Seokjin tahtaya sorduğu matematik probleminin çözümünü yaparken tüm sınıf sessizce onu dinliyordu. Kimileri onun dersi ne kadar iyi anlattığını düşünürken, kimileri ses tonuna kapılıp gidiyor, kimileri ise onun güzel yüzünü pür dikkat izliyordu. Seokjin öğrencilerinden bazılarının ona karşı masum duygular beslediğinin farkındaydı. Nereye gitse peşinde koşturarak onu takip eden bir grup kız öğrencisi Seokjin'i bir hayli güldürüyordu.
Bazen derslerine girmediği halde gelip ona matematik sorusu soranlar bile oluyordu. Seokjin böyle anlarda öğrencinin hevesini kırmayıp elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor ama öğrencilerinin umutlanmaması için de aradaki mesafeyi her zaman koruyordu. O bir öğretmendi ve onlar da öğrencileri.. Bunun farkına varmaları Seokjin için büyük bir önem teşkil ediyordu. Neyse ki hiçbir zaman zor durumda kalacağı bir olayla karşılaşmamıştı. Öğrencilerinin kendi hallerinde ona hayranlık duymasında herhangi bir sıkıntı yoktu. Seokjin bu masum hayranlıkla baş edebilirdi.
"Herkes sorunun cevabını iyice anladı mı?" diye sordu tahtaya yazmayı bitirip arkasına doğru dönerken. Gözleri öğrencilerinin üzerinde gezindi ve hepsinin aynı anda kendisine olumlu cevap vermesini izledi. Bunun üzerine gülümsemiş ve başını memnun bir ifadeyle sallamıştı. "Pekala o zaman. Bir başka soru."
Seokjin tahtayı temizleyip, yeni bir soruyu daha tahtaya yazdıktan sonra masasına geçti ve sandalyesine oturarak öğrencilerinin soruyu defterlerine yazmasını bekledi. Herkes başını masasına gömmüş soruyla cebelleşirken, en ön sırada oturan Jungkook hızlı bir şekilde parmağını kaldırmıştı.
"Soruyu çözdün mü Jungkook?" diye sordu kaşlarını havaya kaldırırken. Jungkook ise başını hızlı hızlı sallayarak onu onaylamıştı.
"Evet Bay Kim."
Seokjin yerinden kalktı ve en ön sırada oturan Jungkook'un yanına doğru ilerledi. Öğrencisinin sırasının yanında durduğunda Jungkook defterini görebilmesi için Seokjin'in olduğu tarafa doğru iteklemişti. Seokjin Jungkook'un sorunun altına yazdığı cevabı kontrol ederken onun soruyu bu kadar hızlı bir şekilde çözmüş olması gülümsemesine neden olmuştu.
"Aferin Jungkook." dedi öğrencisini takdir ederek. Öğrencilerinde doğru bir davranış gördüğünde övgü sözlerini onlardan asla esirgemezdi. Sözlerinin üzerine Jungkook kocaman gülümsemiş ve tavşana benzeyen dişleri meydana çıkmıştı. Seokjin onun sevimli olduğunu düşündü. "Soruyu bir kez de tahtada çözmeye ne dersin?"
Jungkook öğretmeninin sözleriyle birlikte hızlıca yerinden kalkmış ve gülümseyerek tahtaya çıkmıştı. Tahta kalemini alıp hızlıca soruyu çözmeye konsantre olurken, Seokjin diğer sıraların arasında dolaşıp öğrencilerini kontrol ediyordu. Çoğunluğu cevabı bulmuş gibiydi. Jungkook soruyu çözmeyi bitirip Seokjin'e doğru döndüğünde Seokjin onun yanına doğru ilerledi.
"Aferin Jungkook." dedi öğrencisini yeniden mutlu ederek. "Böyle giderse eğer çok iyi bir üniversiteye yerleşeceksin."
"Teşekkür ederim Bay Kim." dedi Jungkook saygı dolu bir ifadeyle. "Sizin sayenizde."
Seokjin ona gülümsedi ve tam da o anda zilin sesi yankılandı. Bütün öğrenciler ayaklanırken, Seokjin de çantasını toplamış ve sınıftan dışarı çıkmıştı. Öğretmenler odasına girdiğinde birkaç arkadaşının toparlanmaya başladığını görmüş ve kendi montunu almak için askılığa doğru yönelmişti.
"Bugün de bitti." dedi öğretmenlerden biri derin bir oh çekerek. "Öğrenciler beni çok yoruyor."
"Yaşlısın da ondan." dedi diğeri gülerek arkadaşıyla şakalaşırken. Daha sonra da Seokjin'e doğru bakmıştı. "Bak Bay Kim'e, hiç yoruluyor mu?"