Elindeki kremşantiyi dikkatlice daire şeklinde kestiği pandispanyanın üzerine sürdü ve ardından spatula yardımıyla güzelce üzerinden geçti. Ardından beyaz bulutlar yapmış ve alt kısma çimen şeklinde yeşil şekiller çizmişti. İstediği düzgün görüntüye ulaştığında gökyüzü mavisi gıda boyasını aldı ve pastanın üzerine özenli bir şekilde 'İyi ki doğdun' yazdı.
Yazma işi bittiğinde aldığı renkli şekerleri dikkatlice istediği yerlere serpiştirmişti. Sonrasında ise renkli mumları eşit aralıklarla pastaya yerleştirdi ve hemen ardından geri çekildi. Yüzünde kendisiyle gurur duyan bir gülümsemeyle her şeyini kendi elleriyle yaptığı pastayı süzmüş ve yaptığı işten memnun kalarak kendi kendisine mırıldanmıştı.
"Aferin sana Kim Seokjin."
Pastayı dikkatlice ayaklı pasta servis tabağına yerleştirdi ve ardından hızlıca mutfak tezgahını temizlemeye koyuldu. Hafifçe keyifli bir şarkı mırıldanırken, bir yandan da kirli tabakları makineye yerleştirmişti.
"Şarkı söylediğine göre pasta istediğin gibi oldu?"
Mutfaktan giren Yoongi'nin yorumu Seokjin'i gülümsetmiş ve ardından tezgahın diğer tarafındaki pastayı arkadaşına işaret etmesine neden olmuştu.
"Bir göz at bakalım."
Yoongi bir gurme edasıyla ciddileşerek pastaya doğru ilerledi ve ardından birkaç saniye dikkatlice süzdü. Beyaz pastanın üst kısmında birkaç küçük bulut ve alt kısmında ise ufak yeşillikler vardı. Pastanın üzerinde küçük bir çayır gibi ferah bir görüntü ortaya çıkmıştı. Orta kısımda ise uçuk bir mavi renkle ve özenli bir el yazısıyla iyi ki doğdun yazılmıştı. Yoongi bu profesyonellik karşısında kaşlarını havaya kaldırdı.
"Vay be!" dedi kafasını aşağı yukarı sallayarak. "Beklentimin de üzerinde. Bravo Jinnie."
"Değil mi?" diye sordu Seokjin kocaman gülümseyerek. "Çok güzel oldu bence de."
"Öyle." dedi Yoongi arkadaşını onaylayarak. Ardından da derin derin iç çekmişti. "Aah ah.. Bize hiç böyle pastalar yapılmadı. Üstüne iki tane mum, iki tane de jelibon, tamam."
"Yah!" dedi Seokjin arkadaşının omzuna hafifçe vurarak. "Nankörlük etme kedi! Sana da geçen yılki doğum gününde üzerinde Jimin olan bir pasta yapmadım mı?"
"Evet." dedi Yoongi o mükemmel pastayı hatırlayarak kalbini tutarken. "Aşırı tatlı değil miydi ama? Pastanın üzerine çizgi gözler ve tombul yanaklar çizmiştin. Ahhh.. Kalbim acıdı şu an o tatlılığı düşününce."
"Gördün mü bak?" dedi Seokjin gülümseyerek arkadaşına bakarken. "Bana yapılmadı deme sakın."
"Yine de Namjoon'a daha çok özenmişsin." dedi Yoongi onunla uğraşmaktan asla geri durmayarak. "Bak bak, şu renkli topları bile tek tek koymuşsundur sen şimdi. Tabi konu dana sevgilin olunca, saatlerce mutfağa tıkıldın. Vay be, pabucumuz nasıl da dama atıldı hemen."
"Yürü git kedi." dedi Seokjin gözlerini kısarak, pis pis sırıtan arkadaşına bakarken. "Yoksa bir sonraki doğum gününü pasta yerine muffinle kutlarsın."
"Tabi bütün malzemeleri sevgiline kullanmışsın, bize de muffin kalır ancak. Vay bee.."
"Anlaşıldı. Şu anda seninle hiç uğraşamayacağım." dedi Seokjin gözlerini devirerek. Yoongi ise sinsi bir gülümsemeyle arkadaşını süzmüştü. "Bir ton işim var daha."
"Doğru. Daha kendi ellerinle gökten yıldızları, ayı falan indireceksin."
"Yardım etmeyeceksen kaybol." dedi Seokjin onu takmayarak her yeri bir çırpıda temizlerken. Ardından buzdolabına yönelmiş ve yapacağı atıştırmalıklar için malzemeleri çıkartmaya koyulmuştu.