50- Hala Anlamadın Mı?

657 50 56
                                    

Herkese merhaba, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Keyifli okumalar :)




Seokjin, Namjoon’un talepkar dudakları üçüncü kez kendi dudaklarını sahiplenirken cevap vermeye fırsat bile bulamamıştı. Ortamdaki atmosfer bir anda hızlı bir şekilde yön değiştirdiğinde tek yapabildiği şey Namjoon’un ısrarcı öpücüğüne karşılık vermek oldu.

Namjoon birkaç saniye sonra yeniden geri çekildiğinde ise ikisi de alınları birbirine yaslı bir şekilde derin nefesler almakla meşguldü.

Seokjin sımsıkı yumduğu gözlerini açtı ve bunu yaptığında Namjoon’un da gözlerinin kendisininkiler gibi kapalı olduğunu gördü. Hemen ardından derin bir nefes alıp vermiş ve nefes düzeni artık daha normal bir aşamaya ulaştığında ise tatlı bir şekilde mırıldanmıştı.

“Namjoon?”

Fakat sevgilisi hala bir milim bile kıpırdamamıştı ve gözleri sımsıkı kapalı bir şekilde nefes alıp vermeye devam ediyordu. Seokjin o sırada oldukça garip bir pozisyonda olduklarını bilmese eğer, onun huzurlu bir uykuya daldığını bile düşünebilirdi. Hemen sonra Namjoon gözlerini açtı ve hafifçe geri çekilip Seokjin’in yüzünü süzdü.

“Efendim?”

“Hyung Shik’le konuşmam gerek.”

“Ne için?” diye sordu Namjoon şaşkınca gözlerini kırpıştırarak. Sanki az önce bir rüyadan uyanmış ve şimdi de olanlara anlam verememişti.

“Burada kalmamı istemiyor musun?”

“Kalacak mısın?”

“İstiyorsan evet.”

“İstiyorum.” dedi Namjoon, Seokjin’in cümlesi biter bitmez büyük bir hararetle cevap vererek. Onun bu sabırsız cevabı Seokjin’i güldürmüştü. O güldüğünde Namjoon başını aşağı yukarı sallayıp, bu kez daha sakin bir şekilde sözlerine devam etti. “İstiyorum. Çok istiyorum. Burada, benimle kal bu gece.”

“Tamam.” dedi Seokjin gülümseyerek Namjoon’a bakmayı sürdürürken. “O zaman müsaade edersen eğer Hyung Shik’i aramam gerekiyor.”

Namjoon bu cevaptan sonra gözlerini kırpıştırdı ve bir ahtapot gibi sardığı Seokjin’i usulca bırakarak üstüne eğilmekten vazgeçip, ardından geriye çekildi. Şimdi koltukta düz bir şekilde oturuyor ve Seokjin’in de toparlanarak cebindeki telefonunu çıkartmasını izliyordu.

“Neden Hyung Shik’i arıyorsun ki?” diye sordu kaş çatarak Seokjin’in telefon ekranına bakıp, bir şeyler tuşlamasını izlerken. “Hyung Shik’ten izin mi alacağız birlikte kalmak için? İkimiz de yetişkiniz ve sen benim sevgilimsin. İstediğin zaman bende kalabilirsin. Bunun için birilerine hesap vermek zorunda değiliz.”

Seokjin kısa bir an onun oturduğu yerde dudaklarını büzerek ve kaş çatarak yaptığı tatlı huysuzluğu izledi ve ardından kendisini tutamayıp küçük bir kahkaha attı. Namjoon huysuzluk yaptığında hiç de korkutucu görünmüyordu. Aksine bu hali beş yaşında bir çocukmuş gibi davranmasına neden olduğu için, Seokjin’e oldukça sevimli geliyordu.

“Sakinleş koca oğlan.” dedi Seokjin alaycı bir ifadeyle Namjoon’a bakarken. Bunu yaptıktan sonra da yeniden gülmüştü. “Böyle davranınca tam bir pofuduk ayıcığa dönüşüyorsun.”

“Ne?” dedi Namjoon, bu hiç beklemediği bu yorum karşısında ağzını kocaman kocaman açarak. Seokjin onun bu tepkisine bir kez daha güldüğünde ise kaşlarını biraz daha çatmıştı. “Pofuduk ayıcık da nereden çıktı şimdi? Senin gözünde cidden o yumuş yumuş, gereksiz oyuncağa mı benziyorum? Bu mu yani Seokjin?”

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin