81- Hüzün

414 31 73
                                    

Seokjin artık gözyaşlarına engel olmuyordu. Hıçkırıklarını serbest bırakmış ve durmaksızın iç çekerek büyük bir ağlama seline kapılmıştı. Taehyung onu kolundan tutmaya çalışırken, Yoongi'nin kollarının arasında duran Jimin ani bir hareketle Seokjin'e doğru yürümüş ve ona kocaman sarılmıştı. 

"En yakın zamanda gideceğiz abimi görmeye." dedi Jimin de ağlayarak Seokjin'e teselli vermek için çabalarken. "Lütfen ağlama hyung. Ne olursun."

"Tamam." demişti Seokjin gözyaşları hala inatla akmayı sürdürdüğünde. "Ağlamıyorum. Sen de ağlama."

İkili birkaç dakika boyunca öylece birbirlerine sarılarak gözyaşlarını durdurmaya çalışmıştı. Çok başarılı olamasalar da, birkaç dakika sonra biraz daha kendilerini toparlamış görünüyorlardı. Yoongi eve dönmeleri gerektiğini dile getirdiğinde ise ikisi de sessizce onu dinlemişti.

Yaklaşık kırk dakika sonra hep birlikte Seokjin'in dairesine geldiklerinde herkes salondaki koltuklara oturmuş ve ne diyeceğini bilemiyormuş gibi birbirine bakıyordu. Seokjin eve gelir gelmez üzerindekileri çıkartıp kendisini banyoya attı ve yüzüne birkaç defa soğuk su çarptıktan sonra salondakilerin yanına döndü.

"Karnım acıktı benim." demişti Taehyung sessizliği bölerken. "Pizza söyleyelim mi?"

"Olur." dedi Hyung Shik de anında ona katılarak. "Pizzalar benden. Ben söylerim."

Seokjin kanepelerden birinde oturmuş saatini kontrol ederken sessiz kalmayı tercih etmişti. Pizzalar gelene kadar havadan sudan edilen sohbeti ise ifadesiz bir şekilde dinlemiş ve pizzalar geldiğinde herkesin koşturarak birer dilim almasını oturduğu yerden aynı sessizlik içinde izlemişti.

"Jinnie?" diye sordu Yoongi düşünceleriyle boğuşan arkadaşının tüm dikkatini dağıtarak. "Sen hangisinden istersin? Mantarlı ve kekikli domatesli?"

"İstemiyorum." dedi Seokjin kafasını iki yana sallarken yüzünü buruşturduğunda. Midesinin herhangi bir şey istediğini düşünmüyordu.

"İstersen jambonlu da var." dedi Hoseok kendi önündeki kutuyu işaret ederken. "Kola da vereyim sana hyung."

"İstemiyorum Hoseok." dedi Seokjin sakince başını yeniden sallayarak. "Teşekkür ederim."

Yoongi sıkıntılı bir ifadeyle arkadaşını süzmüş ve derin bir nefes vermişti. Seokjin'i toparlamak bir hayli zor olacağa benziyordu. Ve Yoongi bu kez işinin çok daha uzun süreceğinin de farkındaydı. Yan tarafında oturmuş elindeki pizza dilimini küçük ısırıklarla yiyen Jimin'e baktı. Gözleri yol boyunca ağladığı için kıpkırmızıydı ve yanakları da hafifçe kızarmıştı. Neyse ki şimdi sakinleşmiş ve ağlamayı da kesmişti.

"En güzeli bu bence. Mantarlı, jambonlu, zeytinli ve domates soslu.." dedi Taehyung eline aldığı büyük pizza dilimini göstererek. Ardından ayağa kalkmış ve karşı tarafında oturan abisine doğru yavaş adımlarla yürümüştü. Hemen sonrasında pizzayı Seokjin'e doğru uzattı. "Tam senin ağzına layık."

"İstemiyorum Taehyung." dedi Seokjin kardeşinin ona doğru uzattığı pizzayı reddederek. "Sen ye."

"Ama ben senin yemeni istiyorum." demişti Taehyung dudaklarını büzerek. "Lütfen. Bir parça ısır şundan."

"Gerçekten canım hiç istemiyor. Israr etme lütfen." dedi Seokjin kardeşini yanıtlayarak. Ardından yerinden sakince doğrulmuş ve oturduğu koltuktan kalkmıştı. "Ben yatsam sizin için sorun olmaz değil mi?"

"Olmaz bebeğim." dedi Hyung Shik ilk cevap veren kişi olarak. "Gidip dinlen sen hadi."

"İyi geceler Seokjin." demişti Ji Wook ona bakıp burukça gülümserken. Seokjin de ona belli belirsiz gülümseyerek yanıt verdi.

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin