fakat aşkla bakan bir ifade ile bekledi.

"Nasıl başardın bunu?".

Sorduğum soru ile hafifçe kaşları çatılırken devam ettim konuşmaya.

"Nasıl başardın inan ki hiçbir fikrim yok ama mutluyum. Hayatımı maf eden adam olarak senden ölesiye nefret ederken gerçeklerimin ne olduğunu gösterdin. Güven duygusunun farkına vardığım an yanımdan ayrılma istedim. Araf'ı yaşattın aylarca. Varlığından nefret ederken yokluğunda korku ile yaşadım. Bana dokunmayacağını söylediğin her an bu dokunmaya kıyamadığım dudakların dudaklarımla buluştu. Ellerin canımı yaktı, o kadar çok canımı yaktı ki izini hala daha sol boşluğumda taşıyorum".

Derin bir nefes alıp başımı sağ yanıma yatırdım. Güzel yüzünü okşadığımda beklentiyle gözlerimin içine baktığını fark ettim. Tebessümle dudaklarımı araladım ve ekledim.